X

Bozcaada Caz Festivali “Oyun” temasıyla 8-9-10 Eylül’de adada

Bozcaada Caz Festivali, konserler kadar farklı disiplinlerle dirsek teması kuran ve her yıl yeni bir tema etrafında şekillenen BCF Keşif etkinlikleriyle de katılımcılara zengin bir festival deneyimi sunuyor. Dün Hope Alkazar ev sahipliğinde gerçekleşen basın toplantısında Bozcaada Caz Festivali’nin kurucularından Gizem Gezenoğlu festivalin ağırlayacağı müzisyenleri ve bu yılki temanın ‘‘Oyun” olacağını duyurdu.

Festival, yedinci edisyonunda caz sahnesinin sevilen isimlerini ve yeni yeteneklerini ağırlarken BCF Keşif etkinlikleriyle içimizdeki “oyuncu insan”ı yeniden hatırlamamıza yardımcı olmayı amaçlıyor. Bozcaada Caz Festivali, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) katkılarıyla, 3dots ve fermente tarafından 8-9-10 Eylül’de caz ritimlerini oyuncu bir yaklaşımla Bozcaada’ya taşıyacak.

Bağ bozumunda caz

Sahnesinde bu yıl da cazın ustaları ve yeni yeteneklerini ağırlayan Bozcaada Caz Festivali Paribu ana sponsorluğunda ve Kendine Has, Volkswagen, Jack Lives Here, CarrefourSA, The ORGANICS by Red Bull, Tchibo ve Kale Grubu’nun katkılarıyla düzenlenecek. Festivalin destekçileri arasında Hollanda Başkonsolosluğu, İsrail Başkonsolosluğu, Institut Français Turquie, Goethe-Institut Istanbul ve Kultur.Lx de var.

Festivalin “oyun” temasının izini sahnede de sürmek mümkün. Cazın doğaçlamadan beslenen ve bu anlamda oyunla yakın bir ilişki içinde olan doğasını yansıtan projeler dinleyiciyle buluşacak. Sanatçıların güncel tınılar ile enstrümantal yeteneklerini birleştirdikleri performansların her birinde dinleyiciler farklı bir deneyime tanık olacak. Birbirleriyle daha önce aynı sahnede bulunmamış Derya Yıldırım, Elif Dikeç, Itamar Borochov ve İsmail Altunbaş’ın birlikte Anadolu müziğine kendi yorumlarını katacakları ve yalnızca Bozcaada Caz Festivali’ne özel üretim anlarına şahit olacağımız Bozcaada Ensemble da bunlardan biri…

Adada Nubya Garcia rüzgârı

Bozcaada Caz Festivali’nde bu yıl adada poyraz değil, Nubya Garcia rüzgârı esecek. Bol ödüllü saksafoncu, besteci ve aynı zamanda kadın ve LGBTİ+ hakları savunucusu olan Nubya Garcia; Pitchfork, Rolling Stone gibi önemli mecraların methiyeler düzdüğü ve ödüllere doymayan Source albümüyle caz severlerin gönlünde sağlam bir yer edineli çok oldu. Ve şimdi sıra geldi büyük buluşmaya: Nubya Garcia, festivalin ilk gününde Bozcaada Caz Festivali sahnesinde…

Tanıdık ama yeni bir Avishai Cohen deneyimi

Avishai Cohen, anavatanı İsrail’e dönüşüyle başlayan ve bir anlamda ilk gençliğine selam duran bir projeyle dinleyicilerinin karşısında: Big Vicious. Dostlukları çok eskiye dayanan bir grubun müzik etrafında yeniden buluşması aslında bir taraftan da Big Vicious: Cohen’in lise arkadaşı Uzi Ramirez gitarda, 2000’lerin başından bu yana farklı gruplarda Cohen’le çalan Yonatan Albalak gitar ve basta, davulda ise Aviv Cohen yer alıyor. Bu leziz gruba ikinci davulcu olarak dahil olan Ziv Ravitz ise pek çok turnede katıldığı Avishai’nin akustik quartet’inin renklerini ve enerjisini Big Vicious sahnesine taşıyor.

Avishai, “Hepimiz cazdan geliyoruz, ancak bazılarımız cazı biraz erken bıraktı,” diyerek Big Vicious’ın alametifarikasını ortaya koyuyor: Elektronika, ambiyant ve psikedelik rock’ın yanı sıra rock, pop, trip-hop beat’leriyle kendine has bir sound yaratan Big Vicious’ın sırrı, farklı müzikal geçmişlerden gelen ve bu geçmişi grubun mayasına başarıyla katan birbirinden yetenekli müzisyenler…

Güney Fransa’nın güneşi elektronikle buluşunca: Kazy Lambist

Güney Fransa dendiğinde aklınıza gelen şeyleri bir düşünün… Şimdi bu sinematografik manzaranın her bir köşesine sinen sakin ve güneşli ruha bir de elektronik müziğin enerjisini ekleyin: Karşınızda Kazy Lambist! Güney Fransa’nın ruhunu elektronik müzikle kusursuz bir şekilde buluşturan Kazy Lambist, dinleyicileri hem melankolik hem tutku dolu bir yolculuğa davet ediyor. Kazy’nin pop müziğe bir övgü niteliğindeki albümü 33 000 FT’teki dans hitleri uzun ve sıcak yaz gecelerine olduğu kadar Bozcaada’da tatlı bir Eylül akşamına da çok yakışacak…

Ustalar ve yeni yetenekler Bozcaada Caz Festivali sahnesinde buluşuyor

Festivalin ilk gününde Kürtçe Anadolu halk ve dağ türkülerini katıksız bir blues ruhuyla sahneye taşıyan Meral Polat Trio’nun içten, hüzünlü ve her şeye rağmen umutlu müziğiyle başlayıp, Türkiye’de caz davulunun öncülerinden Ferit Odman’ın “Autumn In New York” ve “Nommo” albümlerindeki quintet aranjmanlarına yer vereceği konserle, hard-bop dünyasının derinlerine doğru yola devam edeceksiniz. “Var olmayan bir adanın hikâyelerinden” beslendiğini söyleyerek yola çıkan Islandman’in psikedelik gitar ve sonsuzluk hissiyatlı ritimleriyle tüm dünyayla bağ kurduğunuzu hissederken, Nubya Garcia’nın melodileri ise Bozcaada’nın rüzgârında size eşlik edecek.

Bozcaada Caz Festivali’nin ikinci gün sahnesinde ağırlayacağı isimlerden biri Lüksemburg’dan üç kişilik genç ve dev bir kadro: Dock in Absolute. Progresif caz ve neo cazı piyano, elektrik bas ve davulla benzersiz bir şekilde harmanlayan grubun etkileyici sahne performansına yakından tanık olurken, Volkan Öktem’in #7’siyle, sanatçının 30 yıllık müzik hayatı süresince deneyimlediği farklı müzikal tarzların izdüşümlerine tanık olacaksınız. Festivalde, canlı teknoya dair bildiğiniz her şeyi unutturacak Komfortrauschen ile katıksız bir tekno enerjiyle buluşurken, Güney Fransa’nın sakin ve güneşli ruhunu elektronik müzikle kusursuz bir şekilde buluşturan Kazy Lambist ise dans dolu bir gece vadediyor.

Festivalin kapanış gününde ise Bova Sahne’de doğan özel bir proje sizi bekliyor: Hissikablelvuku ile eskinin pastoral yaklaşımı ve günümüz endüstrisinin imkânlarını bir arada deneyimlerken, makamsal ezgiler ve doğaçlamalar, rock, caz, etnocaz, elektronik, tekno, afrobeat, noise gibi türler eşliğinde sahnede o an cereyan eden bir icraya tanık olacaksınız. Anadolu müziğine kendi dokunuşunu katan Bozcaada Ensemble ise yalnızca Bozcaada Caz Festivali’nde tanık olabileceğiniz bir performansa davet ediyor sizi. Sevilen trompetçi Avishai Cohen’in elektronika, ambient ve psikedelik beat’leriyle kendine has bir sound yaratan grubu Big Vicious’ın ardından progresif teknodan elektronikaya, tribal ritimlerden acid house esintilere uzanan eklektik setleriyle tanınan yapımcı ve DJ Claptrap, namıdiğer Gaurav Narula, Berlin ruhunu Bozcaada’ya taşıyacak.

Yaratıcı ve kendine has gitar çalma tarzıyla tanınan Avrupa’nın “yükselen yıldız”ı Teis Semey de festival boyunca caz, punk ve elektronik doğaçlama türlerinin tam kesişiminde yer alan müziğiyle farklı sahnelerde dinleyicilerle buluşacak.

BCF Keşif programı, birlikte yeni “oyun”lar kurmaya çağırıyor

Her yıl farklı bir tema etrafında geliştirilen ve disiplinlerarası etkinliklerden oluşan BCF Keşif programı, bu yıl “oyun”un tüm insanlık tarafından paylaşılan özünü keşfetmeye davet ediyor.

Hollandalı kültür tarihçisi Johan Huizinga’nın Homo Ludens’i, yani Oyuncu İnsan’ına selam duran festival, son yıllarda hepimizi farklı şekillerde zorlayan koşulların karşısında “oyun” oynamanın yaratıcı gücünü açığa çıkarmayı amaçlıyor. BCF Keşif programı, hayata daha sıkı tutunmak, kendimizle ve diğerleriyle daha derin bağlar kurmak, umudumuzu yeşertmek, zihinsel sağlığımızı korumak için bu yıl oyun oynamayı hatırlamak ve hatırlatmak istiyor.

Program, festivalin savunuculuk alanları olan toplumsal cinsiyet eşitliği, ekolojik dönüşüm ve toplumsal kapsayıcılık üzerinde dururken kültür politikaları, adanın yerel ve kültürel tarihi, gastronomi, girişimcilik, sanat ve well-being dahil olmak üzere farklı ilgi alanlarına hitap eden kapsamlı bir etkinlik seçkisi sunuyor. “Oyun” temasına farklı disiplinler aracılığıyla bakmak üzere tasarlanan BCF Keşif programında oyun oynamanın doğasını keşfedeceğiniz, sınırların silikleştiği, içinizdeki oyuncu düşünce yapısını özgürce deneyimleyeceğiniz pek çok performans, atölye ve etkinlik sizi bekliyor.

Bozcaada Caz Festivali’nin kimliğinin ve iletişim çalışmalarının arkasındaki isim olan Monroe Creative Studio, her yıl bir sanatçı ile iş birliği yaparak festivalin artistik sürekliliğine yeni bir katman ekliyor. 2021 yılında Eda Çağıl Çağlarırmak, 2022’de Ecem Yüksel ile yapılan iş birlikleri sonrasında bu sene Ece Ağırtmış, festivale özel çalıştığı eseriyle Bozcaada Caz Festivali’nde…

BCF Keşif enerjisi adaya yayılıyor

Adanın farklı noktalarında, farklı disiplinlerden içerik partnerlerinin katkılarıyla gerçekleşecek etkinlikler, BCF Keşif enerjisini tüm adaya yayacak. Festivalin içerik partneri Aposto’nun yayınları SOLİ, Duende ve apéro özgün içerikleri ve etkinlikleriyle katılımcılarla buluşurken, Esmiyor ile ekoloji ve tarım politikaları üzerine bir ideathon hayata geçirilecek. Yeni bir oyuncak anlayışı icat ederek çocukları, çevrelerini yaratıcı bir bakış açısıyla incelemeye ve gündelik nesneleri yeni oyuncaklarının potansiyel parçaları olarak görmeye davet eden Toyi de oyunbazlar için festivaldeki yerini alıyor. Onaranlar Kulübü festivalin katılımcı ile olan diyaloğunu oyuncu yöntemlerle pratiğe döken tasarım ve üretim atölyeleri gerçekleştirecek. Stratejik işbirlikleri için çalışan Katalist ise birlikte oyun kurmanın ve oynamanın etkisinin farkında olanların bir araya gelebileceği diyalog alanları yaratarak, kolektif deneyimi öne çıkaran etkinliklerle katkı sunacak festivale.

Programın “Güncel Meseleler Yeni Olasılıklar” başlıklı bölümünün kürasyonunu ise Emre Erbirer üstleniyor. Yaratıcı topluluklar ve içerik üreticileri ile birlikte büyüyen, birbirinden öğrenen, yeni keşifleri ve ilhamı önceliklendiren bir program ile güncel meselelere yeni olasılıklarla yaklaşan bu bölümde ‘Benimle Oyna’, ‘Birlikte Oyna’ ve ‘Oyunu Savun’ alt başlıkları yer alacak. BCF Keşif programında yer alan etkinliklerin tamamından haberdar olmak için Bozcaada Caz Festivali’ni takipte kalın…

Festival biletinizi şimdi alabilirsiniz!

Paribu ana sponsorluğunda, Kendine Has, Volkswagen, Jack Lives Here, CarrefourSA, The ORGANICS by Red Bull, Tchibo ve Kale Grubu katkılarıyla düzenlenen 7. Bozcaada Caz Festivali için geri sayım başladı. Paribu’nun CEO’su Yasin Oral bu seneki programın da duyurulduğu basın toplantısı sırasında festivalle ilgili görüşlerini şu şekilde paylaştı: “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Bozcaada Caz Festivali’nin ana sponsorluğunu üstlenmek bizim için çok kıymetli. Sanat dünyasının önemli etkinliklerinden biri olan bu festivalin her sene yarattığı etki ile ülke sınırlarını aşan bir konuma gelmesi de hepimiz için heyecan verici. Önümüzdeki yıllarda da festivalin destekçisi olmaya devam edeceğiz.”

Hollanda Başkonsolosluğu, İsrail Başkonsolosluğu, Institut Français Turquie, Goethe-Institut Istanbul, ve Kultur.Lx’in destekleriyle gerçekleşen festivalin medya sponsorları ise Aposto, Argonotlar, artful living, calling, Dadanizm, Dergy, Kafa, Oggusto, Socrates Dergi, T24, The Magger ve Uplifers.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) katkılarıyla, 3dots ve fermente tarafından gerçekleşen 7. Bozcaada Caz Festivali biletinizi Passo’dan satın alabilirsiniz. Günlük biletler ise 3 Temmuz itibariyle satışta olacak…

Caz ritimleriyle salınıp, hayatın zorlukları karşısında her defasında yeni oyunlar kurmak için 8-9-10 Eylül’de Bozcaada Caz Festivali’nde buluşalım.

Adaya has caz esintileri için Bozcaada Caz Festivali’ni takipte kalın! www.bozcaadacazfestivali.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale