X

Bütünsel sağlık için: Yoga yaptığınız alanı 5 adımda Feng Shui esaslarına göre düzenleyin

Sağlıklı yaşamın tarifini günümüzde kişinin “fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak sağlıklı olması” şeklinde özetleyebiliriz…

Kişinin bu durumu yakalayabilmesi için, en etkili yollardan birinin Yoga ve Feng Shui kombinasyonu olduğunu da söyleyebiliriz. Nasıl mı?

Her ikisi de “Chi” dediğimiz yaşam enerjisi ile çalışır. Bütün evrendeki canlı ve cansız varlıklar, bizler ve çevremiz, birbirimizle enerji alışverişi yaparız ve birbirimize görünmez bir bağ ile bağlıyızdır.

Yoga yapan insanların motivasyonları arasında, esnekliği ve gücü artırma, rahatlamayı teşvik etme, meditasyon geliştirme, dinginlik hissine ulaşma arzusu sayılabilir… Bu yoga pratiğini günlük rutinimizin içinde uygularken, sağlıklı bir vücut, dingin bir zihin ve ruha sahip olmak adına, vücudumuzda var olan evrensel yaşam enerjisini harekete geçirir, olası hastalıklara neden olabilecek blokajları yok eder ve vücudumuzdaki enerji akışını da dengeleriz…

Feng Shui ise, bu sefer, çevremizde bulunan yaşam enerjisini, yaşadığımız mekânlarda güçlendirmeye, dengelemeye ve böylelikle kişinin hayatına sağlık, zenginlik, refah, iş başarısı ve mutluluk, ilişkiler gibi kavramları getirmeyi hedefler. İçinde bulunduğumuz mekânlar, ruh halimizde, duygularımızda ve fiziksel enerjimizde değişime neden olur. O yüzden ki bazı mekânlarda bulunmaktan keyif alırken, diğerlerinden kaçarak uzaklaşmak isteriz.

Dolayısıyla, sadece yoga yapmak değil, nasıl bir mekânda yoga yaptığımız da önem kazanır…

Rutin yoga alanında Feng Shui’yi güçlendirmek için yapılacak bazı düzenlemeler ile, etkili sonuçlar almak mümkündür. Şimdi bunların neler olabileceğine bir bakalım…

Güneşe yer açın

Yaşam Enerjimiz olan güneş ışınlarının doldurduğu bir mekân her zaman olumlu hisler uyandırır. Güneşin sıcak, ısıtan, şifalı ışınlarının enerjisi yoga ritüeline “Güneşe Selam” duruşuyla başlayan kişi için de içindeki yaşam enerjisini uyandıran yapıdadır…

Dağınıklıktan kurtulun

Doğru nefes almak yoga pratiği için çok önemlidir. Doğru nefes ile yaşam enerjisini vücudumuzun herhangi bir yerine taşımak mümkündür. Mekânın da rahat nefes almasını, yaşam enerjisinin hem içimizde hem de dışımızda rahat akmasını sağlamak için işe; mekândaki fonksiyonsuz eşyaları azaltmak ve dağınıklığı gidermek ve sadeleşmek ile başlayabiliriz… Kullanılmayan alanlar, dar köşeler, “Chi” nin akışını zayıflatır, mekânı nefessiz bırakır. Etraftaki dağınıklık ise, zihnimizin karmaşasına ve dağılmasına neden olur ki bir yoga alanı için hiç de istenen bir durum değildir bu…

Sükuneti içeri davet edin

Evrende her şey zıttı ile mevcuttur. Karanlık olmadan aydınlık, gündüz olmadan gece veya sıcak olmadan soğuk da olamaz. Yin ve Yang uyumunu gösteren “Tai Chi” sembolü, hem birbiriyle çelişen, hem de birbirini tamamlayan niteliktedir. Yin karanlık, pasif, soğuk ve dişi tarafken; Yang, parlak, aktif, sıcak ve eril taraftır. Yin ve Yang’ın uyumlu birlikteliği hem kişiye, hem de mekâna denge ve harmoni getirir. Çoğumuz günümüzü sürekli gürültü, aktivite ve elektromanyetik kirliliğin içinde geçiririz ki bu hayatımızın Yang tarafıdır.

Gün içerisinde dinginliğe ve sessizliğe ulaşmak isteriz ki bu anlamda Yin tarafımız devreye girer. Bu yüzden yoga mekânlarımızın daha çok Yin özelliklere sahip olmasını isteriz… Sakin bir müzik, güzel bir koku, kargaşadan uzak sakin bir mekan, doğal dokular, yeşili içeriye taşıyan bir mekânsal düzenleme, günlük koşturmalar arasında bize iç sesimizi duyabilmek adına alan yaratacaktır. Denge her şeyi bir araya getirir… Yoga pratiğinde bunu yoğun bir geri açılmanın ardından onu dengeleyecek ileri bir bükülmenin bedene verdiği rahatlama duygusu, genişlemek için dengeli nefes alıp, büzüşmek için yine dengeli nefes vermek gibi de düşünebiliriz…

5 elementten faydalanın

Etrafımızda her şeyle iletişim içerisinde olduğumuzu düşünürsek, yoga alanında kullanacağımız görsellerin ve aksesuarların da bizde iyi hisler uyandırması, ruh halimize iyi gelmesi gerekir.

5 element Feng Shui’nin temelidir. Ateş, Toprak, Metal, Su ve Ağaç elementleri ile etrafımızda dengeli bir dekorasyon sağlamak, kendi içimizdeki dengeye ulaşmamıza da yararlı olacaktır… Ateş elementini temsilen mumlar, Ağaç elementini temsilen bambu ve doğal ahşaptan minimal mobilya, bitkiler, Su elementini temsilen küçük bir şelale veya havuz, Toprak elementini temsilen çakıllar, çömlek ve seramikler, Metal elementini temsilen Tibet çanakları veya rüzgâr çanları, yoga pratiği yapılan odada kullanılabilecek örneklerdir…

Renklere dikkat edin

Odada kullanılacak renkleri seçerken yine enerji haritasının gösterdiği elementlere ve temsili renklerine yoğunlaşmak gerekir… Yoga pratiğinin yapıldığı odada uygulanabilecek renkler; enerji ve dayanıklılığı simgeleyen Ateş elementinin rengi Sarı; Büyüme ve ilhamı, yansıma ve gevşemeyi temsilen Ağaç elementinin renkleri Yeşil ve Mavi, maneviyat ve gücü temsilen Ateş elementinin rengi Mor; odak ve saflığı temsilen Metal elementinin rengi Beyaz…

Klasik Feng Shui uygulaması, bize fiziksel çevremizdeki -yoga alanımızdaki- enerjilerin niteliğini, 5 element teorisini ve pusula yönlerini kullanarak gösterir. Çıkartılan enerji haritasına göre, yapılan düzenleme sayesinde yaşam enerjisinin mekân içinde rahat ve dengeli akması sağlanır. Bu uygulamada mekân içinde kullanılacak elementlerin niteliği kadar yerleri de önemlidir.
Yoga pratiğinin, bedenimizde; meditasyonun ise zihnimizde yaşam enerjisinin rahat akmasını sağlaması gibi, Feng Shui de yoga mekanımızdaki “Chi”nin rahat akmasına olanak sağlar.…

Güzel bir Haziran ayı olsun…

İlginizi çekebilir: Kadim bilgilerin ışığında kişisel gelişim: 5 element ile dengelenin

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale