X

Botoks nedir, nasıl uygulanır: Yaşlanma belirtilerini azaltan botox hakkında merak edilenler

Ünlü isimlerin donuk ve ifadesiz fotoğrafları nedeniyle çoğumuzun mesafeli olduğu ancak son yıllarda giderek daha da popüler hale gelen botoks, güzellik sektöründe en fazla ilgi gören estetik uygulamalardan biri. Hem uygulama kolaylığı, hem yan etkilerinin az olması, hem de etkisinin geçici olması nedeniyle her geçen gün daha fazla kişinin araştırdığı ve yaptırdığı botox, uzman kişiler tarafından, doğru bir prosedür izlenerek yapıldığında fark edilmeyecek kadar doğal sonuçlar ortaya çıkarabiliyor; yaşlanma belirtilerinin oluşmasının önüne geçerek cildinizin çok daha genç ve pürüzsüz görünmesine yardımcı oluyor.

Estetik uygulamaların yanı sıra aşırı terleme ve çene sıkma gibi sağlık sorunlarının giderilmesinde de etkili bir tedavi olduğu bilinen botoksa dair merak edilen tüm soruların cevaplarını yazımızda bulabilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Botox nedir?

Botoks, bakteriler tarafından üretilen bir bileşik olan botulinum toksinin, kozmetik alanında kullanılan Onobotulinumtoxin A formuyla kasları ‘dondurmak’ için uygulanan bir yöntem olarak biliniyor. Estetik cerrahlar tarafından kullanılan; Botox, Dysport, Xeomin ve Jeuveau olmak üzere dört tip Onobotulinumtoxin A bulunuyor.

Vücut için toksik ve zehirli bir madde olması nedeniyle ilk bakışta korkutucu gibi görünen bu bileşik, kozmetik ve tıbbi uygulamalarda kontrollü dozlarda kullanıldığı için konunun uzmanı kişiler tarafından uygulandığında sağlık açısından herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Botulizm toksini, yani botoks sıvısı vücutta belirli bir alana enjekte ediliyor ve vücuda girdikten sonra, enjekte edildiği alandaki sinirleri etkileyerek kendisini o bölgedeki reseptörlere bağlıyor. Sonuç olarak, sinirler botox bileşiğinin bağlı olduğu reseptörlere elektrokimyasallar aracılığıyla göndermek istediği sinyalleri iletemiyor ve bu yolla kasların hareket etmesi engelleniyor. Yüz kaslarındaki kasılmalar var olan kırışıklıkların belirginleşmesinden ve derinleşmesinden sorumlu olduğu için, botoks enjeksiyonları sonrasında deaktive olan kaslarla birlikte yüzünüzün daha pürüzsüz, daha genç bir görünüme sahip olması amaçlanıyor. Ancak vücut zamanla reseptörlerini yenilediği için, botoksun etkisi de zamanla azalıyor ve bir süre sonra tekrar uygulanması gerekiyor.

Botoks ve dolgu aynı şeyler mi?

Botoks ve yüz dolguları her ne kadar kırışıklıkları azaltma amacıyla kullanılıyor olsa da, birbirinden çok farklı prosedürleri olan iki farklı uygulama. Botox yukarıda da bahsettiğimiz gibi kasların çalışmasını durdurarak yüzde kırışıklıkların oluşmasını engellerken, dolgu maddeleri adından da anlaşılabileceği üzere yüzde hali hazırda var olan kırışıklıkların altında kalan bölgelere enjekte ediliyor ve bu yolla cildin gerilmesini sağlayarak çok daha pürüzsüz görünmesine yardımcı oluyor. Dolgu maddeleri ayrıca, yüzdeki asimetrilerin giderilmesi için de dudak, çene hattı, burun, yanak, göz altı gibi belirli bölgelere enjekte edilebiliyor.

Yüzdeki çok derin çizgiler ya da kırışıklıklar botoks ile tedavi edilemeyecek kadar derin ve yoğunsa, yüz dolgusu yaptırmak daha uygun bir seçenek olabiliyor ancak yüz dolgusu da botox gibi etkisi geçici olan bir uygulama ve etkisinin devam edebilmesi için ortalama olarak 9 ayda bir yenilenmesi gerekiyor.

Botoks hangi amaçlarla kullanılıyor?

