Hayatta yaşamış olduğumuz türlü zorluklar çakraların tıkanmasına sebep olabilir. Bunlardan birkaçı ise; inanç sistemlerine olan bağlılıklar, kültürel kurallar, çocukluk döneminde yaşanmış travmalar, hem fiziksel hem ruhsal yaralanmalar ki bunlara ameliyatlar, kazalar, aniden yaşanan şoklar da dahildir. Aslında tıkanıklığın oluşmasına sebep olan tüm bu yaşanmışlıklar, hayata karşı geliştirdiğimiz savunma mekanizmalarıdır. Çoğu zaman bizi zorladıklarını dahi fark etmeyiz. Ne zaman ki çözemediğimiz, anlamlandıramadığımız durumlarla karşılaşırız, işte o zaman bazı şeylerin değişmesi gerektiğini fark ederiz.
Bu durumlara örneklerin çoğu bedensel tepki olarak bize ulaşır. Beden, yaşadığı her ne varsa tekrar olmaması için kendini korumak adına tetikte bekler. Kaslar serttir, beden gevşeyemez, bir türlü rahatlayamaz. Kronik rahatsızlıklar olmaya başlar, nefes alışverişler değişir, en yaygın haliyle tutulmalar ve ağrılar artar. Yani beden-zihin sistemi yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu duyurmaya çalışır. Bu da dengesiz çalışan çakralar ile ilgili ipucu verebilir.
Dengesiz çakra, hem aşırı çalışan hem de az çalışan çakralar için kullanılan bir deyimdir. Aşırı çalışan bir çakranın enerjiyi boşaltması gerekir, yetersiz çalışan bir çakra ise enerji almalıdır. Çakraların çalışma prensiplerini anlamak ilk aşamada fayda sağlayabilir. Bedensel olarak ise bedenin hangi bölümünde yoğunluk veya azlık varsa dikkati oraya çekmek, nasıl hissettiğine bakmak fayda sağlayacaktır.
Bedensel olarak, bedendeki yoğunluğu, stresi ya da başta da söylediğim gibi tıkanıklığa neden olan etmenleri göz önüne aldığımızda yoga pratikleri tüm bu durumlar için fayda sağlayacaktır. Çakrada biriken enerjiyi rahatlatmak için de, az olan enerjiyi yükseltmek için hareket iyi gelecektir. Yoga pratikleri içinde bedensel destek için hareketler, zihinsel destek için meditasyon ve ruhsal destek için ise mantralar kullanıyoruz. Nefes tekniklerinin birçoğu ise, günlük hayatta doğru alamadığımız nefesi almamıza fayda sağlarken, hem oksijenin tüm bedene yayılmasını destekliyor hem de stres kaynaklı çoğu etkiyi rahatlatıyor. Nefes tekniklerinin çok iyi geldiği noktalardan biri de uykuya rahat geçiş sağlamaları.
Çünkü günlük hayat içinde, beden sisteminin beslenmesi için en gerekli ihtiyaçlardan birisi olan uykuyu kısa tutarak sistemin kendini yenilemesinin önüne geçiyoruz. Yarattığımız uyku düzensizliği de çakralarımız üzerinde çok etkili. Çünkü rahatlayamayan ve yenilenemeyen beden sistemi, hem enerjisini kaybediyor hem de yine ağrı ve huzursuzluk ile karşımıza çıkıyor. Stres, kaygı, endişe ve öfke bizi gün içinde etkilediği gibi geceleri de etkilemeye devam ediyor, uykuya geçmemizi zorlaştırıyor. Uyuyamayan beden şarj olamıyor, güne tekrar yorgun, mutsuz ve umutsuz başlıyor.
Uykusuzluk için paylaşacağım nefes çalışması bu konuda yardımcı olacaktır: Sağ burun deliğini kapatıp, sol burun deliğinden alıp, sol burun deliğinden nefes vereceğiz, bunu 20 kere yapabiliriz. Eğer uykusuzluk çok ise bu sayıyı 30’a çıkarabiliriz. İyi uykular!
Sevgiler…
İlginizi çekebilir: “Çakra”lara yakından bir bakış: Çakra nedir, tıkanık çakralarımızı nasıl açarız?