X

Bütün ve kendisi olabilen insan

Modern insan, bütünden veya her şeyden ayrılma fikri ile uyarılmakta. Bütünlüğünü ararken korku ve şartlanmalar içinde yaşar ancak özünden ayrı olduğu için onu bulamaz. Kökenine geri dönmek ister ancak nasıl yapacağını bilemez. Bu yüzden bu bütünlük ve onaylanma için kendi dışında arar ancak bütünlüğün aslında içe doğru gittiğini fark etmez.

Açıkçası, hayatı ”savaş”, ”mücadele” ve “kazanma” terimleriyle anlatmayı tercih etmem. Bu, bize her şeyi yanlış ışıkta gösterir.

Mücadele, iletişim kurma, diğerinin bakış açısını benimseme veya paylaşılan bir gerçekliğe inanma isteğinin kalmadığı zaman ortaya çıkar.

Bu yazı insan doğamızın yüzleşme yeteneğimizin önüne nasıl geçtiğine odaklanıyor. Soru, insanlığın -her zaman olduğu gibi insanlığın- karşılaştığı en büyük sorunlarla ilgilidir. Her zaman karşılaştığımız en büyük sorun varlığımızdır. Muhtemelen hem bireysel düzeyde hem de tür düzeyinde varlığımızın farkında olan tek canlı biziz. Varlığımızın farkında olmak aynı zamanda yokluk potansiyelimizin de farkında olduğumuz anlamına gelir. Ve burada bir gerilim yatıyor:

Bireysel varoluş duygumuz ile insanlık duygumuzun kendisi arasındaki gerilim. Şimdi bile bir tür olarak çevremize neler yaptığımızı görebiliyoruz, ancak yine de bireysel durumlarımızı iyileştirme çabalarımıza -çoğunlukla- karşı koyamıyoruz. Bazılarımız çoğunluğun iyiliği için fedakarlık yapmaya hazırız ama çoğumuz değiliz. Tür olarak suçluluk hissediyoruz ama birey olarak rahatlama ve zevk arıyoruz. Bireysel olarak bizim için cevap, güç veya maddi zenginlik yoluyla yaşamlarımız üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmaya çalışmaktır. Bu arzu, ironik bir şekilde, daha büyük iyilikle çatışıyor.

Daha az şeye sahip olan insanlar, işleri daha iyi hale getirmek için daha fazlasına sahip olanlara bakarlar, ancak daha fazlasına sahip olanlar herhangi bir şeyi riske atmaya daha az isteklidirler. Ve böylece sorundan krize, oradan da neredeyse her zaman çok az geç olan gerici önlemlere dönüyoruz. Çözümlerden biri biraz tuhaf ve pek olası değil. Sorunları ve krizleri öngören ve önleyen uzun vadeli çözümler karşılığında elimizden gelenin en iyisini ve en parlağını yapıp bireysel ihtiyaçlarına dair her türlü soruyu ortadan kaldırsak ve sonra onların planlarına bağlı kalsaydık, temel motivasyonlarımızın üstesinden gelebilirdik.

Gelelim bize…

Bu coğrafyanın yükü çok ağır. Sadece kendimizi kurtarma gibi bir seçeneğimiz yok. Birlikte yola çıkmak ve hedefe birlikte varmak. Düşeni kaldırmak, gerekirse sırtımızda taşımak.

  • İçsel bütünlüğü keşfetmek: İçsel bütünlüğü aramak, genellikle kişisel bir yolculuğu ifade eder. Bu süreç, öz farkındalık geliştirmek, kişisel değerleri anlamak ve bu değerlerle uyumlu yaşamakla başlar. Kişisel içsel bütünlüğü bulduğumuzda, aynı zamanda çevremizle olan ilişkimizi ve toplumsal sorumluluklarımızı daha iyi anlayabiliriz. Bu süreçte meditasyon, yazı yazma, terapi, koçluk, mentorluk ve benzeri yöntemler yardımcı olabilir.
  • Kolektif bilinç ve sorumluluk: Bireysel arayışlar genellikle kolektif sorumluluklarla çatışabilir. Toplum olarak daha iyi bir gelecek inşa etmek için, bireylerin kendilerini sadece kişisel başarılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal refah ile de sorumlu hissetmeleri gerekir. Kolektif bilinç geliştirmek ve toplumda dayanışma kültürünü güçlendirmek bu konuda önemli bir adımdır.
  • Empati ve paylaşım: Empati geliştirmek, farklı bakış açılarını anlamak ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı olmak, kolektif sorunları çözmede önemli bir rol oynar. Toplumsal iletişimde empatiyi ön planda tutmak, ortak bir gerçeklik yaratmanın ve sorunlara ortak çözümler bulmanın anahtarı olabilir.
  • Eğitim ve bilinçlendirme: Toplumsal ve bireysel sorunlara karşı etkili çözümler üretmek için, eğitim ve bilinçlendirme büyük bir rol oynar. Eğitim, bireylerin toplumsal sorunlara karşı duyarlılığını artırabilir ve bu konuda bilgi ve beceri kazandırabilir. Bilinçlendirme kampanyaları ve toplumsal projeler, geniş kitlelere ulaşarak ortak çözümler geliştirmeyi teşvik edebilir.
  • Uzun vadeli planlama ve iş birliği: Sorunları ve krizleri öngörmek, uzun vadeli planlama gerektirir. Kısa vadeli çözümler yerine sürdürülebilir ve kapsamlı stratejiler oluşturmak önemlidir. Ayrıca, bireyler ve topluluklar arasında işbirliği yaparak, kaynakları paylaşarak ve ortak hedefler belirleyerek daha etkili çözümler geliştirebiliriz.
  • Fedakarlık ve paylaşım kültürü: Toplum olarak daha iyi bir yaşam sürmek için fedakarlık yapma kültürünü benimsemek gereklidir. Bu, bireylerin kendi ihtiyaçlarını ve arzularını toplumsal iyilik için feda etmeyi göze almalarını içerir. Bu kültürü teşvik etmek, toplumsal dayanışmayı ve kolektif hareketliliği güçlendirebilir.

Sonuç olarak, bireysel içsel bütünlüğü bulmak ve kolektif sorunlarla başa çıkmak karmaşık ama ulaşılabilir hedeflerdir. Kişisel ve toplumsal sorumlulukları dengelemek, empatiyi artırmak ve uzun vadeli stratejiler geliştirmek bu sürecin temel taşlarıdır. Ancak bu adımları atarken, kişisel çabalarımızın yanı sıra, toplumsal dinamikleri nasıl dönüştürebileceğimiz konusunda da düşünmeliyiz.

Siz bu süreçte hangi adımları atmayı düşünüyorsunuz? İçsel bütünlüğünüzü sağlarken toplumsal sorumluluklarınızı nasıl ele alıyorsunuz? Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar, hem bireysel hem de kolektif düzeyde önemli bir değişimin başlangıcı olabilir. Kendi yolculuğunuzda neleri keşfettiniz ve bu keşifleriniz, toplumsal sorunlarla başa çıkma çabanızı nasıl etkiliyor? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi paylaşarak bu tartışmaya katkıda bulunabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Gerçek güç nedir?

Işıl Çetinkaya: Anka Koçluk Okulundan temel koçluk eğitimlerini tamamladıktan sonra Amerika University of Northwest "Yönetici Koçluğu ve Mentörlük" yüksek lisans programı "Transaksiyonel Analiz", "Gestalt Psikoloji", "Bilişsel ve Pozitif Psikoloji", "Sistemik Takım Koçluğu", "Fasilitasyon" alanlarında eğitim görmektedir. Ayrıca Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung koçluk ekolüne bağlı Jungian Coaching School’dan eğitimler almıştır. Yalnızca Hedeflerinize ulaşmak değil, gerçek öz benliğiniz ile temas kurup yaşamınızda kalıcı ve sürdürülebilir değişiklikler yapmalarına yardımcı olan Jung Teorisi, Doğu Maneviyatı ve Sosyal Sinirbilime dayalı bir koçluk modelini uyguluyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale