X

Budizm ve mutluluk: Mutluluk zihnimizin içindedir

Tarih boyunca mutluluk kavramı birçok filozof ve psikoloğun zihnini meşgul etmiştir. Daha önceki yazılarımda da birçok defa belirttiğim gibi zihnin yapısını inceleyen ilk insanlardan biri olduğu için, kimileri tarafından dünyanın ilk psikologlarından biri olarak nitelendirilen Buda’ya göre mutluluğumuzun tek sorumlusu bizizdir. Budizm, mutluluğa giden yolun zihnimizi kontrol etmekten geçtiğini ileri sürer.

Buda, insan zihnini, çığlıklar atarak daldan dala atlayan maymunlarla dolu bir yer olarak tarif eder. Gerçekten de gün içinde zihnimizin içinden sayısız düşünce geçiyor. Bu düşüncelerden hangisini beslediğimiz, günümüzün nasıl geçeceğini belirler. Örneğin sinir olduğumuz birine yönelik düşüncemizi beslersek, ona odaklanırsak günümüzü kızgınlık içinde geçiririz. Buda, bunun bizim düşüncelerimizin sonucu olduğumuzu düşünür ve ekler: “Kendimiz hakkında ne düşünüyorsak o oluruz.”

Buda’nın amacı dünyayı tam olarak olduğu gibi görmemizi sağlamaktır. Bu bakış açısı zihnimizi de olduğu gibi görmemizi kapsar. Zihnimizin içindeki maymunları sakinleştirmenin ve zihnimizi olduğu gibi görmenin yollarından biri de meditasyon yapmaktır. Meditasyon yaptığımızda yargılamadan düşüncelerimizin  geliş ve gidişlerini gözlemleriz. Zihnimiz gökyüzü, düşüncelerimiz de bulutlardır. Düşüncelerimiz de tıpkı bulutlar gibi zihnimizden geçip giderler. Zihnimiz bizi kontrol ettiğinde mutsuz, biz zihnimizi kontrol ettiğimizde de mutlu oluruz. Zihnimizi kontrol etmek için farkındalık (sati) ve berrak kavrayış (sampajañña) geliştirmemiz gerekir. Bunların yanı sıra merhamet duygusu da mutluluğumuzda önemli bir rol oynar.

Seneler önce, üniversitemdeki derneklerden biri olan Tibetli öğrenciler derneği, kampüsümüze Dalai Lama’nın öğrencilerinden birini davet etmişti. Ülkesi yıllardan biri Çin’in işgali altında bulunan rahip, Dalai Lama’nın sık sık kendisiyle birlikte diğer rahiplere Çinliler için dua etmelerini ve onlara merhametle yaklaşmalarını tavsiye ettiğini anlatmıştı bize. Bir insanın düşmanı için dua etmesini çoğumuzun hiçbir zaman ulaşamayacağı bir yüce gönüllülük seviyesi olarak görebiliriz. Ancak gelin bu duruma rasyonel bir şekilde yaklaşalım. Bize bir kötülükte bulunan birine nefret, öfke gibi duygular beslememiz tabii ki çok doğaldır. Ama bu tip duygulara saplanıp kalmamız, eninde sonunda bize zarar verir. Yani ne kadar haklı olursak olalım, bir başkasına duyduğumuz negatif duygular en çok bizi yaralar. O halde en rasyonel çözüm nefret, öfke gibi duygulara sahip olduğumuzu kabullenmek ama bu tip olumsuz duyguları beslememekten geçer. Bunu da merhamet duygusunun yardımıyla yapabiliriz.

Buda’nın fikirleri günümüzün bazı psikoloji ekollerinin yöntemleriyle benzerlikler taşır. Örneğin New York’taki enstitüsünde staj yapmaktan ve kendisiyle tanışmaktan her zaman gurur duyduğum Dr. Albert Ellis’in Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi’si (REBT) ile Tibet Budizmi arasında bazı benzerlikler vardır. Hem REBT hem de Tibet Budizmi insanları kritik düşünmeye ve gerçeği aramaya teşvik ederler (Holt ve Austad, 2013). Yine hem REBT hem de Tibet Budizmi insanları mutluluk arayışına teşvik eder. İki ekol de insanların, gerçekliğin koşulsuz kabulüyle insan doğasını olduğu gibi kabul etmeleri gerektiğini düşünürler (Holt ve Austad, 2013).

Binlerce senelik Budizm’in mutluluk kavramına yaklaşımını bu yazıya sığdırmam elbette mümkün değil. Ama günümüz kelimeleriyle özet geçecek olursak Budizm’e göre kendinle barışık, zihninin içinden kendinle savaşmayan, kendini sabote etmeyen biri mutludur. Düşüncelerini ve duygularını olduğu gibi kabul eden, ancak açgözlülük, nefret gibi olumsuz duygularını beslemeyen biri mutludur.

Ve yine hem kendisine hem çevresindekilere merhamet gösteren biri mutludur. Sizlere zihninizi kontrol etmeyi öğrendiğiniz günler diliyorum. Bu arada sizlerle canımı sıkan ve sık sık başıma gelen bir olayı paylaşmak istiyorum. Maalesef bazı insanlar yazılarımı bana kredi vermeden kullanıyorlar. Yani intihal yapıyorlar. Yazılarımdan alıntı yapmak isteyenler bunu ancak yazarın ben olduğumu belirterek yapabilirler. Bunun altını çizmek istedim.

2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.

Kaynaklar:
Ellis, A. (2005). The myth of self esteem: How rational emo- tive behavior therapy can change your life forever. Amherst, New York. Promethius.
Holt, S. A., & Austad, C. S. (2013). A comparison of rational emotive therapy and Tibetan Buddhism: Albert Ellis and the Dalai Lama. International Journal of Behavioral Consultation and Therapy, 7(4), 8-11. http://dx.doi.org/10.1037/h0100959

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

İlginizi çekebilir: Duygularını küçümseme: Bir ihtiyaç olarak duygusal wellness

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale