dummy

Caz Kampı’nın yeni tınıları artık Agora Sanat Köyü’nde

Ağustos’un son haftası beni, İstanbul’un yoğun temposuna girmeden nereye gitsem de deşarj olsam diye bir düşünce alır. Bu yıl da bu düşüncelerin arasında merak ettiğim neresi var diye düşündüm. Uzun zamandır düzenlediği ilgi çekici atölyelerle sosyal medyada karşıma çıkan Agora Sanat Köyü güzel bir seçim olabilirdi. Hemen, Eylül olmadan yetişeyim heyecanıyla programlarına baktım ve Caz Kampı’nın orada yapıldığını öğrendim. Birkaç yıl önce Gümüşlük’te katıldığım caz kampının üç yıldır yeni bir yeri olduğunu hayal meyal biliyordum ve sonunda aydınlanmıştım. Üstelik programdaki isimlerin üçü de arkadaşımdı. Eylül Biçer’le zamanında ev konserlerinde birlikte çalmıştık, Volkan Topakoğlu kadim dostum sayılırdı ve Berke Özgümüş’ü de birçok konserinde dinlemiştim. Kadro bu kadarla da kalmıyordu. Randy Esen, Ricky Ford gibi cazın dünyaca ünlü ustaları da bu yıl kampta hocalık yapıyorlardı.

Hemen çadırı topladık ve iki kişi yola koyulduk. Arabasızsanız da Agora Sanat Köyü’ne ulaşmak çok zor değil. Ezine’ye vardıktan sonra, oradaki otogardan Tavaklı İskelesi’ne giden minibüslere bilebilirsiniz. Köyün kapısında, Agora’nın güneş logosunu görür görmez ineceksiniz. Sonra sizi rahat, enerjisi yüksek ve sanat dolu bir atmosfer karşılıyor.

Bu yıl enstrüman desteğini yapan Dore Müzik sayesinde etrafta birçok kaliteli enstrüman da mevcuttu. Denize sıfır konuşlandırılmış sahnenin ismi ise köyün 20 yıl önceki kurucusu Nazire Terzioğlu’na ait: Nazire Terzioğlu Sahnesi.

Buradaki derslere izleyici olarak katılıp, iki akşam üst üste gerçekleşecek konserleri dinlemek için biz bahçede çadır tercih ettik. Daha büyük çadırları olan ya da çadırda kalmayı çok sevenler için deniz kenarında da çadır yerleri mevcuttu. Ağaçları ve ağaç kokusunu burunlarımıza taşıyan ılık rüzgarı ile ister çadırda ister tatlı taş evlerde ya da bungalovlarda; hatta karavanla geldiyseniz karavan alanında kalın; eşsiz gün batımını müzik eşliğinde batırıp; birlikte müzik yapmanın keyfine varmış gençleri izlemenin tadını başka köylerde kolay kolay bulamayacağınızı garantileyebilirim.

Kampın kurucusu Şahan Gürkan ve yürütücü ortağı Emre Coşkuner, gençlerin buraya geldiği hali ile giderkenki hallerinin farklı olduğunu söylerken hiç de abartmıyorlar. Buranın taşı, kumu, denizi, havası ile birleşince birlikte müzik yapmanın keyfi artıyor ve öğrenme kapısı çok geniş bir yelpazeye doğru aralanmış oluyor. Stresin, kaygının yerini doğa alınca hızlı öğrenme becerisi, katılımcıların sanat merakıyla birleşiyor ve en özgün formuna ulaşıyor.

Tam da bu yüzden Şahan ve Emre yine burayı hayallerin devamlı gerçeğe dönüştüğü özgün bir yer olarak tanımlıyor ve uzun yıllar daha yeni projelere gebe olarak devam edeceklerini belirtiyorlar. Kısacası yolunuzu buraya düşürmeden yaz aylarınızı tamamlamayın derim ve hatta sanatla ilgileniyorsanız veya çocuğunuz ilgileniyorsa sene boyunca yapılan diğer atölyeler için de köyün sosyal medya hesaplarını takip etmeyi atlamayın. Hepimize sanat ve yaratıcılık dolu bir sezon diliyorum…

İlginizi çekebilir: ‘Endişeli Kalbim’: Subjektiften objektife bir yol

Günsu Özkarar: 1987 Ankara doğumluyum. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldum. Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisansım sırasında Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Christopher Warren­Green, Bruno Weil, Daniel Klajner, Jos van Immerseel, Kai Baumann gibi orkestra şefleriyle Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verme deneyimi edindim. Tatjana Masurenko, Michael Kugel, Ruşen Güneş, Çetin Aydar, Danel Quartet, Marco Misciagna, Michel Michalakakos, Apple Hill Quartet, Siegfried Führlinger gibi hocaların ustalık sınıflarına katıldım. The World Youth Orchestra, The World Orchestra, Greek Turkish Youth Orchestra, Bilkent Youth Symphony Orchestra, Bilkent Youth Virtuosos, Jungenc Philharmonic Orchestra, AIMA Festival Orkestrası gibi ensemble/ orkestralarda ve Young Euro Classic, Schloss/Beuggen International Music Fest, Schlern International Music Fest, Bayreuth Youth Talented Artists ́s Music Fest, The Turco-British Association Bach Günleri, Datça Uluslararası Müzik Akademisi, T.R.N.C. Malta Dostluk Günleri, Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali, Uluslararası Istanbul Müzik Festivali, Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali, AIMA Ayvalık Müzik Festivali ve Cervo International Music Fest gibi etkinlik ve festival konserlerinde yer aldım. İstanbul’a taşındıktan sonra CRR, AIMA Orkestrası, Orkestra Sion’da çalıştım. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Doçent Beste Tıknaz Modiri ile Sanatta Yeterlilik çalışmalarımı tamamlayarak, Okan Üniversitesi’nde öğretim görevliliğine başladım. Bitirme tezim “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri” kitap olarak yayınlandı. Trio Pax, Trio Tını gruplarının yanı sıra Okan Üniversitesi Orkestrası’nda üç yıl öğretim görevlisi olarak çalıştım. Psikoloji ve edebiyat her zaman ilgi alanım oldu. Çeşitli yaratıcı yazarlık kursları ile birlikte psikanaliz de gördüm ve bu sürecin ardından farklı dergilerde yazılarım yayınladı. Şimdi Milliyet Sanat, SanatAtak dergilerinde düzenli yazmaktayım ve Mayıs'ta İkinci Adam Yayınları’ndan çıkacak Küflü Virgül isimli ilk öykü kitabımı beklemekteyim.
İlgili Makale
whatsapp