X

Cilt bakımında yeni trend: FOREO BEAR Microcurrent ve UFO 2 yüz bakım terapisi

Canlı ve sıkı görünen, pürüzsüz, aydınlık ve ışıltılı bir cilt; özellikle yeni hücre üretiminin yavaşladığı 30’lu yaşlarla birlikte dış görünüşümüzle ilgili en çok dikkat ettiğimiz konuların başında geliyor. Gittikçe daha da belirginleşen mimik çizgileri, göz çevresinde beliren kaz ayakları, sadece birkaç dakikalığına güneşe maruz kaldıktan sonra bile anında belirginleşen lekeler, çenede ve yüz hatlarında yavaş yavaş kendini göstermeye başlayan küçük sarkmalar ayna karşısında geçirdiğimiz dakikaların çoğalmasını, bu küçük belirtileri estetik müdahale olmaksızın nasıl yok edebileceğimize dair çözüm arayışlarına girmemizi ve cilt bakım rutinimizi cildimizin gereksinimlerine göre yeniden düzenleme ihtiyacını beraberinde getiriyor. Güzellik merkezlerinde tüm bu ihtiyaçlara yönelik uygulanan oldukça zahmetli ve pahalı işlemleri ev konforunda sunabilen FOREO BEAR ve FOREO UFO 2, günlük cilt bakımında rahatça kullanılabilen ve cildinizdeki etkilerini çok kısa sürede gösterebilen iki muhteşem teknolojik cilt bakım cihazları olmalarıyla ön plana çıkıyor.

30’lu yaşlarının başındaki biri olarak düzenli uygulama sonucunda cildimdeki küçük lekelerin, ince kırışıklıkların, sarkma belirtilerinin ve gözeneklerin azalmasını sağlayan cilt bakım ürünlerinin yanı sıra; uzun araştırmalar sonucunda denemeye karar verdiğim ve yalnızca 1 ay gibi kısa bir sürede bile etkili sonuçlar almamı sağlayarak beni oldukça şaşırtan doğal yüz şekillendirici FOREO BEAR mikro akım teknolojisi ve FOREO UFO 2 yüz bakım terapisi cihazları da kullandığım ürünlerin etkilerini daha görünür kılarak günlük cilt bakım rutinimin ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Mikro akım yardımıyla yüzdeki kasları çalıştırarak cildi sıkılaştıran ve toparlayan FOREO BEAR ve tam spektrumlu led ışık terapisi, termo terapi (ısıtma terapisi), kriyoterapi (soğutma terapisi) ve T-Sonic titreşimler gibi özellikleriyle cildimin ihtiyaç duyduğu bakımı sağlayan FOREO UFO 2 cihazlarını cilt bakım rutinime nasıl entegre ettiğimi gelin yakından inceleyelim.

Cilt bakımına başlamadan önce dikkat edilmesi gerekenler

Cilt bakımına başlamadan önce, kullandığım ürünlerin cildim tarafından tamamen emilebilmesi ve etkilerini gösterebilmesi için cildimi önce makyaj kalıntılarından ve çevresel kirleticilerden tamamen temizliyorum. Hemen sonrasındaysa FOREO Serum Serum Serum ürünümü uygulayarak microcurrent bakımıma geçiyorum.

BEAR ile cildi sıkılaştıran ve sarkmaları önleyen microcurrent (mikro akım) bakımı

Cilt bakımına başlamadan, yani ellerimle yüzüme temas etmeden önce ellerimi mutlaka sabun ve suyla iyice dezenfekte ediyorum. Ayrıca güneş kreminden serumlarıma, kullandığım tüm cilt bakım ürünlerinde mümkün olabildiğince hava almayan ve tüm ürünün elle temas etmesini engelleyen pompalı ambalajları tercih ediyorum.

