Cevdet Bey’e mektuplar: Üstünü örttüm veryansınlarımın, duyulmasın diye
Pek muhterem Cevdet Bey,
Sevda sorunlarımla sizi sıkıyorum farkındayım efendim fakat takdir edersiniz ki beni, yaşadığım çağda, eski zaman insanları anlıyor sadece. Zamane kadınları ve erkekleri gülüp geçiyor, geçmezse de sıkılıyorlar. Vazgeçmek içlerine işlemiş! Süratle vazgeçebiliyorum ben de biliyorsunuz. Bu vazgeçiş bir kaçış, bir imtihan gibi. Afakta hayal ettiğimiz hayalleri viran edenlerden yanadır derdim Cevdet Bey!
Keşke inanmasaydım ona hiç diyorum. Akıbetimiz bir ihtimal başka olabilir miydi diye düşünmeden edemiyorum. Ardından yaşantılar gözlerimin önünde beliriveriyor! Alem duysun ki affedemem diyorum, hırsla, öfkeyle, nefretle. Sonra an oluyor, muhabbetimiz aklıma geliyor. Bedbaht halime bir o iyi geliyor Cevdet Bey, bir o okşayınca dalgalanıyor saçlarım. Ebediyen mutlu mesut yaşayacakmışçasına aşkım nüksediyor.
İç çekiyorum günler boyu. Ben haricinde başka tenlere dokunduğunu bilmesem! Keşke unutsam. Bir el gelse ve alsa aklımdan yaşadıklarımı. Bir telaş içindeyim ki sormayın. Ona olan düğüm içinde düğümlerim, kilitlenmiş cümlelerim var. Sizce hep kovalayacaklar mı beni Cevdet Bey? Veryansınlarımı duymasın diye örttüm hepsinin üstünü. Duymasın efendim bilmesin. Acılarımı bilmesin. Onca hayal kurdurttu bana zamanında, onca tebessümümü fırlatıp attı uçsuz bucaksız yerlere. Bulamıyorum neredeler!
Bekleyin diyorsunuz. Bekleyin geçecek. Daha önce de böyle demiştiniz. Yoksa sizde mi kandırıyorsunuz beni?
Busemi izam ediyorum, kabul buyurun efendim.
İlginizi çekebilir: Cevdet Bey’e mektuplar: İçine şüphe düşmüş sevgiler