Botoksun en sık uygulandığı yerler, göz çevresindeki kaz ayakları, göz altı kırışıklıkları, mimik çizgileri ve alındaki yatay kırışıklıklar olarak biliniyor. İnce kırışıklıkların ve çizgilerin yanı sıra, çeşitli kaslara stratejik olarak enjekte edilen botox sıvısıyla dudak kaldırma ve yüzdeki sarkmaları toparlama gibi işlemler de yapılabiliyor. Botoksun estetik ve güzellik amaçlı kullanımının yanı sıra, özellikle aşırı terleme ve çene sıkma gibi problemlerin tedavisinde de etkili olduğu biliniyor. Ter bezlerine enjekte edilen botox ile aşırı terleme ve kötü kokulu ter problemleri geçici olarak durdurulabildiği gibi, çene kaslarına enjekte edilen botoks ile istemsiz çene sıkma sorunu da aynı şekilde engellenebiliyor. Ancak yine de botoksun bu rahatsızlıkların giderilmesinde kısa vadeli bir çözüm olduğunun ve her iki problemin de kalıcı çözümü için bir uzmandan destek almanız gerektiğinin bilincinde olmanız gerekiyor.

İlk defa botoks yaptırmadan önce bilmeniz gerekenler

Eğer, ilk defa botoks yaptırmayı düşünüyorsanız bazı endişelerinizin olması çok normal. Aklınızda birçok soruya cevap arıyor olabilirsiniz. Yazımızın devamında sorularınıza ışık tutacak cevapları bulabilir, kararınızı verirken daha doğru adımlarla ilerleyebilirsiniz.

1. Botoks güvenli mi?

Evet, güvenli olduğunu söylemek mümkün. Birçok cilt bakım kremi ve serumunun yapabileceğinden daha fazlasını yaptığı ve daha etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca, yalnızca estetik amaçlı değil, diş sıkması, migren gibi farklı sağlık sorunları için de uzman doktorlar tarafından zaman zaman öneriliyor olması, botoksun güvenli olup olmadığı konusundaki endişeleri ortadan kaldırabiliyor. Ancak, belirtmekte fayda var ki uygulaması herhangi bir cerrahi işlem gerektirmediği için kolay gibi görünse de, uygulayan kişinin yüzdeki kasların anatomik yapısını bilmesi ve hangi bölgeye ne kadar sıvı enjekte etmesi gerektiği konusunda son derece dikkatli olması gerekiyor.

2. Botoksu kimler uygulayabilir?

Güzellik merkezlerinde uzman olmayan kişiler tarafından yapılan botox işlemleri, göz kapağı düşmesi, alerjik reaksiyonlar ve hatta ölüme kadar varabilen riskleri beraberinde getirebiliyor. Botox uygulayan kişinin tıpta uzmanlığını estetik cerrahi alanında tamamlamış olması ve botox uygulama yetkinliğine sahip olduğuna dair bir sertifikasının bulunması gerekiyor.

Botoks işleminin yüzün anotomisini çok iyi bilen, nitelikli ve yetkin bir doktor tarafından yapılmış olması gerektiği için, uzman seçiminde bu kriterleri çok iyi değerlendirmeniz, aklınızdaki tüm sorulara cevap bulabilmeniz ve önceki yaptığı işlemlerle ilgili önden bilgi almanız sağlığınız açısından kritik bir öneme sahip. Botox yaptırma amacınızın ne olduğunu, hangi bölgelere enjekte edildiğini, alerji riskiniz olup olmadığını, kronik bir hastalığınızın olup olmadığını ve düzenli olarak hangi ilaçları kullandığınızı doktorunuzla önden paylaşmalı ve işlem sonucundaki beklentinizle ilgili net ve açık olmalısınız.

Not: Botoks, tıbbi bir prosedürdür ve hem işlem öncesi hem de sonrasında takip edilmeyi gerektirir. Bu nedenle kararınızı vermeden ve uygulama yaptıracağınız yeri ve kişiyi seçmeden önce iyice araştırdığınızdan emin olun.

3. Kimler botoks yaptırabilir?

Botox, önleyici ve geçici bir uygulama olması nedeniyle her yaştan insanın yaptırabileceği bir tedavi olmakla birlikte, geçerli bir nedeniniz olmadığı sürece yüzünüzün her kasını botoksla işlevsiz hale getirmeniz tabii ki tavsiye edilmiyor. İnce kırışıklıkların oluşmasını engellemenin en etkili ve pratik yolu olduğu için, yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmaya başladığı 20’li yaşların sonunda; özellikle mimik çizgileri, alın çizgileri ve kaz ayaklarının bulunduğu bölgelere botox uygulanabiliyor. Yirmili ve otuzlu yaşlarındaki kişilerde, kırklı ya da ellili yaşlarındaki kişilere kıyasla daha az ürün enjekte edilerek istenen sonuçlar alınabiliyor. Ayrıca, botox ile düzeltilemeyecek kadar cilde yerleşmiş olan kırışıklıklar ve çizgiler için botoksa ek olarak peeling ve dolgu gibi ek prosedürelere ihtiyaç duyulabiliyor. Dolayısıyla botoksa, yaşlanma belirtilerinin oluşmasını engelleyen ‘önleyici’ bir uygulama olması nedeniyle 30’lu yaşların başında başlanması öneriliyor.

Botox uygulamalarında dikkat edilmesi gereken en önemli noktaysa, mutlaka konunun uzmanından destek alarak yüz ifadelerinizi ve yüzünüzün karakterini değiştirmeyecek şekilde uygulama yaptırmanız. Botox uygulamalarında amacın yüzünüzün ifadesiz görünmesi değil, yaş almayla birlikte ortaya çıkan kırışıklık, sarkma ve çizgileri mümkün olabildiğince doğal görünümünüzü bozmadan ortadan kaldırılması olduğunu unutmamanız gerekiyor.

4. Botok yaptırmanın riskleri var mı?

Botoks yaptırmanın en yaygın riskleri arasında morarma veya şişlik yer alıyor. Özellikle ilk uygulamadan sonra kısa sürede geçecek hafif morarma ve şişliklerin görülmesi olası. Ayrıca, kanı seyrelten içeriklere sahip takviyeler ve ilaçlar kullanılması çok nadiren de olsa, botoks işlemi sonrasında uygulama yapılan bölgelerin morarma olasılığını artırıyor. Bu nedenle işlem yapılmadan önce kullandığınız ilaçlar ve takviyelerle ilgili detaylı bilgi alınıyor. Aspirin, balık yağı, ginseng, sarımsak ve ginko biloba gibi takviyelerin kullanılması kanamalara ve morarmalara neden olabiliyor. Sağlık açısından bir riski olmasa da, daha konforlu bir uygulama için 2-3 gün öncesinden bu takviyelerin kullanımının durdurulması öneriliyor.

Öte yandan, alerjik reaksiyonlar önemli bir risk olarak değerlendiriliyor. Hem estetik hem de sağlık amaçlı botoks uygulamalarında kullanılan sıvı enjeksiyonlar genelde vücut tarafından tolere edilebilir miktarlarda uygulandığı için alerjik reaksiyonlara sebep olmuyor, ancak ilaç kullananların ve alerjik bünyelere sahip olanların bu konuda dikkatli olmaları gerekiyor. Doğru bir uzmanla uygulama ve takip aşamasında ilerlemenin riskleri en aza indirmeye yardımcı olabileceği biliniyor.

5. Botoks acıtır mı?

Bu sorunun cevabı elbette ki kişiden kişiye değişiklik gösterecektir. Ancak, şu şekilde açıklayabiliriz. Eğer iğne fobiniz yoksa ve kan verirken çok büyük bir acı hissetmiyorsanız çok yüksek ihtimalle botoks, sizin için acılı bir deneyim olmayacaktır. Hatta, botoksun kan almak için kullanılan iğnelerden çok daha küçük iğneler ile uygulanıyor olması içinizi bir nebze daha rahatlatabilir.

6. Botoksun etkisi ne kadar sürer?

Tedavi uygulandıktan, yani botox maddesi yüzünüze enjekte edildikten sonra etkilerinin fark edilebilmesi için 1 ila 10 gün arasında bir sürenin geçmesi gerekiyor. Botoksun uygulandığı bölgedeki reseptörlerin yenilenme süresi yaklaşık 3-4 aylık bir süreyi kapsıyor. Botoksun etkisi de bu süre boyunca yavaş yavaş azalıyor ve süreç sonunda tamamen ortadan kalkıyor. Dolayısıyla botoksun 3-4 ayda bir yenilenmesi gerekiyor.

Botoks yaptırdıktan sonra nelere dikkat edilmeli?

Doğru şekilde yapılan botoks uygulamalarından sonra aslında bireysel olarak dikkat etmeniz gereken herhangi bir şey bulunmuyor. 10 dakika gibi kısa bir sürede uygulanabilen botoks işlemini doktorunuz prosedüre uygun şekilde yaptıysa, ne yaparsanız yapın kaslarınıza enjekte edilen botoks sıvısının hareket etmesi mümkün değil. Kaslara enjekte edilen sıvı, iletildiği bölgede sadece birkaç milimetrelik bir alana yayılarak reseptörlere bağlandıktan sonra hareket etmiyor. Ancak, botox maddesi uygulanmaya hazır hale gelmeden önce toz formunda bulunuyor ve uygulamadan önce salin isimli bir sıvıyla karıştırılarak soğutuluyor. Çözeltideki sıvı-toz oranının tam ayarlanamaması, çok küçük bir ihtimalle de olsa uygulanan çözeltinin amaçlanan bölgenin dışına çıkmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla botoks yaptırdıktan sonra her ihtimali göz önünde bulundurarak o gün için spor yapılmaması ve birkaç saat dik bir pozisyonda, mümkün olabildiğince yüze dokunmadan oturulması öneriliyor.

Botoks işlemi sırasında kullanılan iğneler de oldukça ince oldukları için izleri dakikalar içinde kayboluyor. Uygulamadan sonra iğneler nedeniyle morluk ve kızarıklık oluşmaması için yaklaşık 5 dakika kadar yüzde buz gezdiriliyor. Bu küçük ayrıntılar dışında, botoks yaptırdıktan sonraki zamanda günlük hayatınıza kaldığı yerden, hiçbir şey olmamışçasına rahatlıkla devam edebilir, öğle molası gibi kısacık bir sürede bile botoks yaptırabilirsiniz.

Vücut botoksa karşı bağışıklık geliştirir mi?

Vücudun tüm toksik maddelere olduğu gibi botoks sıvısına da çok fazla maruz kalmasının botoksun etkisini azaltıp azaltmadığıyla ilgili kapsamlı bir araştırma bulunmasa da, çok nadiren de olsa vücudun botoksa karşı bağışıklık geliştirebileceği söyleniyor. Düzenli olarak botoks yaptıran kişilerin kas aktivitesinde zamanla bir azalma gözlemlenebiliyor ve kasların işlevini tekrar geri kazanması 3-4 aydan daha uzun bir süre alabiliyor. Bunun sebebi, botoks enjeksiyonu nedeniyle çalışmayan kasların gücünü kaybetmesi ve çalışmayan her kas gibi giderek küçülmesi. Dolayısıyla düzenli olarak botoks yaptırdığınızda zamanla uygulama sıklığının giderek daha da azalacağını söyleyebiliriz.

Yanlış bir botoks uygulamasından sonra ne yapılmalı?

Bir şekilde doğru uzmanı bulmadan, hatalı bir botoks uygulamasına maruz kaldıysanız yapmanız gereken ilk şey, botoks konusunda uzman olan bir estetik cerrahla görüşmek olacaktır. Botoks uygulamaları kasları işlevsiz hale getirdiği için düzeltilmesi için tekrar botoks yapılması ve düzeltilmesi mümkün değil. Yüzünüzdeki asimetriye ya da ifadenizdeki bozulmaya dengeleyici başka bir uygulama yapılıp yapılamayacağına ancak uzmanınız karar verebilir, ancak genelde böyle durumlarda botoksun etkisinin geçmesi ve yüzün tekrar eski formuna kavuşması için 3-4 aylık süre boyunca bir müdahale yapmaksızın beklenmesi önerilir.

Botoks yaşlanma belirtilerinin azaltılması konusunda kalıcı bir çözüm olmasa da mevcut kırışıklıkları azaltmanın ve yenilerinin oluşmasını engellemenin en etkili ve pratik yollarından biri. Yüz dolguları, hydrafacial ve estetik operasyonlar gibi diğer uygulamalarla birlikte destekleyici bir tedavi olarak kullanılabilmesi, botoks uygulamalarının gittikçe daha fazla kişi tarafından tercih edilmesini ve daha erişilebilir hale gelmesini kolaylaştırıyor. Tüm bu bilgilerden sonra botoks yaptırıp yaptırmamak tamamen sizin kararınıza bağlı. Ancak çizgileriyle mutlu olmayanlar ve daha genç görünmek isteyenler için botoks, oldukça kolay ve etkili bir çözüm olabilir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Anti aging etkili ve yaşlanma karşıtı modern tıp uygulamaları: Telomer uzatma, ozon terapisi, botoks

Kaynaklar: Plasticsurgery.org, Healthline, Aedit, Instyle Beauty, Well and Good

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale