dummy

Canınız en çok nereden yandıysa, en büyük şifa da sizi orada bekliyor

Canınız en çok nereden yandıysa, en büyük şifa da sizi orada bekliyor

Bugünkü yazımız gökyüzündeki enerjilerin bizlerin hayatına nasıl dokunduklarına dair olacak, çünkü:

dummydummy

“Yukarıda ne varsa aşağısı da öyledir.’’
Zümrüt Tabletleri

Kişisel gelişimde bizim göremediğimiz ancak başkalarının gördüğü, kör noktamız olarak adlandırılan alan; yaşamdaki deneyimlerimizi gerçekte fark ettiğimizde lehimize çalışan ve toplum içerisinde bizlere avantaj sağlayan kıymetli bir alandır. Ancak insanoğlu doğası gereği kör noktalarını göremediği için, ve ayrıca bu noktamızdan da utandığımız için bu alanı fark etsek bile kabul etmeyiz, görmezden geliriz. Halbuki bu alanı fark edip kabule geçersek hayatımızda kuantsal bir sıçrayış yaşarız çünkü burada edindiğimiz bilgi ve tecrübeler bizi büyütür, yüceltir ve aynı zamanda ilgili konularda uzmanlaşırız; adeta deneyimli bir öğretmen edasıyla siz başkalarına yardımcı olur, kendinizi de şifalarsınız…

Peki kör noktamızı nasıl fark edebiliriz? Birincisi bu hayatta en çok nereden gol yediniz? İkincisi bu golleri yediğiniz için öfkelendiniz ve içinize kapandınız mı? Ve yaşadıklarınız kalbinizde derin yaralar açtı mı? Kimselere itiraf edemeseniz de aklınıza geldiğinde çok zaman geçmiş olsa bile aynı sızıyı hissediyor musunuz? Tebrikler! Aramıza hoş geldiniz, çünkü o yaralardır sizi şimdiki siz yapan, olgunlaştıran, büyüten ve gerçek insana dönüştüren.

Astrolojideki Şiron da (Chiron, Kherion, Kiron), hani mitolojik kahraman filmlerinde gördüğümüz Centor (yarı at, yarı insan), en yetenekli, en bilgili, en büyük şifacı, ölümsüz bir varlıktır. Bizlerin doğum haritalarında hangi ev ve burca düşüyorsa işte canınızın yanacağı, yaralanacağınız ve fakat aynı zamanda şifalanacağınız, başkalarını da şifalayacağınız yerdir. Dolayısıyla gizli bir sır vereyim size; sembolü anahtar şeklinde olduğundan Chironunuzu çözdüğünüzde yaşamınızın şifresini de çözmüş olursunuz. Bir astroterapist olarak her zaman danışanlarımın Şironuna bakarım ve doğru tespit ve çözümler peşi sıra gelir, şimdi herkes astroloji ile ilgilendiğinden az çok haritanıza vakıfsanız, o zaman bilgilerinizi hayata geçirme vaktidir.

Aksi halde 2026 yılına kadar haritanızda nerede Koç Burcu varsa orasını, Şiron tetikleyecektir. Şiron burada ne yapacak? Kısaca daha önce Balık’ta adeta zihnimizin derinliklerinde yaralarımızla mücadele edip senaryolar kurarak, analiz ederken, şimdi Koç’ta ise deneyimlerimizle ön plana çıkacağız, korkularımızla yüzleşirken, “Ben de varım” diyerek kararlı ve net olmayı öğreneceğiz. Dolayısıyla buradan en çok etkilenecek olanlar 1967-1977 arasında doğmuş olanlar olacak. Özellikle aynı konularla ilgili eski yaralarınız gündeme oturabilir. Gökyüzü size kendinize güvenerek, deneyimlerinize sahip çıkarak ileriye adım atmanızı tavsiye ediyor.

Kısaca mitolojisine değinirsek, konuyu daha iyi anlayacaksınız. Kronos, Roma Mitolojisi’nde Satürn olarak bilinir, kız kardeşi Rhea ile evlidir ve fakat deniz perisi Philyra’ya aşık olur ve ilişkilerini gizlemek için de kendilerini ata dönüştürerek beraber olurlar. Yasak aşktan doğan Chiron’u annesi görünce utancından Chiron’u bir mağaranın girişine bırakır ve sonra derin utancından ötürü Tanrılara yalvarır; kendisini başka bir varlığa çevirmelerini, böylece bu utancından kurtulmayı diler. Tanrılar onu ıhlamur ağacına çevirir. Ne dramatik değil mi? Öksüz kalan Chiron’u o mağarada Yunan mitolojisine göre Apollo bulur, büyütür ve tüm bildiklerini ona öğretir. Ona hem babalık, hem de öğretmenlik yapar.

Chiron tıp, müzik, sanat, dini ritüel, binicilik, okçuluk, avcılık, aynı zamanda Astroloji ve daha birçok konuyu öğrenerek zamanla bu konularda insanlara, krallara ve Tanrıların çocuklarına ders verir, onları bu alanlarda yetiştirir. Öğrencilerinden bazılarını sayacak olursak:tıp alanındaki öğrencisi Asclepius’un yanı sıra Achilles ve Jason da öğrencileri arasındaydı. En sevdiği öğrencisi Herkül (Herakles) ise Chiron’un en büyük yarayı almasına ve şifalanmasına sebep olur. Acısı o kadar büyüktür ki kendine şifa ararken başkalarının yaralarını sarar, onları iyileştirir. Ne var ki kendi yarası bir türlü tam iyileşemez, gerçi bu yarayla yaşamaya alışmış olsa da gerçekten şifalanması için kendi ölümsüzlüğünü bir başka öğrencisi Prometheus’un hayatı için feda eder. Aslında öldüğü zaman tüm acılarının biteceğini biliyordur, ancak yapmış olduğu bu feragat Tanrılar tarafından ödüllendirilerek Yay takım yıldızında Şiron’un yer almasını sağlar. Yay burcunun Sembolü’de Centor’dur.

Dolayısıyla hayatınızda hangi alanlarda darbe ve yara aldıysanız utanmayın, üzülmeyin, kendinize dert etmeyin; bilin ki o yaralardan herkeste var; az ya da çok, öldürmeyen şeyin sizi güçlendireceğini de hatırlayarak şimdi tecrübe ve bilgilerinizi herkesle paylaşma ve öne çıkma zamanı! Asıl önemli nokta “Ben de varım” deme cesaretini gösterebilecek misiniz?

Evet efendim, bir astroterapist olarak tavsiyem yaralarınıza geçici pansumanlar yapmaktansa, derin şifalara girişin; o da başa geleni kabulden ve affetmekten geçiyor, arada başa çıkamıyorsanız ıhlamur için, sizi sakinleştirirken aradığınız cevapları bulmanıza yardımcı olacaktır.

İlahi olan aşkta buluşmak dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Dünyaya gelme amacını hatırlamak için: İyi akışa izin ver

Arzum Koyuncu: Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri mezunu oldu ve üniversite öğrencisi olarak çalışmaya 1997 yılında başladı. Lisanslı gayri menkul değerleme uzmanı olarak orta ve üst düzey yöneticilik yaptı. 2007 yılında geçirmiş olduğu kaza neticesinde, kişisel gelişim konuları, kuantum çekirdek bilinci, regresyon, bioenerji, meditasyon, nefes, nlp, aile dizimi, akaşik kayıt okumalar, tasavvuf, astroloji çeşitli disiplinlerde eğitim ve çalışmalara katıldı, Association for Coaching onaylı yaşam koçu eğitimini aldı. 2009 yılında yaşam koçluğunu icra etmeye başladı, İyileşme sürecine katkıda bulunmuş olan eğitim ve seminerlerdeki bilgileri sentezleyerek 2014 yılında metodik bir çalışma olan Yaşam Kitabını Oku seanslarını oluşturmuştur. Hayat amacı, bu çalışmaları ihtiyacı olan insanlarla paylaşarak onların dönüşüm ve farkındalıklarına sadece aracı olmaktır. Yalnız Değilsin adlı sloganıyla, her insanın zor dönemlerinde farkında olmadan destek aldığını ancak bunun farkına varmaları için, bir takım teknik ve metotları içeren zihin ruh ve beden uyumu adı altında seminer ve workshoplar düzenlemektedir. Kişisel vizyonu, hayatı farkında olarak, iyilikle, doğrulukla, çalışarak, öğrenerek ve herkesi sevmekle, evrenle ve her varlıkla bir bütün olduğumuz bilinci ile cennete dönüştürebileceğimizdir. Bilginin derya deniz, öğrenmenin ise küçük bir yelkenli olduğuna inanan Arzum, her seans ve seminerlerinde danışanlarıyla birlikte sonsuzluğa yelken açmakta, danışanla beraber yeni alanlar keşfetmektedir. Öğrenmenin zevki öğretmekten daha fazla olduğu için halen kişisel gelişim konularında eğitimleri devam etmektedir. İlk kitabı henüz basım aşamasındadır.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp