Çakra kelimesinin ilk defa kullanılması, Hindistan’ın yazılı en eski metni olan ve ilim anlamına gelen Veda’lar adlı ilahiler serisine kadar uzanır. Bu metinler, aynı zamanda Yoga kelimesinin de ilk kullanımını gördüğümüz metinlerdir. Veda’lar, uzun yıllardır birlikte anılan çakralar ve yoganın ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı oluşunun ipuçlarını da bize vermektedir.
Kelime anlamı olarak bakmak gerekirse de çakra kelimesinin anlamı tekerlektir. Tekerlek ise bize, hareket halindeki dönüşümü ve değişimi çağrıştırır. Omurga hattı boyunca uzandığı kabul edilen ana çakraların da hareket halindeki bir tekerlek gibi enerjiyle döndüğünü ve çalıştığını düşünebiliriz. Bedenimizin enerjisi çakralarımızın dönmesini, çalışmasını ve hareketliliğini sağlayan güçtür.
Kuyruk sokumundan, başın tepesine kadar olan yedi ana çakramız olduğunu kabul ediyoruz. Ama bu çakralar fiziksel bedenimizin üzerinde yer almıyor, süptil bedenimizin üzerinde yer alıyorlar, diğer bir deyişle enerji bedenimizin üzerinde. Böylelikle birbirlerinin iletişimi üzerine hareket ettiğini, birbirlerinden bilgi almak ve bilgi vermek üzerine çakranın da hareket ettiğini, buna bağlı olarak az veya çok çalıştığını söyleyebiliriz.
Peki, nedir bir çakranın az veya çok çalışması? Daha sık duyduğumuz şekliyle “Çakram tıkalı mı? Ya da benim çakram kapalı mı?” gibi sorulara bakalım birlikte… Aslında bu sorular için verilebilecek cevap şudur: Bir çakranın tıkalı ya da kapalı olmasından ziyade az ya da çok çalıştığını söyleyebiliriz. Biraz daha detaylandıralım:
Bahsettiğimiz 7 çakranın enerjisi omurga hattı boyunca orada duruyor. Hepimizde halihazırda çakra merkezlerinde bu enerji mevcut ve bu merkezleri çalıştırmak elbette pratik ile oluyor. Fiziksel olarak dahi bir çakranın bulunduğu bölgeyi çalıştırmamak, çakranın enerjisinin az olduğunu ya da var olan enerjiyi kullanmadığını bize gösteriyor. Bu da çakranın temsil ettiği fiziki beden bölgelerinde hastalıklar olarak ortaya çıkabiliyor ya da yine o bölgenin temsil ettiği duygusal ve ruhsal dalgalanmalar olarak kendini gösteriyor.
Diğer bir örnek de bir çakranın çok çalışması ile ilgili olabilir. Bu kez çakrada enerji var ve çok yüksek. Sürekli o bölgeyi, o çakrayı çalıştırarak daha fazla enerji üretiyorum. Enerjinin halihazırda fazla olduğu çakrayı çalıştırmak bedenin enerji sarfiyatını artırmak demek. Bu da hem bedensel olarak hem de ruhsal olarak yorulmak, tükenmek, sakinleşememek olarak kendini gösteriyor.
Her durumda olduğu gibi, az ya da çok çalışmasından ziyade, bir çakranın dengede çalışmasını amaçlıyoruz. Bunun için de yoga pratikleri, nefes pratikleri ve meditasyon öneriyoruz.
Dengeleme nefes tekniklerinden biri olan Nadi Shodhana’yı paylaşmak isterim. Eğer mümkünse yerde bir bağdaşta, mümkün değilse bir sandalyede dik bir oturuşta ayak tabanları yerde olacak şekilde oturabilirsin. Sol el sol dizin üzerinde kalsın, nefes pratiği için sağ elin parmaklarından destek alacağız. Başlamak için sağ elin baş parmağıyla sağ burun deliğini kapat ve önce soldan nefesi BOŞALT ve tekrardan hala sağ burun deliği kapalıyken soldan nefes AL. Şimdi nefesi verirken sağ elin en küçük parmağıyla sol burun deliğini kapat ve sağdan nefesi VER, sol burun deliği hala kapalıyken, sağdan nefes AL. Nefes aldığımız delikten nefesi boşaltacağız, sonra diğer delikten alıp yine aynı delikten boşaltacağız. Başlangıç için bu döngüye 3 dakika devam edebilirsin.
Sevgiler…