X

Çağımızın kadınlardan beklentileri: Kusursuzluk özlemi

Geçenlerde Amerika’nın meşhur magazin kanallarından birini izliyordum, izleyenler bilir E! Chanel.

Evet bu aralar, siyaset tartışma programlarını, gün arası borsa analizlerini, 7 haberlerini değil de böyle yorum katılmayan şeyleri izlemeyi tercih ediyorum.

Neden mi?

Kafamda “bugün nerede patlama olur, hükumet neye karar verir, dolar günü kaçla kapatır” diye düşünmeden yaşamak nasıl bir şeydi hatırlamak için!

Neyse konuya geri döneyim. Ben bu kanalı izlerken “So Cosmo” adlı bir programa denk geldim. Programda bir Cosmo kızı nasıl olur o anlatılıyor. İşte insanlara soruyorlar nasıl olur, şöyle mi olur, böyle mi olur diye. İnanır mısınız ben de sizin gibi “güzel olur, çekici olur, sokaktan geçse hey maşallah dedirtir” gibi yüksek beklentili cümleler bekliyordum. Ancak cevap çok basitti ” Cosmo kızı, kendine güvenir ancak kendini çok da ciddiye almaz”.

Haydaaa….

Nasıl ya?

Hani Cosmo kızı her zaman kıyafete uygun ruj tonunu yakalayan, saçının tek bir teline fön değmeden sokağa çıkmayan, geberse de koşu bandından atlamayan Alfa kadındı?

Değilmiş işte. En azından artık değil. Cosmo kızı kendini hem sevip hem de o kadar ciddiye almayanmış.

Çok da hoşuma gitti bu yaklaşım, artık raflarda kritik yerleri kapmaya çalışan kadın olmanın modası geçti.

Nitekim bu beni düşünmeye sevk etti , her şeyden önce mükemmel kadın neydi ki?

38 kişiye verdiği bir davette topuklu ayakkabılarıyla hem eti hem patates grateni aynı anda taşırken, french manikürünü asla bozmayan kadın mıydı?

Yoksa bulaşıkları saniyede 180 kilo bayt hızla yıkarken, çocuğun altını düşünce gücüyle değiştirebilen miydi?

Ne zaman beklentiler “mükemmellik” mertebesine ulaştı, ulaşan yerdeki tüm canlılar da “onaylandı” kaşesini bastı?

Biraz da biz yaptık bu Oblomov’ları değil mi; bıyıkları çıkana kadar erkek çocukların eğilip ayakkabılarını bağladık, sofradan tabağını kaldırmaktansa babalarıyla maç izlemesine izin verdik, dikkatlerini çekebilmek için beyinlerimizi değil göğüslerimizi geliştirdik.

Ancak devir değişti, ülkemiz dahil dünyanın her yerinde akıllı insanlara, yani akıllı kadınlara ihtiyaç arttı. Hem naif, hem de kaliteli temelleri olan kadınlara. Kendine güvenen, kendini seven ve kendini sayan  kadınlara. Mükemmel kadın olmak tarihte kaldı, artık aklı başında olma zamanı. Devir ise paylaşma devri, bulaşığı da, parayı da, hakkı da eşitçe sırtlamak gerek.

Eğer siz hala mükemmelliği arıyorsanız karmaşalarınıza bakın, dağınık toplanmış saçlarınıza, avuç içi kadar yüreğinizle üstesinden geldiğiniz çabalarınıza, kusursuz kusurlarınıza bakın. İyi ki ağlama krizleriniz, hayvanlara karşı hassasiyetiniz, zaman zaman yorgun göz altlarınız var. İyi ki zamansız, ürkek ve ümit dolu ruhlarınız var. Siz iyi ki varsınız, iyi ki Stepford Wives’daki , selülit kremi posterlerindeki ya da kaynana onaylı gelinler gibi mekanik değilsiniz.

İyi  ki olduğunuz gibi mükemmel, olduğunuz gibi gerçeksiniz.

Ceylin Atay: Ben babanesinin mutfağında serçe parmaktan ince sarma dolmalarla büyümüş, ananesinin patavatsızlığına, annesinin de kitap kurduluğuna hayran olan bir kızım. 31 Aralık’da doğmuş biri olarak yılbaşlarında "bak çocuğum senin doğum gününü tüm dünya kutluyor" diye kandırılarak bu yaşlara geldim. Fransızca eğitim aldıktan sonra “yok yarrabbi ben bu dilde üniversite müniversite okuyamam” diyip Amerika'ya kavimler gibi göçtüm. Gidiş o gidiş, dönmem 5 senemi aldı, 4 sene iletişim ve sosyoloji okudum. Daha sonra 1 sene yemek eğitimi alarak oradaki restoranlarda bilahare çalıştım. Döndüğümde elimde sadece 1 adet bavulum ve 25 koli yemek alet edevatım vardı. Buraya geldikten sonra şirketlere eğitimler düzenledim, firmalar için marka danışmanlığı yaptım akabinde de Burger Project’i açtık. Sonrasında, menü danışmanlığı, yemek editörlüğü, köşe yazarlığı derken değiştim ve geliştim... Tüm bu kısa zamana konsantre olmuş iş hayatımı bir başka yöne daha adayarak "Motivasyon Konuşmacısı" olmaya niyet ettim. Umarım kendinizle ve hayatınızla ilgili "gaza gelmek" istediğiniz her an, ağzınıza bir kaşık motivasyon çalabilir ve asıl gücünüzü size hatırlatabilirim. Sağlıcakla kalın.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale