Boşanma, sadece duygusal bir birlikteliğin sonu değil aynı zamanda, kişinin alıştığı yaşam düzeninin de tamamen değişmesi anlamına gelir. Boşanma anlaşmalı da olsa çekişmeli de olsa; bu olayın kişide bırakacağı psikolojik etkilerinin üstesinden gelmek için özel bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Kendine has bir travmaya yol açan bu olay, depresyondan sosyal anksiyeteye kadar pek çok şekilde kendini göstererek kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ancak, kişinin hayatında bir nevi deprem etkisi yaratan bu travmatik olayın ardında da hayata devam etmenin de pek çok yolu mevcut:
Ayrılık acısı değil değişim travması
İnsani hiç mutlu etmeyen, sorunlarla dolu bir evlilik bittiğinde bile kişilerde bir travma yaratmasının nedeni sizce ne olabilir? Biz söyleyelim: Boşanma, sadece bir ilişkinin bitmesini değil; aynı zamanda geleceğe dair kurulan planların ve iyimser hayallerin sona erişini temsil ediyor. Bir anda alıştığı ortak gelecek planlarından mahrum kalan çiftler, bu noktada kendini boşlukta hissetmeye başlıyor. Bu boşluk hissi de yerini zamanla endişe, stres ve öfke gibi duygulara bırakıyor.
Evliliğin en güçlü bileşenlerinden biri kuşkusuz “ortaklık” olgusudur. Çiftler bu ortaklık hissiyle, birlikte bir gelecek planlarlar; bazı ortak finansal yükler altına girerler ve hatta bu duyguyu perçinlemek için çocuk sahibi olurlar. Boşanmanın yıkıcı etkiler bırakmasının sebebi de, her iki tarafı da alıştığı düzenden çıkartıp, bir anda hayatındaki “keşfedilmemiş topraklar”a itmesidir. Elbette tüm günlük rutinlerin, uzun zamandır paylaşılan ortak sosyal çevrenin, evin hatta yatağın değişeceği fikri üstesinden kolayca gelinecek bir şey değildir. Baş etmesi kolay olmayan bu travmayı atlatmak tabii ki imkansız değil. Sadece zamana, sabırlı olmaya ve kendinize bolca yatırım yapmaya ihtiyaç var.
Tüm duyguları sindirmek çok önemli
Bir kayıp yaşandığında, bu kaybın verdiği acı ve yoksunluk hissini görmezden gelmek yerine, tüm bu duygularla yüzleşmek gerekir. Çünkü bu duygular, son derece insani tepkilerdir ve uzun süre bastırılmaları sağlıklı sonuçlar doğurmaz. Yani bir boşanmanın ardından üzülüp acı çekmek kadar doğal bir şey yoktur! Bu yüzden “Ben nasıl bu hallere düştüm?” ya da “Kurtuldum,bitti” gibi suni tepkiler vermek yerine, gerçek duygularınızı kucaklamak ve herkes gibi sizin de hayatınızda iniş -çıkışlar olacağını kabul etmek sizi yavaş yavaş güçlendirecektir.
Bu safhada yapılacak en iyi şeylerden biri de, hissettiğiniz acıyı güvendiğiniz dostlarınızla ya da ailenizle paylaşmaktır. Başkalarının da benzer deneyimler yaşayıp zamanla iyileştiğini görmek size iyi gelecektir. Eğer utangaç biriyseniz ve bu tip konularda insanlara açılmaktan çekiniyorsanız, günlük tutmak ve yaşadığınız yıkıcı duyguları tüm çıplaklığıyla kağıda dökmek de harika bir iyileşme yolu olabilir.
Acınızı ve boşanma travması kaynaklı dalgalı duygularınızı yaşarken unutmamanız gereken çok önemli bir nokta var: Evliliğiniz bitse de önünüzde, size neler getireceğini bilmediğiniz koca bir gelecek var! Bunu kendinize sık sık hatırlatmak sizi, içine düşeceğiniz umutsuzluk kuyularından koruyacaktır.
Boşanma travmasını atlatmanın yolları
Boşanma travmasının nereden ve hangi duygulardan kaynaklandığını artık biliyorsunuz. Şimdi de boşanma travmasını atlatmanın yolları ve bu konuda yapılacak pratik düzenlemelerden bahsedelim:
- Boşanma travmanızı tanıyın ve önlem alın
Öncelikle her boşanma belli oranda travmatik olsa da, bu travmaların türü boşanma olayının niteliğine göre değişir. Örneğin boşanan çiftler, bu kararları yüzünden aileleri / çevreleri tarafından baskı görüyorlarsa boşanma travmatize olmuş demektir. Ya da kusursuz giden bir evlilik, aldatma vb. olaylarla yara almışsa da durum farklılaşır.
- Kendinize bir mola verin
Zor bir süreç yaşadığınızı kabul edin ve her şeyi mükemmel şekilde yapmak zorunda olduğunuz fikrini kafanızdan atın. Bu süreçte biraz kendinizi dinlemek, sonraki yaşamınız için size ışık olacaktır.
- Bu süreci yalnız atlatmaya çalışmayın
Boşanma ve sonrasında yapılacak en kötü şeylerden biri de kendinizi yalnızlığa itmektir. Çünkü sürekli eşinizle zaman geçirdiğiniz bir hayat düzeninden çıkıp doğrudan keskin bir yalnızlığın içine girmek pek de sağlıklı bir tercih sayılmaz. Bu yüzden, kontrollü de olsa sosyalleşerek, yakınlarınızla dertleşmeye çalışın.
- Fiziksel sağlığınızı önemseyin
Boşanma gibi travmatik dönemler, insanların bağımlılığa karşı zayıf olduğu zaman dilimleridir. Bu yüzden siz siz olun, bu dönemde alkol vb. maddelere yönelmeyin. Hatta bu durumu lehinize çevirerek, sporu ve sağlıklı beslenmeyi yeni alışkanlığınız olarak ilan edebilirsiniz. Sporun ve sağlıklı beslenmenin size sağlayacağı serotonin ve dopamin etkisi de cabası!
- Yeni hobiler keşfedin
Evliliğiniz süresince aklınızda olan fakat gündelik hayatın sorumlulukları yüzünden bir türlü eğilemediğiniz hobileriniz varsa bu hobilerle uğraşmaya başlayabilirsiniz. Yeni hobileriniz sayesinde zihninizde açılacak yaratıcılık odaları, travmayı daha kolay atlatmanıza yardımcı olacaktır.
- Günlük bir rutin oluşturmaya çalışın
Eski günlük rutininizi tümden kaybetmiş olabilirsiniz. Ancak bu sizin herhangi bir düzene bağlı olmadan, savrularak yaşayacağınız anlamına gelmesin. Hemen kendi beklentilerinize ve isteklerinize yönelik bir gündelik rutin oluşturun ve buna mümkün olduğunca bağlı kalmaya çalışın.
- Ruh sağlığınızı gözlemleyin ve önlem alın
Yaşadığınız ağır / hafif boşanma travmasının sizde bıraktığı etkileri sürekli gözlemleyin ve ruhsal kondisyonunuzu bir önceki aya göre puanlayın. Eğer sürekli kötüye giden bir eğri görüyorsanız, yaşadığınız şey boşanma depresyonu olabilir ve bu konuda psikoterapi tekniklerine ya da alternatif tedavilere başvurmak faydalı olabilir.
Kaynak:
İlginizi çekebilecek diğer içerikler: