X

Cesaretin bedeli varsa ödemeye hazır mısınız?

Çokça duymuşsunuzdur bu sihirli kelimeleri; “cesaret, cesaret edebilmek, cesaretlendirmek, cesur olmak, cesaretli kişi, cesaretli bir hareket, cesur bir seçim…” Peki, gerçekten cesaretin tanımı mümkün müdür? Ben bugün bu yazımda sizlerle cesaret hakkında “cesurca” sorular soralım istiyorum. Öncelikle kendimize sonrasında ise seçimlerimize ve hayatımızda olduğumuz noktaya, kısacası bugünümüze…

Ben sizlerle birlikte bu “adım atamamak” yani o gerçek cesaretten hemen önceki kısmı inceleyelim istiyorum.

Cesaret nedir? Yine kelime anlamlarından başlamak istiyorum, bakın nasıl tanımlanmış; cüret, güç ve tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu kuvvet ve güven. Görmekteyiz ki cesaretin tanımında kendimize güvenmek ve aynı zamanda “güç” bir işe giriyor olmak gerçeği vardır. Bazen öyle anlar olur ki hayatımızda tam kapıdan dönüveririz. O kapıdan geçmeye bir adım atarsak içerideki bambaşka bir güçlüğe karşı gelebilecek olmamıza rağmen geri dururuz. “Cesaret edemedim” olur tercümesi… Sonra yıllar geçer ve biz “keşke o gün atamadığım o adımı bugünkü cesaretim ve kendime güvenim ile atabilseydim deriz…

Ben sizlerle birlikte bu “adım atamamak” yani o gerçek cesaretten hemen önceki kısmı inceleyelim istiyorum. Neden adım atmaktan çekiniyoruz, neye güvenemiyoruz? Hemen kendimden bir örnek ile başlayabilirim. Hayatımda çoğu zaman asla cesaret edemediğim bir şey olmadı ta ki gerçek bir boşanma kararı verinceye kadar. Çünkü itiraf edeyim çok korkmuştum, o adımı atacak olursam sonrasında yaşayacaklarımdan, hayatımın nasıl devam edebileceğini (o zamanki küçük dünyamda tezahür ederken) düşünmekten ve ayrıca “birey” olmaktan o kadar çok korkmuştum ki… Sonsuz bir mutsuzluğu tüm bu atılıverecek sadece “azıcık” cesaret gerektiren adımlara tercih etmiştim…

Normalde kendimize dönüp dönüp tekrar endişeyle sorduğumuz nasıl olur, olabilir mi, yapabilir miyim, başarabilir miyim gibi soruların tümü kaybolur gider…

Bugün bana sorsaydınız şimdi ne yapardın? Öncelikle cesaret noktasında, kesinlikle pozitif, nötr ve negatif olarak 3 bölüme bölerek incelerdim. Eğer hayatımızda bir şey bizi nötr olarak tutuyorsa veya en azından pozitife götürmüyorsa, kesinlikle negatife götürmesini kabul etmemeliyiz. Çünkü hayatın normal durumu nötrdür; yani herhangi bir kişi ve ya herhangi bir durum bizim için sıfır noktasında olabilir. Önemli olan negatif yani bizden alan, bizi üzen, bizi yıpratan veya bizleri kendimizle karşı karşıya getirecek özellikte olmasına ve bu şekilde hayatımıza girebilmesine daha önemlisi hayatımızda kalabilmesine izin verip vermediğimiz durumlardır. Ve cesaret bize daha pozitife gitmek için güç verir.

Bu yüzden, ben bugün sadece ve sadece hayatıma daha fazla güzellik, diğer bir anlamda daha fazla pozitif olanı katmam gerektiğini açıkça biliyorum. Bu yüzden sonu ve bilinmezliği her ne olursa olsun cesaretle hayır derdim, o zaman atamadığım tüm adımları hiç korkmadan ve düşünmeden atar ve yoluma daima pozitifte kalmaya odaklanarak sadece olduğum gibi devam ederdim…

Peki, bu dediğimiz cesaret bu kadar basitse neden hepimiz gümbür gümbür cesaret sergileyemiyoruz, neden tercihlerimizde bu kadar çok düşünüyoruz? Aslında burada bir şeyi “istemek” ve gerçekten gönülden istemek ve sevmek ile ilgili bir tılsım var. Gerçekten istediğimizde, herhangi bir şeyden korkmayız, öylesine inanırız ki başımıza o inandığımız şeyden başka bir şey gelebileceği olasılığını bile es geçiveririz… Normalde kendimize dönüp dönüp tekrar endişeyle sorduğumuz nasıl olur, olabilir mi, yapabilir miyim, başarabilir miyim gibi soruların tümü kaybolur gider…

Buna bir de hayatımızda yaşamaya “cüret” ettiğimiz kadarını ekleyebiliriz. Bazılarımız güvenli kıyılarda bir ömür harcar, diğerlerimiz ise hiç gidilmemişe gitmedikçe o hayatı yaşanmaya değer görmez, bazılarımız sadece bir şeye odaklanır, diğerlerimiz ise düşsek de yine de tekrar tekrar denemeye devam ederiz. Bunun gibi cesaretin küçüğü veya büyüğü olmaz. Aslında her bilinmeyeni tercihimiz cesaret adına attığımız bir adımdır. Adeta yolumuzu kendi kendimize çizeriz.

Bugün bu yazımda bana eşlik etmeye cesaret eden sevgili sen, hayat işte bu anlık cesaretlerimiz kadar bizlere yakındır; yanı başımızdadır.

Bakın sevgili Brene Brown Cesur Yanınızı Kucaklayın ile cesareti nasıl yorumluyor;

“… ‘Büyük Cesaret Göstermek’ ifadesi Theodore Roosevelt’in Cumhuriyette Yurttaşlık adlı konuşmasından alınmıştır. Arenadaki Adam olarak da adlandırılan konuşma 23 Nisan 1910’da Fransa Paris’te Sorbonne’da yapılmıştır. İşte bu konuşmayı meşhur kılan paragraf şöyledir;

Önemli olan eleştirmen değildir, güçlü insanların nasıl tökezlediklerini ya da daha iyi yapılabilecek işlerin faillerini gösteren kişi değildir. Saygınlık gerçekten arenada olan adamındır; yüzü toza, tere ve kana bulanmış olanın; yiğitçe çabalayanın, tekrar tekrar hata yapanın ve yetersiz kalanındır. Çünkü hata ve kusur olmadan çaba da olmaz. Saygınlık, başarmak için gerçekten mücadele verenin, büyük şevkleri ve bağlılıkları tanıyanın; kendini değerli bir amaca adayanın, en iyi ihtimalle sonunda üstün başarının tutkusuna ereceğini, en kötü ihtimalle başaramayacağını ama hiç değilse büyük cesaret göstererek başaramayacağını bilenindir…”

Bugün bu yazımda bana eşlik etmeye cesaret eden sevgili sen, hayat işte bu anlık cesaretlerimiz kadar bizlere yakındır; yanı başımızdadır. Sadece yüzümüzü toprağa sürmeye, kanımızı akıtmaya ve terimizi muhteşem rüzgarlarda dalgalandırmaya korkmayalım… Cesaret, hayatımızda kendi kendimize verebileceğimiz en güzel hediyedir, kendimize güvenmektir, bu güvenle yollara çıkıp, yollar aşıp, maceralar yaşayıp dopdolu bir hayat sürebilmek için içimize, ta kalbimizin derinliklerine saklanmış olan en güzel varlığımızdır…

 

İlginizi çekebilir: Kendi yolunuzu yaşamak için: Yola çıkmalı, hemen

 

 

 

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale