X

Burgazada’da kısa bir mola: Yelkenli, enerjik ve dinlendirici bir hafta sonu kaçamağı

Merhaba! Size İstanbul’da iki yelkenli tekneli, bol eğlenceli, hem enerjik hem dinlendirici bir hafta sonu kaçamağından bahsedeceğim.

Sail Nation, Boğaziçi Üniversitesi Denizcilik ve Yelken Kulübü’nün başarılı kaptanları Burak Dikmenoğlu ve Egemen Gök’ün kurduğu, yelken yapmak isteyip tekne veya fırsat bulamayanları denize çıkararak etkinliklerle bir araya getirmeyi amaçlayan müthiş bir girişim. Henüz oldukça genç ama son derece profesyoneller. Yıllar içinde katıldıkları sayısız gezi ve yarışlar sayesinde kazandıkları tecrübelerle yelkenli tekne hakimiyetlerini geliştirmekle beraber, çizdikleri rotadaki uğranacak koy ve mekanları da çok iyi biliyorlar.

Adalar’a doğru yaklaştıkça şahane bir gün batımı manzarası eşliğinde yelken seyri yaptık. O anda insan hakikaten İstanbul’da yaşadığını unutuyor
Sail Nation’la Burgazada’ya doğru

İlk kez İstanbul içi yapacakları gezi için Prens Adaları’ndan Burgazada’yı seçmeleri çok doğru bir karardı. Mevsim yazdan sonbahara dönerken, kısıtlı zamanımızı Kalamış’tan Burgazada’ya doğru en iyi rotada çizmiştik. Gezimize 23 Eylül Cumartesi günü saat 18.00 sularında Kalamış Marina’dan kiraladığımız yelkenli teknelerimizle başladık. Bir gece kalacağımız için teknelere yaptığımız alışveriş fazla zaman almadı. Tekneler hakkında bilgi alıp check listimizi kontrol ettikten sonra Kalamış’tan Burgazada’ya doğru ayrıldık. Moda Burnu’nu aşar aşmaz gelen rüzgar yelkenlerimizi doldurmuştu bile.

Marinadan çıkışımıza yol gösteren dostumuz karabatak

Adalar’a doğru yaklaştıkça şahane bir gün batımı manzarası eşliğinde yelken seyri yaptık. O anda insan hakikaten İstanbul’da yaşadığını unutuyor, doğal güzellikler maalesef o kadar azaldı, şehrin koşuşturmacasından bir nefes almak isteyen insanların sığınacağı o kadar az alan kaldı ki İstanbul’da, zamanın durmasını istedim…

Adalar açıklarında seyrederken manzaramız
Burgazada’da dolanırken

Azuree 40 teknelerimiz konforlu ve performanslıydı. Seyirleri genelde apaz ve orsa takip ettik. Kaptanlarımız balon seyri için uygun hava olmadığına kanaat getirdiler. Toplamda iki teknede 15 kişiydik, ve akşam yemeği için Burgazada’da Barba Yani Restoran’da rezervasyonumuza saatinde yetiştik. Burada biraz Burgazada’dan bahsetmek istiyorum. İstanbul’da yaşayanlar veya nispeten uzun bir süre geçirenler bilir, Adalar ilçesi dünyada eşi benzeri olmayan 9 adadan oluşan doğal bir nimetten, özellikle Büyükada başta olmak üzere, korkunç bir kalabalıkla istilaya uğrayarak ziyaretçileri ve sakinlerini öylesine yorucu, öylesine stresli bir başka koşuşturmaya sokan bir hengâmeye dönüşmüştür ki, asla hafta sonu ve resmi tatillerde gidilmemeli diye düşündürür. İşte Burgazada adeta o takıma dahil olmayan bir vaha gibi. 20 ile sınırlandırılmış fayton sayısı bile buna işaret ediyor. Yerleşik nüfusu 1500 civarında ve bu sayede yerleşik nüfuslu Adalar arasındaki en ferah olanı. Doğal sahil şeridi ve tertemiz koylarıyla İstanbul’dan yalnızca bir saatlik uzakta olduğunuza inanamıyorsunuz.

Burgazada’dan bahsedip de, orada yaşamış ve eserlerinin çoğunu orada yazmış olan, 2010 yılında yüzyılın en iyi öykücüsü seçilen Sait Faik Abasıyanık’tan da bahsetmemek olmaz. “Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey…” diyen Abasıyanık, Burgazada’nın en önemli tarihi kişiliklerinden biri. Kısacık ömrüne sığdırdığı yüzlerce hikaye ile Türk edebiyatına katkısı herkesçe bilinen Abasıyanık, ilhamını bu adada bulmuş. Haksız da sayılmaz hani…

Burgazada iskelesinde bizi karşılayan ahşap Sait Faik Abasıyanık heykeli

Adaya vardığımızda adanın açığında, Burgazada ve hemen karşısındaki Kaşıkadası’nın arasında tonoza bağlandık ve restoranın çok nazik, cömert ve anlayışlı zodyak görevlisi bizi alıp restorana ulaştırdı. Yaşadığımız tek aksilik şu oldu:  teknelerimiz bordalamışken dalganın etkisiyle sallanıp birbirlerinin gurcatalarına çarptı, ufak hasarlarla atlattık ve tekneleri birbirinden ayırmak durumunda kaldık. Neyse ki bu sorunu tekneleri ayırmak suretiyle kolayca halledip harika bir yemek yedik ve Barba Yani’nin yanıbaşındaki Çardak Restoran’da çalan müziğe dayanamayıp dans ettik, yemekten sonra ada sahilinde yürüyüş yapıp teknelerimize yine zodyakla döndük.

Gece alargadaki teknelerimize döndükten sonra eğlence devam etti. Saat 03.00 civarında yatıp, sabah 07.30 gibi tekneye giren bir davetsiz misafirimiz sayesinde de uyandık: Bir karga! Üstelik ısrarcıydı da. Yine de o olmasa o kadar erken uyanıp vakitten kazanamazdık. Hazırlanıp Burgazada’da kahvaltı ettik. Sahilde leziz ve tazecik hamurişleri yapan, kahvaltı servis eden Ergün Pastanesi’nde karnımızı doyurup yola çıkmaya koyulduk. İstanbul’a bu kadar yakın ama kaosundan bir o kadar da uzak olduğumuza inanamıyorduk. Rüya gibi bir dinginlik var Burgazada’da.

Kahvaltıdan sonra, 10.30 gibi tekrar denize açıldık. Adadaki Cennet Yolu’nu takiben Madam Marta Koyu’na doğru seyrettik. Sonbahara girdiğimiz için hava biraz serindi ve bu yüzden denize giremedik. İstanbul’da denize girilebilecek en iyi yerlerden biri Madam Marta Koyu olabilir, çok sakin ve çok temizdi. Adanın Madam Marta Koyu’na dönen burnundaki dümdüz, çimenlik alandaki kampçılar bize bir sonraki gezimiz için ilham verdi. Marmara Denizi açıklarında rüzgarı yakaladık ve motoru kapatıp yelkenlerimizi açarak denizin, sonbahar güneşinin ve sessizliğin tadını çıkardık. Saat 14.00’te de Kalamış Marina’ya dönüp teknelerimizi teslim ettik. Göz açıp kapayıncaya kadar bitmişti bile kaçamağımız.

Madam Marta Koyu’na doğru

Bu gezide beni en çok etkileyen şeylerden biri, Burgazada’nın İstanbul’a yakınlığına rağmen, şehirden izole sakinliği oldu. Üstelik Sail Nation sayesinde ulaşım stresi de yaşamadık, aksine ulaşımın uzamasını dilerdim… Kaptanlarımız Burak ve Egemen ile tüm ekibe keyif katan bir deneyim oldu. Gece manzarası ayrı, sabah ayrı muhteşemdi. Burgazada, Büyükada gibi çok turistik kalabalık değil ancak hareketli, hayat dolu.

Gelecekteki organizasyonlarından haberdar olmak için mutlaka www.sailnation.co adresinden kaydınızı bırakın, hatta gelecek rotaları oluşturmalarında önerilerinizle yardımcı olun.

Sail Nation yelkenli teknelerle şehir içi ve şehir dışı, hatta yurt dışı rotalarının keyifli anılarıyla seyirlerine devam edecek! Gelecekteki organizasyonlarından haberdar olmak için mutlaka www.sailnation.co adresinden kaydınızı bırakın, hatta gelecek rotaları oluşturmalarında önerilerinizle yardımcı olun.

 

İlginizi çekebilir: Erken yaşta spora başlamanın çocuklara sağladığı faydalar

Berna Bayram: Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği öğrencisiyim. Yelken sporuyla Boğaziçi’nde tanıştım. Bir senedir eğitim alıyor ve gezilere katılıyorum. Hedefim amatör heyecanını kaybetmeden profesyonelliğe doğru emin adımlarla yürümek. Gezmek, keşfetmek, paylaşmak hayatımın temel amaçları.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale