X

Çağımızın sık görülen rahatsızlıklarından “mansplaining”

“Kadınlık durumunun birinci koşulu, size hayatı izah etmeyi kendine görev edinmiş adamlarla başa çıkmayı öğrenmektir” diyor 5harfliler, “çünkü okul çağından itibaren, erkekler size neyi nasıl yapmanız gerektiğini anlatacaktır.” Bunun abartılı bir iddia olduğunu düşünenlerin, günlük hayatlarına ya da ofis ortamlarına şöyle bir bakmalarını öneririm. Mutlaka bir köşede konuyla ilgili uzmanlığı karşısındaki kadından daha az olmasına rağmen ona akıl verir tarzda konuşan bir erkek göreceksiniz. Akademik kariyer kovalıyorsanız, yüksek lisans tezinizi size anlatma cüreti gösteren bir erkek varlık mutlaka karşınıza çıkacaktır. Kendisiyle aynı programa konuk olan bir başka ziyaretçiye, sırf kadın diye, tepeden tepeden konuşan ünlüleri de hatırlayabilirsiniz, örnekleri çok.

Çağımızın sık görülen rahatsızlıklarından biri olan mansplaining, bu eyleme maruz kalan kadın tarafı için epey sıkıntı yaratırken, eylemi gerçekleştiren erkekte de büyük bir sıkıntı olduğunun göstergesi. Mansplaining sözcüğü henüz Türkçeye çevrilmediği için, bir çeviri uydurmak yerine şimdilik olduğu ve anlaşıldığı gibi kullanıyoruz.

“Kadınların sesi daha çok çıktığı için”

Peki bu durum hep böyle miydi? Erkekler eskiden daha geri planda ya da daha uysal olmadıklarına göre, bu konunun günümüzde bu kadar sık gündeme gelişi kadın davranışının değişmesinden kaynaklanıyor olmalı. Kadınların profesyonel hayatta daha çok boy göstermeleri, özel hayatlarını gizleme ihtiyacı duymamaları, yani daha görünür olmaları bu durumu beraberinde getirdi. Mansplaining yanlısı kitleden biri, kadınların “seslerinin daha çok çıktığını” öne sürebilir ve cümlenin içerdiği küçümseme ifadesini bir yana bırakırsak, haklı da olabilirdi.

Evet, kadınların sesi daha çok çıkıyor. Doğal olarak.

Yine de sadece erkekleri suçlamamak için bir paragraf ayırmak isterim. Hadsizliğe varan cüretkarlığın artık her iki cinsiyette de oldukça yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle de kişisel olarak tanımadığımız ve yüz yüze olmadığımız kişilere karşı oldukça gevşek olabiliyoruz. Çocuk doğurmadığı ya da tıp okumadığı halde hamilelik ve annelikle ilgili ahkam kesmek, doktorlara ve bilim insanlarına akıl vermek, bunlar artık sıkça görülen cüretkarlıklar. Hatta bir keresinde Papa’nın resmi hesabına yanıt verip “İncil’i okumasını öğütleyen” bir dini bütün Hristiyan bile çıkmıştı karşıma, hadsizlik gölü haline gelen Twitter’da.

Vallahi bilerek yapmayanlar için ipuçları: Nelere mansplaining deniyor?

Mansplaining terimini literatüre kazandıran kişi olduğu söylenen Rebecca Solnit’in tanımına göre “aşırı öz güven ve yetersiz bilginin buluşması” mansplaininge neden oluyor. Diğer bir deyişle “bihaber” erkek, egosunun da verdiği teşvikle kadını susturma, baskılama, ona ille de bir şey öğretme arzusu ile yanıp tutuşuyor.

Mansplaining yapan ve bunun ayırdında olmayan birkaç iyi niyetli erkeğe rastgelme düşüncesi (ve ümidi) ile, nelerin bu kusurlu hareketten sayılabileceğine dair birkaç ipucu aradım. Karşıma çok şaşırtıcı şeyler çıktığını söyleyemem. Özetle;

  • İletişimi hem sözel, hem de bedensel olarak baskı altında tutma hali, erkeği ele verebilir. İletişim halindeyken karşınızdakinden fiziksel olarak yukarıda olma, ellerinizi tehditkar bir şekilde belinize koyma ya da kemerinize takma, kişisel alanı boşverip karşınızdakinin dibine girme gibi hareketler tipik mansplainingci kişi hareketleri. Unutmayın, beden dili her zaman ağzınızdan çıkan sözcüklerden daha çok akılda kalacaktır.
  • Ses ve tonlamaya dikkat: Giderek daha yüksek sesle ya da tizleşen bir ses tonuyla konuşuyorsanız da karşınızdakini domine etmeye çalıştığınız düşünülebilir.
  • Karşınızdakinin gerginliği ya da alaycılığı size davranışınızla ilgili fikir verebilir. Gözlemci olun. Konuştuğunuz kadını kızdırdığınız takdirde dişlerini sıktığını ya da çenesini sağa sola oynattığını, burun deliklerinin açılıp kapandığını gözlemleyebilirseniz, mansplaining ile yaftalanmadan hatanızdan dönmeniz mümkün olabilir.

 

İlginizi çekebilir: Kadın-erkek eşitsizliğini yıkmak için neler yapılabilir?

Kaynaklar:
Life Hacker
5harfliler

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale