X

Büyük aydınlanma: Bilinmeyene bilinçle bakmak

İnsan ırkı, diğer her ırk gibi hayatta kalmaya programlanmış bedenlilerden oluşur. Her ırk gibi, yaşam koşullarına bağlı olarak evrim geçirir ve dönüşür. Yaşamda kalma güdüsü ile, beliren ihtiyaçlarını karşılamak adına tüm bedensel ve zihinsel yetilerini kullanır.
Aynen kediler, köpekler, ayılar, filler… vb. gibi.
Hiçbir farkımız yoktur.
Her ırk kendine has özellikler ile dünyada varlığını sürdürür. Kurtlar yemeklerini saklayarak, filler aile olarak yaşayarak, kediler gerekirse kendi çocuklarını tanımadan yiyerek… Her ne var ise yapılarında bunları sürdürürler ve burada bir hata yoktur.
İnsan ırkı için de aynı şey geçerlidir. Onlar da diğer hayvanlar gibi, hayatta kalmak için kendi türlerini öldürmüş, göç etmiş, yaşamda sürekliliği sağlamak için topluluklar halinde yaşamaya başlamış, güçlenmek için de yerleşik hayata geçmişlerdir. Bir ayının mağarasını bırakmayışı gibi…
Hiçbir fark yoktur.
Hayvan bedenlere sahibiz. Hayvani güdülere, hayvani dürtülere…
Bizi “insan” yapan şey bu hayvani dürtüleri fark edip kontrol edebilme yetimiz, becerimizdir.
Ne kadar kontrol edebilirsek o kadar ayrıştığımızı düşünürüz. Hatta daha da kontrol edebilmek için, herkes de buna uysun diye kurallar koymuşuzdur.
Başkasının yemeğini yeme, buna “hırsızlık” denir.
Başkasıyla yemeğini paylaş (çünkü hayvan halimizi durdurmanın, zapt etmenin ne zor olduğunu hepimiz biliyoruz), paylaşmamak vicdansızlıktır.
Hatta bu kurallar, bin yıllardır içimize işlemiştir.
Eğitilen hayvan ırkı içinde hep isyan etmek isteyen bir taraf bulunur. Her anı kollar oradan çıkmak için sabırla, gerekirse sonsuza kadar, ama bekler…
Aynen bir filin, hayvanat bahçesinde olan tutsaklığı gibi. Her şeyi yıkıp kaçacak, öldürecek gücü varken, yapmayıp beklemesi gibi.
Boşluk gördüğü anda, bambaşka bir güç ile sıyrılır zincirlerinden. “Ustamı seviyorum” demez, koşarken ayağının altında çıtırdayan kemiğini duymaz. Hep bildiği şeye doğru gider, özgür güdülerine, özgür hayvan haline…

Bu sebeplerden, düşman addettiğimiz egomuz, aynen pusudaki kızgın fil gibi bekler, özgür hayvan halimizi. Gördüğünüz gibi egonun bir suçu yoktur. Hayatta kalmaya çalışıyordur sadece. Yaşamına bir hayvan olarak devam etmeye…

Tabi ki yıllar, çok değiştirdi, çokça eğitti bizleri. Hepimiz her yeni doğanla yenilendik, güdülerimiz sakinleşti, ehlileşti.
İşte tam burada “karma” nedir anlatabilirim. Karma budur, karma her birimizin kendini eğitirken geçtiği yollarda, birbirinin, hatta kimin olduğunu bilmediği hislerin temizliğini yapmaktır. Yaşayarak dönüştürmektir, kendimiz ve yeni doğan, doğacaklarımız için… Tüm ırkın sorumluluğunda devam etmek, ayırmamaktır.
“Ona böyle davrandım, bu yüzden başıma bunlar geldi” keskinliğinde konuşurken, ona böyle davranan diğerleri adına da aldın üzerine yükleri… Biriz çünkü. Kendi ekmeğini alıp köşede yalnız kemiremiyorsun.
Bu yüzden, ekmeğini de paylaşıyorsun, pisliğini de.
“Hani ödemiştim vebalimi, hala neyin dersi?” diyorsan; belki karma seni bıraksa da sen kendi vicdanının yakasından düşmemişsindir?
Ki genelde olan da budur…
Bu yüzden, kimin demeden, temizlemek lazım geleni. Sonuçta hepsi bizim, ayrı gayrı yok ki…

Bu hayvan ırkı, kendini fark ettikçe diğer hayvanlardan ayırmış. Ayırdıkça başka bir hayvani güdüye, alfa olmaya, hükmeden olmaya yenilmiş. Onu da artık sonraki nesiller eğitir! Yavaş yavaş eğitiliyoruz, öyle çok da abartmaya gerek yok insan olmayı.
Kedi olmaktan çok da farklı değil ya da maymun olmaktan. Maymun ile insan ırkı arasındaki genetik fark %1. Söylenecek bir şey bırakmıyor bence. 
%1 indirim yapsalar alışverişinizde, umursuyor musunuz ya da zam yapsalar maaşınıza. O kadar bir fark işte.

Ama bi şey var ki, o tüm dengeyi alt üst ediyor.
Ruhun tezahürü.
Ruh, bedene tezahür ettiğinde, gördüğünü, yaşadığını bilmeye başlıyor insan hayvanı. Yediğini içtiğini, neyi neden yaptığını sorgulamaya başlıyor. Ayrı ayrı her uzvunu görüp kullanırken, kullandığının bilincinde oluyor.
En şaşırtıcı şey de bu işte, yaptığını görüyor, biliyor olmak.
Ve soru sormaya başlıyor.
“Ben kimim?”, “Neden varım?” sorularının cevabını aldıkça büyüyor.
İşte buna ruhun tezahürü diyoruz.
Buna aydınlanma diyoruz. Buna mitolojik hikayelerde; Zeus’un, tanrıçaların dünya insanları ile münasebeti diyoruz, buna efsun diyoruz…
Buna “gözlemciyi uyandırmak” diyoruz!
Bilmediğimiz hallerimize, bilinçli olarak bakmaktır aydınlanmak. Gözün, aklın, görmediği yerlere tanık olmak.
Bir kere görüldü mü, artık ortak bilincin kütüphanesindedir o bilgi.
Doğal yeryüzü arkeologları gibiyiz, Mars’ı araştıran gönüllüler. Kendi bedensel evrenlerimizi araştırıyoruz.
Ruhun bedende tezahür edişini izliyoruz, buna tanıklık ediyoruz. Kendi evrimimizi, kendi değişimimizi, kendi bilinç sıçrayışımızı organize ediyoruz. Evet birer hayvan bedenliler olarak, evet arada hangi gruba dahil olduğunu bazen hala bilemeyenler olarak…
Tam da bu yüzden, şüpheye düştüğümüz, güvenimizi yitirdiğimiz her an, içimizde, bedenimizde yaşayan hayvanımız ortaya çıkıveriyor. Her şeye meydan okumak istercesine…
Teslimiyete hazır mısın genç ırk? Teslimiyete hazır mısın yeni insan?
Eğer cevabın evet ise, ruhun tezahürüne izin ver!
Çünkü ancak o zaman, o bahsedip durduğun tanrısallığı yaşarsın. Bilincin sende nüfuz etmesine izin verdiğin zaman…
Bedenlerin birer tapınak olduğunu yazdığım yazıda da, söylediğim gibi…
İçeriye misafir davet edecek kadar toparladıysan kendini, tüm güzelliklerin, yeteneklerin ve saflığınla durabiliyorsan kendi kendinin önünde alnı, gönlü açık, sadece yaşamak kalır sana bu güzelim hayatı, hem de bu sefer “onun” gözlerinden.

Aşk olsun!

*** bireysel ve grup çalışmaları, kampları ve yazılarımın tamamı için www.magicalchildoftheworld.com adresine abone olarak takip edebilirsiniz***

İlginizi çekebilir: Sığ sulardan derinlere: Sahte maskeleri bırakıp gerçek olmak

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale