X

Boşluk hissi nedir: İçinizdeki boşluk hissini nasıl iyileştirebilirsiniz?

Boşluk hissi kişinin yaşadığı şeylere olumlu ya da olumsuz hiçbir duygu hissetmemesidir. Bir hissizlik hali de denilebilir. Bazen “İçimde bir boşluk var, ne hissettiğimi bilemiyorum” deriz. Adını koyamayız. İnsanları düşünce ve akıl yürütme gibi fonksiyonlar yönlendirirken, insan aynı zamanda da kuvvetli duyguların ve diğer çeşitli duygusal faktörlerinde etkisi altındadır. Beyin her zaman iyi veya kötü bir duyguya ihtiyaç duyar. Pilsiz bir saat nasıl hareketsizse, duyguların yönlendirmediği bir insan da tıpkı pilsiz bir saat gibi fonksiyonlarını gerçekleştirecek enerjiden yoksun kalacaktır. Bu his oldukça rahatsız edicidir ve huzursuzluk yaratır.

Neden kendimi boşlukta hissediyorum?

Çok yoğun, stresli ve duygusal olarak yorucu zamanlardan geçiyorsanız bu hisle karşılaşmanız normaldir. Yaşadığınız bir olay boşluk duygusu hissetmenize sebep olmuş olabilir. Bu, bir ilişkinin sonlandırılması, kayıp ve yas olabileceği gibi iş değiştirme, işini kaybetme, şehir değiştirme, pandemiyle beraber gelen fiziksel uzaklık, yeni koşullar ve engellenmişlikle içinizde geçici bir boşluk hissi uyanabilir. Boşlukta hissetmek bazen bir yalnızlık hissi, hayatınız ve hedefleriniz hakkında kafa karışıklığı veya hayattaki ideallerinizin peşinden gitmek için motivasyonunuzun eksikliği olarak da karşınıza çıkabilir. Ayrıca bazı ruhsal hastalıklar ve kişilik bozukluğu tanısı konmuş kişilerde (özellikle borderline kişilik bozukluğu ve narsistik kişilik bozukluğu) sıkça ve uzun süreli hissedilen bir duygu olarak ortaya çıkar.

Boşluk hissini nasıl deneyimlerim?

Boşluk hissi yaşayan kişiler hayatını etkin bir şekilde yaşayamazlar. Kişi, yaşamı ve hayattaki varlığını anlamsız olarak algılamaya başlar. İlk önce içinizde bir huzursuzlukla başlar. Herkesin boşluk hissi kendine has desek de herkes hemen hemen benzer şeyleri tarif eder. Etrafınızda olup bitenleri algılamakta güçlük çekerken; amaçsızlık, yalnızlık, kopukluk ve aidiyet hissedememe, hiçbir şeye tepki verememe ve duyarsızlık hisleri eşlik eder. Kendinize olan temasınız kaybolmuşsa kendinize yabancılaşır bedensel duyumlarınızı ve duygularınızı hissedememeye başlarsınız.

Boşluk hissi belirtileri nelerdir?

  • Kişinin kendi yaşadığı duygularla ve yakınındaki insanlarla arasında kopukluk vardır.
  • Boşluk duygusundaki kişi, hayatının sadece geçip gidiyormuş hissine kapılır. Yediği yemekten, gittiği tatilden, arkadaşla olan sohbetlerden kısacası hayattan zevk alamaz.
  • Bu kişiler kendilerini oldukları yere hatta bu dünyaya ait değillermiş gibi hissedebilir.
  • Bu kişiler derinden sevemediklerinden ve doyuma ulaşamadıklarından şikayet edebilir, bağlanma sorunları yaşayabilirler.
  • Kişi hayat karşısında çabalayamayacak kadar güçsüz ve çaresiz hissetmektedir
  • Kişi bağımlılıklarına sık sık başvurur. Yeni bağımlılıklar geliştirebilir.
  • Süreklilik gösterdiğinde psikolojik hastalıklarla bağlantılı olma olasılığı oldukça yüksektir.

Boşluk hissi bir hastalık belirtisi midir?

Herkes zaman zaman bu boşluğu hissedebilir. Boşluk hissi birkaç gün sürebilir ve sonra kendiliğinden düzelebilir. Boşluk hissinin şiddeti ve sıklığı arttıkça daha uzun süre kalacaktır. Boşluk hissini deneyimlemek hormon seviyelerinde değişiklik gösterir. Kişi bedeninde bir rahatsızlık olmadığı halde sürekli bir hastalık kaygısı ve çeşitli bedensel yakınmalardan muzdarip olabilir. Psikolojideki ismi Hipokondriyazistir. Boşluk hissinin şiddeti ve sıklığı arttıkça daha uzun süre kalacaktır. Böyle bir durumda, bir uzmandan destek almak yardımcı olur. Her durumda olmamasına rağmen, boşlukta hissetmek depresyon, bipolar bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu gibi bazı ruh sağlığı durumlarının işareti olabilir.

Boşluk hissinin çözülmemiş geçmiş deneyimler ve çocukluk yaşantısıyla bağlantısı

Bazen boşlukta hissetmek, henüz keşfetmediğiniz veya sağlıklı tamamlayamadığınız yas sürecinizle ilgili olabilir. Çocukluğunuzda çözülmemiş acı verici bir deneyim; ebeveynlerinizden biri tarafından terk edilme hissi, sevilmemiş ve değerli hissettirilmemiş gibi örneklendirebilinir.

Anne- baba, çocuğa bakım verenler gibi çocuğun çevresinde önem taşıyan kişiler “Kendilik nesnesi” olarak tanımlanır. Çocuk, doğduğu andan itibaren nesne ile ilişki kurmak ister ve bir temasa ihtiyacı vardır. Uzun süre ilişki kurulmayan çocuklarda boşluk hissi daha yoğundur. Boşluk hissi nesne ilişkileri ile doğrudan bağlantılıdır. Çocukluk döneminde ihmal; çocuğun ihtiyaç duyduğunda, ihtiyaç duyduğu yetişkine (annesi ya da çocuğa bakım veren kişi) ulaşamamasıdır. Çocuk fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını gideremez. Özellikle erken gelişim (0-6 yaş) dönemlerinde nesne ilişkilerinde görülen yetersizlik, yoksunluk ve kopmayla beraber çocuk, bakım vereni veya ebeveyni tarafından ihmal edilerek ihtiyaçlarından mahrum bırakılır. Bu durum boşluk hissinin kaynağıdır. Kişi bu duyguya çocukluk döneminde ne kadar maruz bırakıldıysa bugün bu duyguyu hissetme ihtimali o kadar artar. Boşluk hissi, çocukluğunda ihmale uğramış kişilerin yetişkinliğinde çok sık karşılaştıkları bir durumdur.

Peki her zaman boşluk hissettiğinizde ne olur?

Boşluk depresyonu

Boşluk depresyonu kişinin kendisini boşluk, yoksunluk ve ümitsizlik içinde algıladığı bir durum olarak tanımlanır. Bazı insanlar çoğu zaman bir ”boşluk hissi” olarak adlandırdıkları acı verici ve rahatsız edici bir kişisel yaşantı tanımlarlar.

Boşluk hissiyle beraber kişisel yaşantıda; belli amaçlara sahip olmayarak amaçsızca hayatınızı sürdürüyor, günlük aktivitelerden ne yaparsanız yapın zevk alamıyor, kendinize olan saygınızı yitirdiğinizi düşünüyor, kendi kapasitenize güvenmeyerek sürekli onay ihtiyacı duyuyor, değerlerinizle ilgili kafanız karışmış ve değerlerinizi gerçekleştiremediğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Yetenek ve becerilerinizi başarılı bir şekilde kullanamamaktan yakınabilir kendinizi işlevselliğinizi yitirmiş olarak algılayabilirsiniz. Böyle bir yaşantı huzursuzluk ve acı hissini beraberinde getirir.

