Hep birlikte jenerasyonlardır karşılaşılmamış bir sürecin içinden geçerken bildiğimizi sandığımız kimi hallerin saklı kalmış yanlarını yeniden fark etme şansımız olduğuna inanıyorum. Kendim için bir başlık seçecek olursam teslimiyetin ne olduğunu yeniden keşfettiğimi söyleyebilirim.
Metinlerde okurken, felsefesini konuşurken veya zaten içselleştirdiğimi zannederken teslimiyetin nasıl bir dirençsizlik hali olduğunu tam olarak kavrayamadığımı şimdi itiraf edebilirim. Dediğim gibi teslimiyeti hiçbir direncin olmadığı bir hal olarak değil de her şeyin farkında olup yine de daha kabullenici davranmak veya daha “cool” yaklaşmak gibi kavramlaştırıyormuşum. Oysa şimdi görüyorum ki mütevazı otların rüzgarla ilişkisi gibi, direnç yoksa zaten bırakmış, hafiflemiş ve özgürleşmiş hissedebiliyormuşuz. Her şey olduğu gibiymiş. Bunun bir adı da teslimiyetmiş.
4 yıl önce Vipassana çalışmasının son gününde diğer katılımcılarla konuştuğumda benim yaşlarımda bir kadın “Burada kendini geriye çektiğinde hem hayatın sana sunduklarının farkına varıyor, hem de sana yeni yollar hazırlaması için zaman veriyorsun” demişti. O günlerden bugüne söylediği şey tekrar kalbime dokundu. Peki sen hayatın sana yenilenmiş yollar sunması için ona izin veriyor musun? Yoksa hala kontrol etmek, planlamak, yönlendirmek gibi ihtiyaçların canlı mı? Tabii ki bu sorular “Güveniyor musun, güvenmiyor musun?” veya “Teslim oluyor musun, yoksa direniyor musun?” soruları değil.
İyi ki bu işlerin doğrusu, yanlışı yok, sadece herkesin yürüdüğü bir yol var, oradan aldığımız ilhamla başkalarına yolculuğumuzu anlatıyoruz. Denk geldiğimiz insanlar, kitaplar, hocalar, alıntılardan veya böyle sorulardan bazıları kalbimize dokunuyor, sonra da bir şekilde hayatımızda yer ediniyor, tabii ki zamanı geldiğinde. Ve Steve Jobs’un o ünlü konuşmasında dediği gibi “noktalar geriye doğru birleşiyor.”
O yüzden şimdi her ne hissediyorsak belki ona teslim olarak başlayabiliriz. Nedenini, nasılını hiiiç düşünmeden olduğumuz hali fark etmek, direncimizle yeni bir ilişki kurmanın güzel adımlarından. Bana göre sonraki adımlar da elinden gelenin en iyisini yapmak ve ortaya çıkardığını kabul etmekle devam ediyor. Hatta bu bakış açısı, yani elimden gelenin en iyisini yaptığıma inanmak öz şefkatim için de iyi bir egzersiz oluyor. Bu şekilde hem sınırlarımı görüyorum hem de yaratıcılığımı ve emeğimi takdir ediyorum, sonra da geri çekiliyorum, yani teslim olmayı seçiyorum.
Peki bugün sana iki sorum olsa içinden hangi cevaplar gelir diye bakmak ister misin?
“Teslimiyet” kelimesi sende nasıl yankılanıyor? Sendeki anlamı nasıl?
Hadi teslimiyeti bir kenara koyalım. Ya senin bu süreçte daha derinlemesine kavradığın, anlamını yeniden keşfettiğin neler var?
İçinden yükselenleri paylaşmak istersen Instagram’danInstagram’ bana mesaj yollayabilir veya sezaaslanbas@gmail.com’a yazabilirsin. Sende neler olduğunu duymayı çok isterim.
Kalplerimizin buluşması niyetiyle.
İlginizi çekebilir: Kabulün karşıtı direnç: Son günlerde neye direniyor olabilirsiniz?