BEAR’ı kullanmaya başlamadan önce birkaç pompa FOREO Serum Serum Serum ile cildimi güzelce nemlendiriyorum. FOREO Serum Serum Serum’da bulunan squalen yağı hem antioksidan özellikte olması hem de gözenekleri tıkamaması nedeniyle en sevdiğim içeriklerden biri. Serumun içindeki hyaluronik asitse cildimi nemlendirerek daha pürüzsüz, nemli ve canlı görünmesine yardım ediyor. Bu serum BEAR’ın metal kürelerinin cildimde daha iyi kaymasını ve bu yolla cildime zarar vermeden masaj yapabilmesini de sağlarken, iletkenliğiyle cihazdan iletilen akımın daha derine ulaşmasına da yardımcı olduğu için hem içeriği hem de BEAR ile uyumlu olması nedeniyle bu aşamada sadece Serum Serum Serum kullanıyorum.

Serumumu cildimin tamamına eşit olarak dağıttıktan sonra telefonumdaki FOREO for You uygulamasını açıyorum ve BEAR cihazıma bağlanarak bakımımı seçiyorum. Mikro akım seviyesini belirledikten ve T-Sonic titreşimleri de ayarladıktan sonra bakım için hazırım!

Uygulamadaki modelin yönlendirmeleri doğrultusunda, BEAR’ın metal kürelerini elmacık kemiklerimden şakaklarıma doğru, çene hattımda ve alın bölgemde yukarı-aşağı hareketlerle 3 dakika süresince hafifçe bastırarak gezdiriyorum. BEAR’ın gövdesi silikon malzemeden yapılmış olduğu için kavraması oldukça kolay ve uygulama sırasında asla elimden kaymıyor.

BEAR’ı kullanmaya başlamadan önce, cildime doğrudan temas eden metal kürelerden elektrik akımı iletmenin tehlikeli olabileceğiyle ilgili endişelerim vardı. Ancak BEAR, Anti-Shock System’e sahip bir cihaz, yani cildime uygun seviyede akımı ihtiyacıma göre ayarlayabiliyor. Bu nedenle uygulama sırasında herhangi bir acı ya da rahatsız edici bir hissiyat duymadan, güvenle yüzümün her yerinde dolaştırabiliyorum. Ayrıca akım yoğunluğu ve ve yüz kaslarınıza masaj yaparak kullandığınız ürünün daha iyi emilmesini sağlayan T-Sonic titreşimler uygulama sırasında manuel olarak ayarlanabildiği için, herhangi bir rahatsızlık hissetmeniz durumunda cihazın akım ya da titreşim seviyesini kendinize göre ayarlayabilirsiniz.

Bakım sona erdiğinde -asla su geçirmediği için- BEAR’ı sudan geçirip üzerindeki kalıntıları hızlıca temizliyorum ve kurumaya bırakıyorum.

BEAR’ı yaklaşık 1 aydır, haftanın 4-5 günü, sadece 3 dakika ayırarak düzenli olarak kullanıyorum ve özellikle çene bölgemdeki sarkmaların toparlandığını, elmacık kemiklerimin çok daha belirgin hale geldiğini, yüzümün genel hatlarında bir sıkılaşma olduğunu ve cildimin çok daha genç, canlı ve aydınlık göründüğünü söyleyebilirim. 

FOREO UFO 2 ile yüz bakım terapisi

Cildim güzelce sıkılaştıktan ve rahatladıktan sonra, ihtiyaçlarına uygun içeriklerle derinlemesine bakım yapan FOREO UFO 2 ile yüz bakım terapime başlıyorum. UFO 2, beraberinde kullanılan FOREO UFO Power Maskelerdeki aktif bileşenlerin ciltteki etkisini artırmak için 45 santigrat dereceye kadar anında hızlı ısıtma, şişkinliği azaltmak ve gözenekleri küçültmek için 5 santigrat dereceye kadar anında hızlı soğutma, ciltte farklı faydaları ve etkileri bulunan tam spektrumlu 8 farklı led ışık ve nazikçe masaj yaparak ürünlerin ciltteki emilimini arttıran T- Sonic titreşimler ile her bir bakım için özelleştirilmiş yüz bakım terapileri sunuyor.

Tam spektrumlu 8 led ışık cilde nasıl faydalar sağlıyor?

FOREO UFO 2’de bulunan, her bir cilt bakımı için farklı kombinasyonlarda kullanılan ve manuel olarak da ayarlanabilen farklı dalga boylarındaki led ışıklar ciltteki farklı sorunları hedef alarak bu sorunların giderilmesine yardımcı oluyor:

  • Kırmızı led ışık ciltteki hücrelerde kolajen üretimini artırarak ve cildinizin çok daha genç ve dolgun bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.
  • Yeşil led ışık cildin farklı bölgelerindeki ton eşitsizliklerini düzenliyor ve özellikle mat olan bölgelerin çok daha canlı görünmesini sağlıyor.
  • Mavi led ışık kan akışını tetikleyerek hücrelere daha fazla besin ve oksijen iletilmesine, bu yolla hücrelerin canlılığını korumasına ve cildin çoa daha sağlıklı ve canlı görünmesine yardımcı oluyor.
  • Turuncu led ışık cildin yenilenmesini sağlayarak; içten gelen, sağlıklı bir ışıltı kazanmasına yardım ediyor.
  • Mor led ışık ciltteki ince kırışıklıkların ve kaz ayağı, mimik çizgileri, alında oluşan çizgiler gibi yaşlanma belirtilerinin önüne geçmeyi sağlarken aynı zamanda cilde aydınlık da veriyor.
  • Cam göbeği led ışık özellikle hassas ciltlerin çok sık karşılaştığı bir durum olan, çevresel faktörler nedeniyle strese giren cildi yatıştırmaya ve sakinleştirmeye yardımcı oluyor.
  • Beyaz led ışık cildi sıkılaştırarak şişkinliklerin giderilmesini sağlıyor.
  • Sarı led ışık cildi sakinleştirerek ve yatıştırarak kızarıklıkların azaltılmasına yardımcı oluyor.

FOREO UFO 2 yüz bakım terapisini nasıl uyguluyorum?

Uyguladığım bakım ve kullanacağım maske hangisi olursa olsun, önce FOREO for You uygulamasını açarak UFO 2 cihazıma bağlanıyorum ve menüdeki bakımlar kısmından o anda uygulamak istediğim bakımı ya da maskeyi seçiyorum. Cihazın arka kısmında bulunan şeffaf halkayı çıkardıktan sonra, ambalajından çıkardığım UFO power maskeleri cihazın arka kısmında kalan yuvarlağa yerleştiriyorum ve halkayı tekrar takarak maskeyi sabitliyorum. Sonrasında uygulama üstünden istediğim bakımı başlatıyorum ve cihazı cildimin her yerinde gezdirerek maskedeki tüm ürünleri cildime eşit şekilde dağıtıyorum. Uygulama sırasında ekrandaki modelin hareketlerini takip etmek, ayna kullanmadan bile ürünü cildimin her yerine eşit şekilde dağıtmamı sağlıyor.

FOREO UFO 2 ile birlikte hangi UFO Power Maskeleri kullanıyorum?

Karma bir cilde sahip olduğum için kullandığım bakım ürünlerinde hem cildimin kuru bölümlerini yeterince nemlendirecek, hem fazla sebumdan ve çevresel kirleticilerden arındıracak, hem yatıştıracak hem de yaşlanma belirtilerini geciktirecek içerikleri kullanmaya dikkat ediyorum. Bu hedeflere yönelik olarak formülize edilmiş, farklı özelliklerdeki ve içeriklerdeki maskeler olsa da; benim UFO 2’nin sunduğu terapilerle birlikte kullanmayı en sevdiğim ve cildimdeki faydalarını kısa sürede gözlemlediğim en favori üç FOREO maskem: Gündüzleri arındırıcı ve yatıştırıcı özellikleriyle Green Tea, cildimin çok kuruduğunu hissettiğim zamanlarda yoğun nemlendirici özelliğiyle Make My Day; geceleriyse yoğun besleyici ve hücre yenileyici özelliğiyle Call it a Night

Green Tea Maskesi

Oldukça hassas bir cildim olduğu için, çevresel kirleticiler ya da makyaj kalıntıları cildimde anında hassasiyet yaratabiliyor, kızarıklık ve kaşıntıların oluşmasına neden olabiliyor. Cildimin ihtiyacına göre haftada bir ya da iki kez kez uyguladığım Green Tea maske terapisi cildimi hem yatıştırdığı hem de temizlediği için en sevdiğim FOREO bakımlarından biri. Antioksidanlar bakımından zengin yeşil çay içeriği ve özellikle Çin ve Kore’de geleneksel tıp uygulamalarında kullanılan bir bileşen olan ulmus davidiana kök özü ile cildimi derinlemesine temizlerken; uygulama sonrasında cildim oldukça nemlenmiş ve aydınlık da görünüyor. 

Green Tea maskesi uygulaması sırasında cihazda sadece bu bakıma özel olarak aktive edilen terapiler şöyle: Maskede bulunan bakım ürünlerinin emilimini artıran ve kan dolaşımını hızlandıran termo terapi (ısıtma terapisi); gözenek görünümünü azaltarak cildi canlandıran kriyoterapi (soğutma terapisi); cildin rahatlamasını, mat görüntüyü canlandırmayı ve ciltteki ton eşitsizliklerini düzenlemeye yardımcı yeşil led ışık; kan dolaşımını hızlandırarak lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı mavi led ışık ve ürünlerin emilimini artıran T-Sonic titreşimler.

Make My Day Maskesi

Cildim, özellikle mevsim geçişlerinde ve yazın çok sıcak, kışınsa çok soğuk günlerinde çok hızlı kuruyabiliyor. Her zaman olmasa da, özellikle cildimin neme ihtiyacı olduğunu hissettiğim zamanlarda Make My Day bakımı inanılmaz hızlı ve yoğun bir nemlendirme sağlıyor. Bu bakımın temel bileşeni, nemlendirme ve nem tutma özelliği ile en sevdiğim içeriklerden biri olan hyaluronik asit. Ayrıca içeriğinde bulunan kırmızı alg de antioksidan içeriğiyle cildimin çok daha sağlıklı görünmesine, nemlenirken çevresel kirleticilere karşı koruyucu bir kalkan oluşmasına yardımcı oluyor.

Make My Day bakımı içeriklerinin yanı sıra, UFO 2′nin sunduğu terapilerle de cildimin çok daha nemli, genç ve canlı görünmesini sağlıyor. Make My Day bakımı sırasında aktive olan termoterapi (ısıtma terapisi) Make My Day’deki harika içeriklerin cildim tarafından emilmesine ve etiklerinin artırılmasına, yeşil led ışık cildimin daha ışıltılı olmasına ve renk eşitsizliklerinin giderilmesine, kırmızı led ışık kolajen üretiminin desteklenmesine ve cildimin çok daha dolgun görünmesine, T-Sonic titreşimlerse hem ürünlerin daha iyi emilmesine hem de led ışıkların cilde iyice nüfuz etmesine yardımcı oluyor.

Call it a Night Maskesi

Haftada 2-3 kez, gece yatmadan önce uyguladığım Call it a Night’ın etkilerini özellikle uyguladığım gecelerin sabahında çok daha aydınlık, ışıltılı ve pürüzsüz bir ciltle uyanarak gördüğümü söyleyebilirim. İçeriğinde anti-aging özellikli ginseng bulunduğu için ince çizgilerimin görünümünü gözle görülür şekilde azaltan ve cildimdeki serbest radikal hasarını gideren bu harika bakım, aynı zamanda zeytinyağı da içerdiği için cildimin esnekliğini artırıyor ve adeta bebek cildi gibi yumuşacık, pürüzsüz ve kusursuz sabahlara uyanmamı sağlıyor.

