Can sıkıntısına pozitif açıdan bakın
Kim sıkılmak ister ki? Son zamanlarda can sıkılması öyle bir hal aldı ki, tuvalete giderken bile telefonlarımız olmadan gidemiyoruz. Müzik dinlemeden gittiğimiz metro yolculukları kabusa dönüşüyor.
Fakat yapılan çalışmalar gösteriyor ki, sıkılmak aslında yaratıcılığı ortaya çıkarıyor, kişinin olaylardan daha derin anlamlar bulmasına ve daha çok tatmin olmaya sebep oluyor.
Wall Street Journal’te yayınlanan Amerikalı, Alman ve Kanadalı araştırmacıların yaptığı bir araştırmaya göre ilişkiden sıkılmış partnerler de sıkıntının pozitif yönlerinden nemalanabiliyor. Can sıkıntınız ilişkinizin çekilmez hale gelmesini tetikler nitelikle olarak görülmesine karşın, bir noktada bazı şeyleri yoluna koymaya da yardım edebiliyor.
Araştırmacılar can sıkıntısını 5 farklı grupta inceliyorlar. Ortaya çıkmaları, sebepleriyle ve belirtileriyle siz de kendinizinkini daha iyi tanımlayabilirsiniz:
1. Sıradan sıkıntı
Yorgun olduğunuzda ve çevrenizdeki hiçbir şeye dikkatinizi toplayamadığınızda beliren sıkıntı çeşidir. Uzun ve yorucu bir günün ardından arkadaşlarınızla yemeğe çıktığınızda aslında tek istediğiniz şeyin televizyon izleyerek uyuyakalmak olduğu zamanlar gibi.
2. Ayarlı sıkıntı
Daha heyecanlı bir şeyler yapmak istediğiniz zamanlarda ve ritüele bağlanmış şeylerin nispeten canınızı sıktığı anlarda baş gösterir. Bir yemek masasında yanınızdaki kişinin çok eğlenceli olmadığını ama masanın diğer tarafındaki muhabbetin daha koyu olduğunu fark edip oraya gitmek isteme hali gibi.
3. Aranılan sıkıntı
Bu sıkıntı çeşidinin temel belirtileri ise her şeyden sızlanmaya başlamak ve içsel olarak kendinizi huzursuz hissetmektir. Bir akşam oturmasında yüksek sesle “Sıkıldım.” diye bağırmak isteyip yapamadığımız zamanlar buna örnek olabilir.
4. Reaktant can sıkıntısı
Agresifleşmeye başladığınız ve olaylara tahammül sınırlarınızın daraldığı anlara tekabül eder. Bir grupla insanla yemek yerken bir kişinin masada baskınlık sağlamaya çalıştığı bir durumda, bu dominasyona katlanmak istememe ve bu insanı susturma hali gibi.
5. Kayıtsız can sıkıntısı
Muhtemelen en kötüsü olan kayıtsız can sıkıntısı da umutsuz ve yapayalnız hissettiğimiz zamanlarda bizi esir alır. Bu anlar, yaptığımız hiçbir şeyden zevk almadığınız ve her şeyin kötü hissettirdiği anlardır. Yemek yemek bile keyif vermezken, bu hissi değiştirmek adına hiçbir çabada bulunmamak kayıtsız can sıkıntısının temel belirtisidir. Şaşırtıcı olmayan noktası ise, bu sıkıntının depresyonla yakın ilişkilide olduğudur. Yani bu durum bir hastalık belirtisidir.
Araştırmacıların başını çeken Thomas Goetz, can sıkıntısını bir şeylerin kötü gittiğine ve onları değiştirmemiz gerektiğine bir işaret olarak görüyor.
İlgili yazı: Can sıkıntısının olumlu etkileri
Peki can sıkıntısı ilişkilerimizi nasıl etkiliyor?
Açıkladığımız bu 5 çeşit can sıkıntısına göre size uyanı bulabilir ve kendinizi daha iyi tanıyıp, aslında neye ihtiyacınız olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz. Sıkıntılı bir ilişki yaşıyorsanız da bunun için partnerinizle birlikte neler yapabileceğinizi inceleyebilirsiniz. İlişki tipinizi değiştirip gece kuşlarına dönüşebilir ya da daha yaratıcı şeyler yapan bir çift olabilirsiniz. Fakat gerçekten çaresiz hissediyorsanız terapi gibi daha ciddi şeylere danışmakta fayda var.
Aile ve evlilik terapisti Sharon Gilchrest O’Neill, parterinize karşı açık olmanın ilişkiniz için önemli olduğunu vurguluyor. Fakat bu noktada aranızdaki mesafeyi tamamen kaybetmemek unutulmaması gereken bir nokta.
Sonuç olarak can sıkıntısı insana kendini iyi hissettirmiyor, özellikle bu mesele aşk hayatımıza girince her şey daha da zorlaşıyor. Ancak bu çalışma gösteriyor ki, sıkıntıya pozitif bir ışıkla baktığımızda; bu, bizim için bir değişim ve gelişim için kaynağı bile olabilir!
Kaynak:
mindbodygreen.com