Baş etme yolu olarak huzursuzluk hissinden kaçmayı tercih edebilirsiniz. Bu durumda huzursuzluk hissetmemek için, huzursuzluk hissinin önüne geçecek her türlü davranışta bulunursunuz. Duygularınızı da büyük ölçüde bastırırsınız. Kendinizle ilgilenebileceğiniz aktiviteler yerine, işinize karşı aşırı derecede meşguliyet sergileyerek duygularınızdan kaçıyor olabilirsiniz. Siz farkında olmadan depresif ruh hali sizi ele geçirir. Enerjiniz ve motivasyonunuz azalır, sürekli üzgünsünüzdür, sık sık değersizlik hissedersiniz, yalnız olduğunuzu düşünebilirsiniz. Umutsuzluk içine girip sevilmek ve sevebilmek konusunda kuşku duyabilir, hayat karşısında çabalayacak gücü ve hevesi kaybederek ümitsizliğe tutsak olabilirsiniz. Hayattan ve insanlardan sosyal olarak izole olmak isteyebilirsiniz.

Depresif duygu durumuyla birlikte arzulanacak bir şey olmadığını düşünen kişi doyumdan ve umuttan uzaklaşmaya başlayarak kaçmaya çalıştığı acı verici kişisel yaşantıyla tekrar karşılaşır. Aşırı yüklenen duyguları beynin kapasitesi hazmedemez ve hiçbir duyguyu hissetmemeyi tercih eder. Bu bilinçli yapılan bir şey değildir, tamamen bilinç dışı işleyen bir süreçtir. Geçici olarak boşluk doldurmaya çözümler ararsınız.

Boşluğu oluşturan ve hissedilen acının nedenleri arasında durmaktan ziyade boşluğu dışarıdan doldurmak istersiniz. İlişkinizdeki çabalarınız sevgiye yatırım yapmak yerine, içinizdeki kaygıyı susturmaya yöneliktir. Yoğun boşluk hisseden kişiler genellikle aşırı yemek yeme, aşırı alışveriş, alkol ve madde kullanımı, tek gecelik cinsel ilişkiler gibi davranışlarda bulunarak doyuma ulaşmaya çalışırlar. Bunların hepsinin ortak bir amacı vardır o da boşluk hissinden kurtulmak. Anlık olarak iyi hissettirmiş olsa da uzun vadede ruh sağlığı için çok zararlıdır. Ve sonunda o boşluk hissine tekrar geri dönersiniz.

  • Boşluk hissi
  • Huzursuzluk / Acı
  • Kişisel yaşantı
  • Baş etme yöntemleri
  • Depresif ruh hali
  • Geçici boşluk doldurma
  • Boşluk hissi

Bu sıralamada kişi, kısır döngünün içinde yaşamakta olduklarıyla çökene kadar da bu bunaltının yeterince farkında olmayacaktır. Her durumda olmasa da boşluk hissi bazen normaldir. Boşluk hissi bir depresyon değildir ancak depresyon başlatabilir. Durumunuza doğru tanıyı koyabilecek tek kişi ruh sağlığı profesyonelleridir. Depresyon döneminde gözlemlenen boşluk hissi bu dönem atlatıldıktan sonra genellikle ortadan kalkar. Fakat kişi sıklıkla boşlukta hissettiğini ama sebebinin ne olduğunu, neyden kaynaklandığını bilemediğini ifade ediyorsa bu durum kişinin yaşam öyküsünde ihmal edilen çocuk olabileceğinin sinyalini veriyordur. Geçse bile her zaman yeniden ortaya çıkma olasılığı çok yüksektir.

Boşluk duygusunu nasıl iyileştirebilirim?

  • Bu duyguyu tanımak ve onun nereden geldiğini anlamak daha iyi hissetmenin ilk adımıdır.
  • Boşluk duygunuzu en çok nerelerde, kimlerle ve hangi olaylarda hissettiğinize bakın.
  • Boşluk hislerinizi keşfedin. Günlük tutabilir veya defterinize not alabilirsiniz.
  • Çözülmemiş geçmiş deneyimlerinizi gözden geçirin. Anlatmaya ihtiyacınız varsa bir uzmana başvurmak, duygularınız üzerinde çalışmanıza, boşlukta hissetmeyi durdurmanın sağlıklı yollarını bulmanıza yardımcı olabilir.
  • Meditasyon çalışmaları yapın. Bu zamanlarda aslında kendi bedeninizle ve iç dünyanızla temasta olmaya ihtiyacınız vardır.
  • Özellikle beden taraması meditasyonunu deneyebilirsiniz. Bedeninize duyumsamanıza yardımcı olacaktır.
  • Sosyal ilişkilerinizi, hobilerinizi ve ilgi alanlarınızı geliştirin.
  • Anda kalma ve bilinçli farkındalık pratikleri yapmak iyi gelecektir.

Aşağıda boşluk hissini öğrenirken benim de araştırmalarımı ve okumalarımı yaptığım bazı kitapların adlarını paylaştım. Daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz mutlaka okuyun. Ayrıca mindfulness ( bilinçli farkındalık) meditasyonlarından “Dağ meditasyonunun” ve “Beden taramasının” linkini paylaştım. Boşluk hissi sizi ziyaret ettiğinde kendinize temasta bulunmayı hatırlayın.

Meditasyonlar

Faydalanabileceğiniz kitaplar

Otto Kernberg – Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm
Heinz Kohut – Kendiliğin Çözümlenmesi
Heinz Kohut – Kendiliğin Yeniden Yapılanması
Dr.Jonice Webb – Çocuklukta ihmalin izi: Boşluk Hissi

İlginizi çekebilir: Bilinçli farkındalık, bilinçli ebeveynliğe nasıl yardımcı olabilir: Bilinçli ebeveynlik için birkaç öneri

Sena Ateş: Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri ile İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde tamamladı. Sosyal bilimlerin her alanına ilgi duymasıyla birlikte kariyerini psiko-sosyal alanda ilerletmek istedi. Ankara Bilim Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitim programını tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde "Aile Danışmanı" unvanını kazandı. Psikoterapi yaklaşımlarından Bilişsel davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi, şema terapi, transaksiyonel analiz eğitimlerini alarak çeşitli mesleki atölyelere katıldı. Aynı zamanda Koçluk eğitimlerini de tamamladıktan sonra kişisel gelişim koçu oldu. Geştalt yaklaşımını ve davranışçı bilişsel yaklaşımı koçluğa entegre ederek insanların zihinsel, bilişsel ve duygusal gelişim-dönüşüm yolunda katkı sağlayabilecek bir yol arkadaşı olarak tanımlıyor kendini. MBSR (Mindfulness temelli stres azaltma programı) ile MBCT (mindfulness temelli bilişsel terapi) kurslarını tamamladı. Meditasyon ve mindfulness (Bilinçli Farkındalık) ile tanışmasıyla birlikte, yürüttüğü çalışmalarda meditasyon ve farkındalık öğretilerinden de yararlanmaya başladı. Beden-ruh- zihin dengesine olan kişisel merakı dolayısıyla Mindfulness eğitimlerini almaya devam ederek mindfulness uygulayıcısı, eğitmeni olarak kendisini geliştirmeye devam ediyor. Psikopatoloji, kendilik psikolojisi, psikanalitik kuramlar, sosyal psikoloji, bilinç dışı, farkındalık temelli terapiler, stres ve kaygı yönetimi, örgüt psikolojisi, nöropsikoloji, ebeveyn ve çocuk ilişkisi, ilişki sorunları, gibi mesleki konular üzerine özel bir ilgiye sahip olup bu konularda okumalar ve araştırmalar yapmakta ve çeşitli eğitimler almayı sürdürmektedir. Bütünsel ve disiplinler arası bir yaklaşım ile hayatın pratiğine daha çok uyum sağlayabileceğine inanıyor bu yüzden mesleğinde eğitimlerini alırken birçok kaynaktan beslenmeye devam ediyor. Instagram: @senaates & @yasamtasarimi

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale