“Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca…”
Şems-i Tebrizi
Sadece bir kelimelik şikayet ettik, ne olacak değil mi? Sadece bir kerecik “az” dedik, “yok” dedik, “nereden bana gelecek?” dedik… Sadece bir kere “benim olmayacak” dedik, “yine bana kısmet olmayacak” dedik, “zaten bugüne kadar neyim vardı ki bu tam oldu dedik?”… Peki sonucunda ne oldu? Söylediklerimiz gerçek olmadı mı? Hak etmediğimizi düşündüğümüzde hak etmediğimizi yaşamadık mı? Nasip olmadığına inandığımızda yine de bir şeye sahip olabildik mi? Biz “yok” dedikçe bir şeyin arttığı görüldü mü?
Ben bugün sizlerle hayatımızda “büyüttüklerimize” bakmak istiyorum. Hiç farkında olmadan veya bile bile büyüttüklerimize… Yok olanlara, verilmeyenlere, bir türlü kısmet olmayanlara, hayıflanmalara, şükürden, teşekkürden uzak olanlara… Hayatımızda, evet, bizlerin ellerimizle büyüttüklerimize bakalım istiyorum…
Kendi kendimizi dışarıdan dinliyor olsaydık kendimiz için vermek arzusunda bile olsak ne düşünürdük? “Nasıl olsa kısmet olmayacak”, “Nasıl olsa benim kaderim böyle”, “Nasıl olsa beni bulmaz”, “Nasıl olsa bana her zaman az”, “Nasıl olsa bu kader hep bana aynı”… Evet, ne yapardınız kendiniz için? Bu inanışı aynı şekilde yaşatmaz mıydınız?
Bizler hayatımızda ne söylediğimiz ile, ne düşündüğümüzle, teşekkürümüzle, şükür etmekle, umut etmekle, inanmakla büyütmekteyiz… Evet, hayatımızda mutluluğu umut ettiğimizde mutluluk büyür hayatımızda, para için teşekkür ettiğimizde ve sevgiyle verdiğimizde bu bize misliyle geri döner… Fakat aynı kalbi hasetle doldurduğumuzda, başkasını kıskandığımızda, başarısına yan gözle baktığımızda bu başarı bizden alınır. Kıskançlığı büyütürüz hayatımızda, yine zararı bizedir…
Bugün banka hesabımızda olmayan paraya odaklandığımızda ise “olmayanları” büyütmekteyizdir. Olmayan, bize gösterilmemiş olan, bugün hesabımızda olmayanı yarından da uzaklaştırırız. Büyütmekte olduğumuz inanç bunun bizim “olmadığı” inancıdır. Bize kısmet olmadığı, bize nasip olmadığı, bize layık olmadığı… “Olmadığı” inancı büyümektedir kalbimizde ve hayatımızda…
Bir tohum düşünelim, toprağın altındadır. Fakat içinde, bir ağaç olmak, ulu bir gövde olmak potansiyeli saklıdır. Fakat bunlar olmadığı durumda bile “Ben ağaç olamayacağım’’, “Bana verilmedi’’, “Bana kısmet edilmedi’’ diyerek ah etmesini duyar mıyız? İşte bizlerin yaptığı tam olarak budur; inanabileceğimiz, başarabileceğimiz, yapabileceğimiz kocaman potansiyellerimiz varken, büyüttüğümüz şey “şu ana” bakarak, kendimiz için karar verdiğimiz “yokluk” bilincidir.
Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız kendiniz için hayatınızda büyütmekte olduklarınıza, kullandığınız cümlelere, kelimelere çok daha yakından bakmanızı dilerim. Neyi büyütmektesiniz?
İlginizi çekebilir: Hayatın kullanma kılavuzu: Her lider kendi rotasını çizer