90 saniyelik Call it a Night bakımı sırasında UFO 2 tarafından aktive edilen kırmızı led ışık, farklı seviyelerdeki T-Sonic titreşimler ve termo terapiyle bir araya gelerek ürünlerin cildim tarafından daha iyi emilmesine ve içeriklerinin etkilerini daha iyi gösterebilmesine yardımcı oluyor. Sonuç: Çok daha esnek, pürüzsüz ve yumuşacık bir cilt, aydınlık ve ışıl ışıl parlayan bir yüzle uyandığım sabahlar!

UFO 2 bu şekilde her bakım ve maske için özel olarak geliştirilmiş, farklı terapi kombinasyonlarıyla cilt bakımınızdan en iyi performansı almanızı sağlıyor. Ancak maskelerde oldukça fazla miktarda ürün bulunduğu için, dilerseniz bakımınız ya da maske uygulamanız bittikten sonra, uygulamadan istediğiniz renkteki led ışığı, T-Sonic titreşim seviyesini ve sıcak-soğuk terapi seçeneklerini manuel olarak da ayarlayarak maskede kalan ürünlerle terapinizi biraz daha uzatabilirsiniz. Ancak 45 santigrat dereceye kadar yükselebilen cihaz yüzeyi direkt olarak ciltle temas ettiğinde hassasiyet yaratabileceği için; cihaz yüzeyiyle cildiniz arasında UFO Power Maskeler olmadan kesinlikle uygulamamanız gerekiyor. Cildinizde yaratabileceği hassasiyetin yanı sıra, ısıtma farklı cilt bakım ürünlerini farklı şekillerde etkileyebileceği ve formülündeki içeriklerin yapısını değiştirebileceği için farklı bakım ürünleriyle kullanırken mutlaka yapısını incelemeniz öneriliyor. 

FOREO BEAR ve UFO 2‘yi cilt bakım rutinime dahil ettiğimden beri hem cihazlarla birlikte hem de ayrı olarak kullandığım tüm ürünlerin cildimdeki etkilerinin gözle görünür hale geldiğini söyleyebilirim. Yaşlanma belirtilerine ve cilt sorunlarına henüz ortaya çıkmadan müdahale edildiğinde, ilerleyen yaşlarda ancak estetik müdahalelerle düzeltilebilecek kusurların oluşması da önemli ölçüde engellenebileceği için cilt bakımı konusunda yapılacak erken yatırımların ilerleyen yaşlarda ‘yaşlanmadan yaş almanın’ formülü olduğunu düşünüyorum.

Tıpkı ‘nasıl olsa sağlıklıyım’ diyerek yediklerimize ve içtiklerimize dikkat etmediğimizde, hareketsiz kaldığımızda ya da zararlı alışkanlıklar sürdürdüğümüzde ilerleyen yaşlarda hastalık riskini artırdığımız gibi; ‘nasıl olsa cildimde bir sorun yok’ diyerek cilt bakımını da ilerleyen yaşlara ertelediğimizde yaşlanma belirtilerinin çok daha erken ortaya çıkmasına sebep olabiliyoruz. Bu nedenle doğal yollarla cildinizi toparlamak, cilt bakım merkezinde yaptırdığınız bakımları ev rahatlığında ve konforunda, çok daha kısa sürede gerçekleştirmek ve en önemlisi, yaşınız ne kadar ilerlese de çok daha sağlıklı, ışıltılı ve canlı bir cilde sahip olmak için bu iki muhteşem cihaza mutlaka bir şans vermenizi öneriyorum.

FOREO BEAR ile hemen tanışmak ve satın almak için tıklayın.

FOREO UFO 2 ile hemen tanışmak ve satın almak için tıklayın.

Bu yazı FOREO’nun katkılarıyla hazırlanmıştır.

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale