Kannabinoidol (CBD), kenevir cinsi bitkilerin reçineli çiçeğinde doğal olarak bulunan ve sarhoş edici hiçbir etkisi olmayan bir bileşik. CBD ürünleri yüzlerce farklı şekilde karşımıza çıksa da; CBD yağı, tentür (alkolün bitkiye etki etmesiyle elde edilen sıvı), sakızımsı ya da yumuşak jel, krem ya da losyon, piyasada en kolay bulunabilecek CBD ürünlerinin başında geliyor.
Son zamanlarda doktor ve bilim insanları, tıpta binlerce yıl öncesine dayanan zengin bir geçmişi olan CBD’nin terapötik özelliklerini test ediyor ve onaylıyorlar. Güvenli, bağımlılık yapıcı olmayan bir madde olan kannabinoidol, sadece kendir otu ve kenevirde bulunan 140’tan fazla kannabinoidden biri.
Antibakteriyel ve sakinleştirici özelliği bulunan CBD kendi başına, yani izole edilmiş bir molekül haliyle aslında o kadar da etkili değil. CBD’nin etkisi, etrafındaki destekleyici moleküller ile katlanarak artıyor. Bu konuyu ilerideki yazılarımızda daha derinlemesine ele alacağız. Bu yazı özelinde ise CBD terimini kullanırken, CBD ile beraber destekleyici molekülleri de içeren formülleri kastettiğimizi belirtmekte fayda var.
CBD vücudumuzun endokannabinoid sistemini nasıl etkiliyor?
Endokannabinoid sistem, insan vücudundaki en büyük reseptör sistemidir. Endokannabinoid sistemimiz tıpkı bir “süper bilgisayar” gibi, her şeyin uyum içinde çalıştığından emin olmak için vücuttaki tüm sistemlerle iletişim kurar ve son derece hassastır. Bu sistem işlevini kaybettiğinde bilgisayarımız çökebilir; ağrı, stres ve hastalık gibi durumlar gelişebilir.
CBD (kenevir bitkisindeki diğer bileşikler ile birlikte) vücudun iç dengesini korumak için her organda ve çoğu dokuda bulunan bu reseptörlerle etkileşime girer. Araştırmalar, CBD’nin stres, ağrı ve uyku bozukluğu semptomlarını etkili bir şekilde hafiflettiğini gösteriyor.
CBD, geniş aktivite yelpazesi ve vücuttaki çeşitli nörotransmiter (sinir iletimi) sistemleri ile etkileşimi nedeniyle sıklıkla “farmakolojik olarak seçici olmayan” şeklinde tanımlanır. Hastalar, CBD’nin birçok farklı vakayı, yan etki olmadan tedavi edebilme özelliğini çekici bulur. Ancak, tam da bu özelliği yüzünden CBD doktorlar için pek de tercih edilen bir içerik olmayabilir. Çünkü tıp dünyasında genellikle hedefe yönelik, etkisi belli tedavi seçenekleri tercih edilir. Doktorlar, bitki temelli ve geniş bir etki yelpazesine sahip ürünleri tercih etmeme eğilimindedir.
CBD, hastalıklara moleküler düzeyde çözüm getirebilir
Pek çok hastalığın temelinde, tıkanmış ya da düzensiz ilerleyen metabolik yolaklar (kimyasal tepkimeler) bulunuyor. CBD alanında önde gelen firmalardan Wonderfeel* Şirketi’nin Baş Ürün Formülatörü Dr. Andrew Levinson, “Sorunun kaynağı tam olarak burada, moleküler düzeyde. Arızalı bir metabolik yolağı, paslı dişliler olarak düşünün. Yüksek konsantrasyonlu terpen, vitamin ve mineralleri CBD ile birleştirdiğinizde pas sökücü gibi davranırlar – bu paslı dişlileri tekrar hareket ettirirler ve bu bir rahatlama getirir.” diyor.
Bu açıdan baktığımızda, “stresliyim” ya da “omzum ağrıyor” dediğimizde aslında tıkanmış bir metabolik yolağın karşılığı olan semptomları deneyimliyoruz. CBD bu tıkanıklıkların bir kısmını gidermeyi amaçlıyor.
CBD’nin sağlığımızın korunmasında önemli rol oynaması bir tesadüf mü?
Stres örneğini ele alalım. Harici bir tehdit algıladığınızda “savaş ya da kaç” hormonları salgılanır. Bu enerji uygun şekilde boşaltılmazsa, kaslarınızın gerilmesine veya panik içinde hissetmenize neden olacak bir stres tepkisine yol açabilir.
CBD bu tepkiyi yavaşlatabilir; çünkü CBD, stres tepkisini azaltan bir kimyasal olan GABA’yı (gama aminobütirik asit) serbest bırakması için beyni tetikler. Düzenli kullanımla CBD, insanların iş yerinde öylece kalakalmasına neden olan ya da onları geceleri saatlerce uyanık tutan yoğun düşünce akışlarını susturabilir veya sakinleştirebilir.
Vücut sistemimiz kendini iyileştirecek şekilde donatılmıştır. Ancak doğadan biraz yardım alarak ve bünyemizdeki potansiyelin önünü açarak daha hızlı ve tamamen iyileşmek mümkün. Doktorlar henüz bitki temelli ve geniş bir etki yelpazesine sahip ürünleri pek tercih etmemelerine rağmen, tıp bilimi doğal yaklaşımlara dayanan “bütünleyici” çözümlerde çok önemli gelişmeler kaydetmektedir. Bu bütünleyici yaklaşım, bir hastalığa yakalandığımızda ödediğimiz maddi ve manevi olarak ağır faturayı azaltır; vücudu daha hızlı ve etkili bir şekilde dengeli bir sağlık durumuna geri getirir.
*Wonderfeel hakkında:
San Francisco merkezli Wonderfeel‘in misyonu sağlık ve zindeliği destekleyen, şeffaf çözüm önerileriyle well-being’i aşılamaktır.
Wonderfeel’ın yeni nesil ve sürdürülebilir wellness formülleri uzmanlar tarafından geliştirilmiştir. Bilim ve araştırmayı temel alan Wonderfeel’in yaklaşımı, iki yılı aşkın süredir uzman doktor Andrew Levinson’un kliniğinde hastalarla yapılan CBD çalışmalarına dayanmaktadır. Organik, katkısız ve test edilmiş ürünler için şirketin oldukça güçlü bir konumu var: “Şu ana kadar kullanıp da mutlu olmayan yok!”