X
    Kategoriler: EXPLORE UP

Brezilya Günlükleri: Sınırların ötesinde aile olmak

17 yaşındayım, Rotary’le yazın 3 ay boyunca başka bir ülkede değişim programına katılabileceğim söyleniyor. Daha o zamanlardan içimde bir yerlerde saklı olan bu Latin ruhu bana Brezilya dedirtiyor. Ağzımdan bir anda neden çıktığını ben bile kendime açıklayamıyorum. Ama ilk tercihim kabul olmayabilir, bir sürü insan var listede ve herkes benden önce yazdırmış ismini. Ben de ikinci tercihimi Güney Afrika, üçüncü tercihimi Yeni Zelanda’dan yana kullanıyorum. İçimden “Allah’ım ne olur Brezilya olsun” diyerek beklemeye koyuluyorum.

Annem ve Babamla
Dayımız da bizle

Üç ay boyunca tanımadığım bir ailenin yanında kalacağım, onlar beni gezdirecek, ayrıca Rotary Club’la başka yerlere gezilere gideceğiz. İstediğim oluyor ve Brezilya, Sao Paulo’da mükemmel bir aileye denk geliyorum. İşte içimdeki seyahat tutkusu, bundan daha önce birçok yere seyahat etmiş olmama rağmen, ilk burada kendini gösteriyor. Çünkü her ne kadar bir ailenin yanında da olsam, kendi ailemden ilk defa bu kadar uzak, özgür, tamamen kendimle baş başa olacağım bir deneyim beni bekliyor.

Ranzaniler

Zaten başımıza ne geldiyse bu “özgür ruh“ takıntısından geldi. Ailem beni daha 17 yaşındayken Brezilya’ya gönderirken ilerde başlarına neler geleceğini hayal bile etmemişlerdi herhalde. İşin bir de o kısmı var. Ben düşünüyorum, kendi çocuğum olsa bu kadar kolay bırakabilir miydim diye? Gördüm ki bırakmak lazımmış…

Isabelle ve ben

Sizlere gezdiğim yerleri anlatmanın dışında, karşılaştığım insanların hayatlarına tanık olmanızı, dünyada ne kadar fazla insanın seyir halinde olduğunu, onlarla ne kadar farklı yerlerde tekrardan buluşulabileceğini, onların benim hayatımda yarattıkları etkileri, değişimleri anlatmak istiyorum.

Annemle dizi izlerken

Sao Paulo’da muhteşem bir aile: Ranzani’ler…

Bitanem

Dünyanın bir ucunda, aynı dili geçtim ortak bir dil bile konuşmadığım insanlarla aramda nasıl olur da bu kadar güçlü bir bağ oluşabilir? Benim gezi anlayışım bu deneyimden sonra bambaşka bir şekilde gelişmeye başladı. Sadece farklı yerlere gidip, oralarda görülecek yerleri görmek, farklı yemekler yemek değil. Farklı insanlarla tanışıp onların hayat hikayelerine tanık olmak, bazen o hayatların bir parçası olmak, bir yerlerde kardeşim diyebileceğin kadar yakın Güney Koreli bir arkadaşın olması, Portekizce konuşan deden, İspanyolca konuşanKübalı bir teyzen olması…

Sao Paulo, Assis’teki evime geliyorum. Apartmanın aşağısında”Welcome to Brazil Irmak” diye kocaman bir brandayla karşılanıyorum. Herkes sarılıyor, öpüyor. Gerçekten bu kadar samimi bir karşılama beklemiyordum. Sanki insanlar; biri gelecek ve biz onu çok seveceğiz diye şartlamışlar kendilerini. Babam; Edson, annem; Suely, kardeşim; Mirelle ve evde çalışan ablamız; Silai. Aslında bir tane daha kardeşim var; Isabelle, o sırada kendisi Avustralya’da değişim programında olduğu için onunla 22 yaşında tanışabiliyoruz.

Isabelle İstanbul’da

Mirelle, başka bir kasabada okula gittiği için ben hafta sonuna kadar anne ve babayla yalnız kalıyorum. İkisi de bir kelime bile İngilizce konuşmuyorlar, ben Portekizce bilmiyorum. Her gittiğimiz yerde ne olsa dönüp bana da anlatıyorlar, markette aldığımız her şeyi gösterip ismini söylüyorlar, Silai yemek pişirirken aynı şekilde anlatıyor ve ben Fransızcanın da Portekizceye yer yer benzemesinin verdiği avantajla bayağı bir kelime öğreniyorum. Bir bakmışım Edson’la masada oturmuş Portekizce çalışıyoruz! Her akşam Suely’le birlikte dizi izlemekten bütün dizileri de takip eder ve anlar hale gelmişim. Bir de komşularımız Mariana ve Rodolfo kardeşler sağ olsun, arada bir gelip benimle ilgileniyorlar, gezdiriyorlar… Akşamları yemekten sonra dizi izlerken uyuya kaldığımda Edson gelip iyi geceler kızım diye öperek üzerimi örtüyor, Suely’le alışverişe gidiyoruz hiçbir şeye para verdirmiyor…

İki kardeş
Komşularım Bergamasco Ailesi

Ben kendimi bir anda onlara bildiğiniz anne, baba derken buluyorum. Ve gerçek babamla telefonda konuşurken “Babamla alışverişe gideceğiz akşamüstü” diyorum ve babam acayip bozuluyor, “Sen herkese ne kolay baba diyorsun” diyor. Ama bakın böyle bir adama nasıl baba denmez; her gittiğimiz yerde “Türk kızımız İrmakiiii, çok akıllı, hem İngilizce hem Fransızca biliyor, Portekizce’yi de çok iyi öğreniyor” diye diğer insanların çocuklarıyla karşılaştırıp beni her yerde övüyor. Mirelle’e nasıl davranıyorlarsa aynı ilgi ve samimiyetle yaklaşıyorlar, Rotary’le tatile çıkacağım zaman bana “bak İrmakiii oraya gidince lütfen rafting yapma, çok tehlikeli bir şey, her gün ben seni arayacağım, lütfen bana söz ver rafting yapmayacağım diye” diyor ve her gün beni arayıp kontrol ediyor. Bu adama nasıl baba demiyim ben yahu!

Mirelle ponçiklerle

Ben şimdi bu aileden nasıl ayrılayım? 3 ayın sonuna yaklaşırken herkesi bir hüzün kaplıyor. Bütün geniş aile; dede, dedemin sevgilisi ve onun kızı, torunları, bizim aile, çiftliğimizde yaşayan ailenin sülalesi… Hep birlikte benim için ve aynı zamanda Mirelle’in doğum günü için bir davet veriliyor. Mangal yakıyoruz, Mirelle’in doğum günü diye herkes arada bir neşelense de ben gidiyorum diye üzülüyorlar. Ben arada kaçıp kaçıp tuvalette gizlice ağlıyorum. Ve günün sonunda herkes ağlamaya başlıyor. Çiftlikten eve döndüğümüzde gerçek annem arıyor. Anneme telefonda resmen “Ben buradan nasıl döneceğim, anne, babamı nasıl bırakacağım?” diye ağlıyorum. Annem şok içinde, ”Kızım neden böyle yapıyorsun, bak buraya gelince de bizimle olacaksın” diyor. Ben de “ Ama bir daha onları göremeyeceğim!” diye bağıra bağıra ağlıyorum. Bir haftanın sonunda inanılmaz zor bir şekilde ayrılıyoruz. Ağlamaktan gözlerim şişmiş bir şekilde babama dönüp “Bir gün mutlaka yeniden bir araya geleceğiz, mutlaka…” diyorum.

Belle ve sülale

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

İlginizi çekebilecek diğer içerikler:

Kore Dizisi

Irmak Yazım: Irmak Yazım // 1987’de İstanbul’da doğdum ama kendimi Rio’da veya Havana’da doğmuş gibi hisseden değişik bir canlıyım. Rio’nun Irmak demek olduğunu hesaba katarsak çok da garip gelmemeye başlıyor bir yerden sonra. Kapı gıcırtısına oynarım, gülmeyi, spor yapmayı, yemek yemeyi, insanları, hayvanları, kitapları, filmleri ve daha bir sürü şeyleri çok severim. Bir daha mı geleceğiz dünyaya bakış açısından yola çıkarak dünyayı gezmeyi kendime bir borç bildim. Hayatta kendimi en mutlu hissettiğim anların gezilerimi anlatırken olduğunu anlamamla birlikte bu mutluluğu sizlerle de paylaşmak istedim…

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale