Bir buzul kütlesi çatırdar ve kimse duymazsa, yine de ses çıkarmış sayılır mı?
Araştırmacı Grant Deane: “İnliyorlar, sızlıyorlar, çatırdıyorlar, gürlüyorlar ve yıkılıyorlar. Çıkardıkları tonlarca inanılmaz ses var” diyor.
Buzul erimenin akustik bilimi üzerine yazılan yeni bir araştırmanın yazarlarından olan Deane sözlerine şöyle devam ediyor: “Sanki bizimle konuşuyorlar, ama henüz anlayamadığımız bir dilde.”
Bu nedenle, Deane ve takımı buzulların ne söylemeye çalıştığını bulmak için yola çıktılar. Buzullardan ayrılan devasa buz katmanlarının seslerini kaydetmek için su altı mikrofonları kullandılar ve buzulların su üstünde nasl değiştiğini gözlemlemek için hızlandırılmış fotoğrafçılık tekniklerinden faydalandılar.
Geophysical Research Letters dergisinde yayınlanan bir araştırma, 3 çeşit buzul parçalanması olduğunu ve her birinin kendine özgü seslere sahip olduğunu buldu.
“Okyanusta bir buz duvarı düşünün ve bunun halicin dibinden her tarafa genişlediğini hayal edin; önce suyun içinde, sonra da havaya doğru. Buz, suyun üstünden çok temiz bir şekilde tek parça halinde de düşebilir, dağınık ufalanmalar halinde de. Yüzeyin altında koptuğunda, bu olayı görmek neredeyse imkansız. Ama ses çok iyi dağılıyor. Yani dağılma olayını tam olarak göremesek bile, seslerini duyabiliyoruz” diyor araştırmacı Deane.
Bu sayede, Deane ve diğer araştırmacılar ne kadar buzun kırıldığını söyleyebiliyor ve sonuç olarak deniz seviyesi yüksekliğine ne kadar etkisi olduğunu da ölçebiliyorlar. Çıkardıkları seslerle, buzullar tüm sırlarını ifşa edebiliyor diyerek Deane sözlerine devam ediyor ve sözlerini şöyle bitiriyor: “Bugünden itibaren 50 yıl sonrasını tahmin edebilmek istiyoruz. Ne kadar buz eriyip okyanusa karışacak, bunu kestirmek çok daha zor bir iş.”