X

Çalışan ebeveynlerin denge arayışı: İş ve aile yaşantısında uyum nasıl yakalanır?

Sabah işe giderken ‘akşam çocuklara ne pişirsem’ diye düşündüğünüz, gün içerisinde ofiste çalışırken ‘acaba çocuklar okulda ne yapıyor’ diye dertlendiğiniz, tam hafta sonu için iş arkadaşlarınızla plan yapacakken ‘ama çocukların da kursu vardı unutmuşum’ diyerek iptal etmek zorunda kaldığınız; kısacası ‘kendiniz’ olmakla ‘ebeveyn’ olmak arasında sıkışıp kaldığınız anlar oldu mu? Elbette ki olmuştur… Çünkü çalışan her anne baba için hayatın dengesini kurmak çok ciddi bir mesele.

Çalışan bir ebeveyn olmak ve hayatın her iki tarafını da dengelemek bazen zorlu bir savaşa dönüşebiliyor. Ohio State Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre çalışan ebeveynlerin yarısından fazlası parental burnout yani ebeveynlik tükenmişliği yaşıyor. Hem kariyerin hem de aile yaşamının gereksinimleri arasında sıkışıp kalmak, çaresizlik hissine yol açabiliyor, anne babaların duygusal ve zihinsel olarak yorulmasına, bunalmış hissetmesine neden olabiliyor.

Bu nedenle her gün karşı karşıya kaldığınız iş zorluklarıyla, aile sorumlulukları arasında gezinirken, hayatın tadını çıkarmak ve hem iş hem de aile yaşamında başarılı olmak için ilhama ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. Bu yazımız çalışan bir ebeveyn olarak hayatınızdaki dengeyi kurmak için size ilham verebilir. İşte çalışan ebeveynler için dengeli yaşamın anahtarları:

Suçluluk duygusunu bırakın

Kendinizi sık sık çalıştığınız ve çocuklarınızla yeteri kadar zaman geçiremediğinizi düşündüğünüz için suçluyor olabilirsiniz. Ama bu suçluluk duygusu, sizi daha fazla yıpratmaktan ve o kurmayı dilediğiniz dengeyi yakalamaktan alıkoyar. Evet, belki çalışıyor olmanız çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanı azaltıyor ancak bu noktada odaklanmanız gereken işteki rolünüzün ailenize nasıl fayda sağladığı. Örneğin, işiniz çocuklarınıza belirli eğitim fırsatları sunmanıza veya onların farklı ihtiyaçları için tasarruf yapmanıza yardımcı oluyor olabilir. Diğer yandan kariyerinizde ilerliyor olmanız sizin kendinize olan güveninizi artırıyor, zihin sağlığınızı destekliyor, size iyi geliyor, kısacası sizi mutlu ediyor da olabilir. E sizi mutlu ediyorsa, size iyi geliyorsa neden devam etmeyesiniz? Siz kötü hissederseniz nasıl mutlu bir ebeveyn olabilirsiniz? Ayrıca, çocuklarınızla geçirdiğiniz zamanın azalması, o az zamanı çok daha kaliteli şekilde geçirmeniz için de anlamlı bir değişken olabilir. Sonuçta ‘It’s about quality not quantity.’

Özel zamanlar ayırın

Çocuklarınızla birlikte geçireceğiniz özel zamanlar yaratın ve bu zamanların içerisinden ‘iş’i mutlaka çıkarın. Aile gezilerinizde, tatillerinizde ya da akşam yemeği saatinde iş konuşmayın, sık sık telefonunuzu kontrol etmekten kaçının. Tüm ilgi ve dikkatinizi bu zamanlarda çocuklarınıza verin, onların ilgi alanları, dersleri, arkadaşlıkları, zevkleri, hayalleri, hedefleri gibi konulara odaklanın. Böylece hem çocuklarınızla daha kaliteli zaman geçirebilir hem de iş ve özel hayat ayrımını daha keskin bir şekilde ayırabilirsiniz. Masa oyunları veya film geceleri, keyifli anlar yaşamanızı sağlayabilir. Bu etkinlikler sadece eğlenceli değil, aynı zamanda aile bağlarını güçlendirmenin ve iletişimi artırmanın da etkili bir yoludur.

Destek alın

Destek, destek, destek! Çalışan bir ebeveyn olarak yaşam dengesini kurmak için yapmanız gereken en önemli şeyler biri destek istemeyi bilmek. İhtiyaç duyduğunuzda yardım talep etmeniz sizi güçsüz ya da yetersiz bir ebeveyn yapmaz. Aksine, farkındalıkla hareket eden ve hem kendisi hem ailesi için en iyisini isteyen bir ebeveyn yapar. Eşinizden, aile büyüklerinizden, iş arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan ya da alanında uzman isimlerden yardım alın. Ev işlerini yapmak, yemek hazırlamak, çocuklara bakmak ya da işte yetiştiremediğiniz bir projeyi paylaşmak, yaşamınızdaki görev ve sorumlulukları kendinize gereksiz yere yüklenmeden halletmenize yardımcı olabilir.

Sadece kendiniz için zaman yaratın

Kendiniz için bir şey yaptığınızda, arkadaşlarınızla dışarı çıktığınızda ya da işten eve gitmeden önce kafede tek başınıza oturup birkaç saat soluklandığınızda vicdan azabı çekiyorsanız kendinize ‘ben zamanı’ ayırmanın hakkınız olduğunu hatırlatın. Enerjinizi toplamak, kişisel ihtiyaçlarınıza zaman ayırabilmek ya da hiçbir şey yapmadan bir süre kendinizle baş başa zaman geçirmek kendi bakımınızı üstlenmeniz için gerekli. Tüm bunlar sizi kötü bir ebeveyn yapmaz. Her fırsat yarattığınız boş anı çocuklarınızla geçirmek zorundaymışsınız gibi düşünüyor ya da buna inandırılıyor olabilirsiniz ama sağlıklı ve mutlu bir ebeveyn olmak için kendinizle de ilgilenmek zorundasınız. O yüzden vicdan azabı çekmeyi bırakın ve daha fazla ben zamanı ayırın. Ayrıca, unutmayın ki bu ben zamanları, sadece kişisel refahınıza katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda ailenizin ve iş arkadaşlarınızın da sizi daha iyi bir versiyonunuzda görebilmelerine imkan tanır. Hem dengeyi kurmuş hem de kendinize daha iyi bakmış olursunuz. Hadi kendinize bir kahve ısmarlayın!

Zamanınızı iyi yönetin

İş ve aile yaşamını dengelemek, işteki ve evdeki sorumlulukları uyumlu bir şekilde yerine getirebilmeyi gerektiriyor. Bu noktada günlük veya haftalık plan yapmanın önemi çok büyük. Hatta belki de aylık veya yıllık… Planlama, çalışan ebeveynlerin iş ve aile gereksinimlerini organize etmelerine ve önceliklerini belirlemelerine yardımcı olabilir. İş toplantıları, çocukların okul etkinlikleri, öğle yemeği molası, kişisel zaman gibi her şeyi içeren günlük ve haftalık plan, iş ve aile yaşamınızı daha iyi koordine etmenize destek olabilir. Büyük ve daha fazla uğraş gerektiren işler için ise daha büyük resmi görmek için aylık ve yıllık planları da düşünebilirsiniz. Bu planlar sayesinde, iş ve aile yaşamınız arasında sağlam bir denge kurabilir ve her iki dünyada da başarılı olabilirsiniz.

Esnek olmayı de unutmayın

Evet, zaman yönetimi önemli ama hayat her zaman planladığımız gibi gitmez, yani evdeki hesaplar çarşıya uymaz ve beklenmedik durumlar, sürprizler her zaman karşımıza çıkabilir. Çalışan bir ebeveyn olarak esnek olmayı öğrenmeniz, beklenmedik durumlarla başa çıkmanın ve bu süreçte zihin sağlığınızı koruyabilmenin anahtarı. Her ne kadar yaptığınız planlara uymanız hem sizin hem de ailenizin işini kolaylaştırsa da şartlar yeterince olgunlaşmadığında bunu yapmaya çalışmak herkesi zorlayabilir. Onun yerine esnek olmak, gerekli değişiklikleri yapmak hem iş arkadaşlarınızla hem de ailenizle daha yapıcı bir ilişkide olmanızı sağlayabilir.

Hata yapmaya izin verin

Çalışan ebeveynler olarak, mükemmel olma baskısı altında kendinizi kaybetme eğiliminde olabilirsiniz. Ancak, gerçek şu ki mükemmel olmanıza gerek yok, zaten kimse de mükemmel değil, ne bir ebeveyn ne de herhangi bir insan… Her gün her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak hem sizi hem ailenizi hem de iş arkadaşlarınızı yorabilir ve farkında olmadan kalp kırmanıza ve işleri çıkmaza sürüklemenize neden olabilir. Bırakın, hata yapın, etrafınızda hataların yapılmasına izin verin, çocuklarınıza, partnerinize, iş arkadaşlarınıza… Hatalar, büyümeye, öğrenmeye ve gelişmeye yardımcı olan çok değerli deneyimler, onları değerlendirin. Kendinize, kusurlarınızı ve eksikliklerinizi kabul etme izni verin, şekilde daha sağlıklı bir denge kurabilirsiniz.

Son olarak çalışan bir ebeveyn olarak hem ailevi sorumluluklarınızı hem de kariyerinizi başarıyla dengelemek için büyük bir özgüvene ihtiyacınız olduğunu da unutmayın. Bu güveni bulmak ve sürdürmek çok önemli. Kendinize inanın ve ne kadar harika işler başardığınızın farkına varın. Her ailenin dinamiğinin ve her ebeveynin tarzının farklı olduğunu da unutmayın. Kendi yolunuzu bulmanız zaman alabilir ama sonunda oraya ulaşacağınıza güvenin. Bu, uzun bir süreç ve her adım, sizi daha dengeli bir yaşama yaklaştıracaktır.

İlginizi çekebilir: Ebeveynlikte suçluluk duygusunun nedenleri ve çözüm önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale