Çıkarsız yalan söyleme durumu: Her yalancı bir mitoman mıdır?
Mitomani denilen “yalancılık hastalığı” günümüzde çok yaygın bir hale geldi. İnsanlar yalan söylendiklerini düşündüklerinde birbirlerini mitoman olmakla suçluyorlar. Acaba her yalancılık “mitoman”lık mı?
Mitomani denilen durum kişinin hiçbir çıkarı olmadığı halde yalan söylemesi durumudur. Mitomaniyi normal yalancılıktan ayıran en önemli durumda fark budur. İkinci fark ise kişinin -deyim yerindeyse- ayak üstü yalan söylemesidir. Öyle ki arada söylediği doğruların sayısı azalmış, doğrudan çok yalan söyler hale gelmiştir.
Patolojik yalancılık da denilen bu durum, aslında kişiliğin erken gelişim dönemlerinde başlar. Kendini ifade etmek ve ilgi görmek için yalan söylemeye başlayan bir çocuk artık giderek bu yalana sarılır olmuştur. Bunun dışında ailenin sürekli müdahale ettiği, her yaptığına karıştığı, sürekli ceza verdiği çocuklar da yalan söyleyerek cezadan kurtulduğunda, yalanı bir yaşam şekli haline getirerek mitoman olurlar. Her insan ara sıra yalan söyleyebilir. Hele ki beyaz yalan dediğimiz karşımızdaki insana zarar vermeyen, ama bizi zor durumdan kurtaran yalanlara günlük hayatta rastlarız. Örneğin eşiniz saçını boyatmıştır, çok yakışmasa bile mutlu olması için beğendiğinizi söylersiniz, bu aslında bir nevi yalan söylemektir. Ama bu durumu çok abartmaz, her zaman da başvurmayız.
Bugüne kadarki meslek hayatımda – ki 25 seneyi doldurmuş bir psikiyatristim- gerçek anlamda mitoman dediğimiz 5 tane danışan gördüm. Günlük psikiyatri pratiğinde belki normal bir sayı olabilir ama bu sayının Okan Bayülgen’in programına çıkmamdan ve mitomaniyi anlatmamdan sonra artması belki de rahatsızlığı olanların biraz daha çok başvurması ile de ilişkili olarak değerlendirilebilinir.
Bu danışanların ortak özelliği artık bu durumdan rahatsızlık yaşamaları, dostlarını, sevgililerini, arkadaşlarını, eşlerini hatta kendi öz ana babalarını kaybedecek hale gelmeleridir. Adları yalancıya çıktığı gibi, ne yaparlarsa yapsınlar yalan söylemeye engel olamadıklarını bu yüzden de çok sıkıntı yaşadıklarını söylüyorlardı. Birkaç aylık tedaviden sonra durumlarını düzeltip hayatlarına döndüler. Ama unutmamak gerekir ki bunlar, düzelmeyi gerçekten isteyen insanlardı. Ben hayatımdan memnunum diyen bir insanın bundan kurtulması daha zordur.
Mitomani aslında bir tür “dürtü kontrol bozukluğu”dur. Dürtü kontrol bozukluklarında kişi bir işi yapana kadar çok sıkıntı yaşar, yapar, kısa bir süre rahatlar sonra gene sıkıntı yaşamaya devam eder. Mitomani konusunda da durum böyledir. Hiç gereği yokken, örneğin bir adam Taksim’deyken, sevgilisine Tuzla’dayım der, bir süre rahatlar, sonra da “niye yalan söyledim” diye sıkıntı duyar. Bu nedenle aslında mitomanlar sanılanın aksine durumdan çok hoşnut değildir. Hem kendi içinde sıkıntı yaşar, hem yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşar. Bütün bu sıkıntılar onun durumunu daha da ağırlaştırır. Durumu ağırlaştıkça da yalan söylemesi artar. Bir kısır döngü devam eder gider.
Mitomani tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte olduğunda başarılı sonuç alma olasılığı daha yüksektir. Tek başına ilaç tedavisi ya da tek başına psikoterapi eksik kalabilir ilerde tekrarlamalar olabilir. Sonuç olarak mitomani tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ama kişinin kendisinin de tedavi olmayı istemesi gerekir.
İlginizi çekebilir: Söylenen yalanları yakalamak için dikkat etmeniz gereken 6 nokta