X

Boş zamanınızı artırmanıza yardımcı olacak ipuçları

Ah zaman! Hepimizin en büyük sorunu. Bazen fütursuzca hızlı geçen, bazense asla geçmek bilmeyen ama sonunda asla yetmeyen… Bir günün kaç saat olduğu belli. Ve ne yazık ki 24 saatten fazlasına yer yok. Uykuydu, yemekti, dinlenmeydi, işlerdi, sorumluluklardı derken su gibi akıp giden zamandan artırmanın bir yolu var mı diye hepimiz zaman zaman düşünebiliyoruz. Günümüzün telaşlı ve hızla ilerleyen temposunda boş zamanların kıymeti daha da büyük önem kazanıyor. Ancak, günlük yaşamın bitmeyen işleri, stres, artan sorumluluklar gibi faktörler, boş zamanlarımızı sınırlandırabiliyor. Neyse ki birkaç düzenleme ile zamandan artırmak mümkün. Siz de hiçbir şeye yetişemiyorum, gün bitiyor işler bitmiyor, hiç zaman bulamıyorum gibi serzenişler içerisinde kalıyorsanız, bu yazımızdaki ipuçları boş zamanınızı artırma konusunda size yol gösterebilir. İşte zamanınızı artıya geçirecek ipuçları:

Hayır demeyi öğrenin

İnsanları geri çevirmek zor olabilir ancak onları kırmaktan ya da yanlış anlaşılmaktan korktuğunuz için hayır demek istediğiniz birçok şeye evet demeniz, kendi zamanınızı en doğru şekilde yönetmenizi engelleyebilir. Zaman artırmak ve kendinize, sevdiklerinize, yapmak istediklerinize daha çok vakit ayırmak istiyorsanız ilk önce hayır demeyi öğrenmeli, zamanınızı kendinize göre ayarlamayı bilmelisiniz. Merak etmeyin, hayır demek sizi kaba, bencil ya da düşüncesiz biri yapmaz.

İlginizi çekebilir: Hayır deme sanatı: Nasıl hayır diyebiliriz?

Dikkat dağıtıcılardan kurtulun

Zamanınızı herhangi bir iş üzerinde harcarken o işle gereğinden daha fazla vaktinizi harcıyor olabilir misiniz? Örneğin, 2 saatte hazırlayabileceğiniz bir raporun 4 saate kadar uzamasının sebebi dikkat dağıtıcılar olabilir mi? Susmayan telefonlar, ardı arkası kesilmeyen bildirim sesleri ya da masanızdaki dağınıklık zamanınızdan çalışıyor olabilir. Zamanınızı her işe gerektiği kadar ayırarak artırabilirsiniz; bunun içinse yapmanız gerek dikkatinizi dağıtan her şeyi ve mümkünse ‘herkesi’ bir işle uğraşırken uzaklaştırmak.

Teknolojinin nimetlerinden faydalanın

Dijital dünyada artık hemen hemen her şeyi sanal ortamlarda yapmak mümkün. Hesap açtırmak için taa bankaya kadar gitmenize ya da resmi bir belge için kurum kurum gezmenize gerek yok. Birçok hizmete online olarak erişim sağlayabilirsiniz. Böylelikle hem yolda geçireceğiniz hem de gittiğiniz yerde harcayacağınız zamandan tasarruf ederek kendinize artı zaman yaratabilirsiniz.

Yemek planı yapın

Kahvaltıda ne yesem, akşama ne pişirsem, öğlen yemeğini evden mi götürsem, evden çalışıyorsanız öğlen dışarıdan mı yemek söylesem derken yemek planları yapmanın zihni epey meşgul ettiği bir gerçek. Hele bir de ön hazırlığı, pişirmesi, mutfağı toparlaması derken gün içinde çoğumuzun yemek için ayırdığı zaman oldukça fazla. Peki, bu zamanları kısmanın bir yolu var mı? Evet, hatta iki yolu var. Birincisi planlı olmak, ikincisi fazla yemek pişirmek. Günlük veya haftalık yemek planları yaparak her öğün için ihtiyacınız olan yemek malzemelerini topluca alarak hazır edebilir, ihtiyacınızdan biraz daha fazla yemek hazırlayarak her gün yemek için ayırdığınız zamanı azaltabilirsiniz. Hele bir de yeşillikleri önden yıkayıp buzdolabında temiz temiz muhafaza ederseniz, hem sağlıklı hem de pratik salatalarla öğünlerinizi şenlendirebilirsiniz.

Bekleme zamanlarını değerlendirin

Sabahları servisi beklerken, kahve sırasındayken, takside ya da otobüste trafikte takılıp kalmışken geçen zamanlarınızı bir düşünün. Topladığınızda ne kadar çok değil mi? Bu bekleme zamanlarını lehinize çevirerek kendinize zaman kazandırabilirsiniz. Telefonunuzda uzun zamandır bekleyen ekran görüntülerini ayıklayabilir, ne zamandır aramak istediğiniz ama bir türlü fırsat bulamadığınız eski bir dostunuzu arayabilir veya nefesinize odaklanarak mindfulness pratikleri yapabilirsiniz. Boşa geçiyormuş gibi görünen bu artık zamanları verimli bir şekilde değerlendirmek için birçok yol bulabilirsiniz.

Sosyal medyada bilinçli zaman geçirin

Teknolojinin gelişimini yaşamımızı birçok yönde olumlu etkilese de birtakım zararları da yok değil. Özellikle sosyal medyanın aktif kullanımı, farkında olmadan saatlerimizi çalabiliyor. Ekranı kaydıra kaydıra izlediğiniz videoların kaç saatinize mal olduğunu hiç düşündünüz mü? Sosyal medya araçları günümüzün ayrılmaz bir parçası olsa da bilinçsiz kullanıldığında zaman yönetimini olumsuz etkileyebiliyor. Telefonunuzdan hangi uygulamalarda ne kadar zaman harcadığınızı kontrol edebilir, eğer farkında olmadan kendimi kaptırıyorum diyorsanız da telefonunuza hatırlatıcılar kurarak sosyal medya hesaplarınızda geçirdiğiniz zamanı daha bilinçli harcayabilirsiniz. Böylece boş yere dakikalarınızı harcamadan daha verimli eylemlere zaman ayırabilirsiniz.

Büyük işleri küçük parçalara bölün

Ev temizliğine bir başladınız mı tüm gününüz bitiyor mu? Ya da gardırobu düzenleyeyim derken farkında olmadan saatler mi harcıyorsunuz? Bu tarz büyük işleri küçük ve daha kolay yönetilebilir parçalara bölerek hem zamanınızdan artırabilir hem de daha kolay ve pratik çözümler bulabilirsiniz. Örneğin, bütün bir gününüzü ya da kocaman hafta sonunu ev temizliğine ayırmak yerine her gün 15-20 dakikanızı ayırarak evinizi büyük bir temizliğe ihtiyaç kalmayacak şekilde derli toplu tutabilirsiniz. Veya gardırop düzenleme, yazlık-kışlık giysileri hazırlama, mutfak dolaplarını temizleme gibi ev işlerini bir hafta sonuna sığdırmaya çalışmak yerine bu tarz işler için belli zaman dilimleri ayırarak o zamanlara sadık kalmayı deneyebilirsiniz. Bilgisayarınızdaki tüm dosyaları ayırmak için de tüm gününüzü heba etmenize gerek yok; fotoğraflar için günde 20 dakika, önemli belgeler için 1 saat gibi haftalık ya da aylık bir akış oluşturarak tüm işlerinizi kontrol altında tutabilir, zamanınızı en doğru şekilde yöneterek her zaman kendinize de zaman bıraktığınızdan emin olabilirsiniz.

Hafta sonlarınızı iyi değerlendirin

Tüm çalışanlar ve elbette ki öğrenciler için hafta sonları bulunmaz bir nimet. Hepimiz, işlerden, sorumluluklardan biraz olsun uzaklaşmaya ihtiyaç duysak da çoğu zaman bu ihtiyacımızı göz ardı edebiliyoruz. Oysa ki, hikayede de geçtiği gibi oltasını bileyen ormancı olmayı öğrenmek gerek.

Bir ormanda iki oduncu ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. İkinci adam çok daha fazla ağaç kestiği anlaşılmış. Birinci adam öfkelenmiş:

”Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Böyle bir şey nasıl olabilir? Bir yanlışlık olmalı.

İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş:

”Ortada bir yanlışlık yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.”

Yani, dinlenerek kendimizi ‘bilemesek’ yapacağımız işlerde harcadığımız zaman artarken aldığımız verim azabilir. O yüzden hafta sonlarını fırsat bilerek hem bedeninizi hem zihninizi dinlendirmeye odaklanırsanız hafta içi daha dinç bir şekilde çalışırken zamanınızdan da en iyi şekilde faydalanabildiğinizi görebilirsiniz.

Önceliklerinizi belirleyin

Yapılacaklar işler listesi ya da nam-ı diğer to do listi hazırlamanın en önemli püf noktası, işleri önceliklerine göre sıralamak. Her şeyi bir günde yapamazsınız -ki aslında yapmanız da gerekmez-, her şeyi aynı anda da yapamazsınız -ki buna da gerek yok-. Önemli olan neyi ne zaman yapmanız gerektiğini bilmek. Mesai saatiniz bitti ama işiniz bitmedi mi, o zaman kalan işinizi yarının en öncelikli işi olarak listenize alın. Derin odaklanmanız gereken bir proje üzerinde mi çalışıyorsanız, öyleyse sabahlarınızı ona ayırın. Öğleden sonra modunuz düşüyor, kafanızı toplayamıyor musunuz, daha az odaklanma gerektiren işlerinizi o saatlere yerleştirin. Doğru bir sıralama ile zamanınızın nasıl yetip de arttığına siz bile şaşıracaksınız.

İlginizi çekebilir: Etkili ve stressiz bir yapılacaklar listesi nasıl hazırlanır?

İkisi bir arada taktiğini uygulayın

Evet, ikisi bir arada; multitasking’ten bahsetmiyoruz. Çünkü, her ne kadar 21. yüzyıl yaşam becerisiymiş gibi değerlendirilse de birçok araştırmaya göre aynı anda birden fazla işle uğraşmak yani multitasking yapmak zihin sağlığına oldukça zararlı. Buradaki ikisi bir arada, bir araya getirebileceğiniz eylemlerle zaman artırmaya odaklanıyor. Örneğin, yürüyüş yapmaya çıkacaksınız ama aynı zamanda çok sevdiğiniz bir arkadaşınızla da görüşmek istiyorsunuz. Öyleyse termoslarınıza kahvelerinizi koyun ve hem birlikte yürüyüşün hem de sohbetin tadını çıkarın; alın size ikisi bir arada. Ya da diyelim ki uzun zamandır görüşmeyi ertelediğiniz birbirini tanımayan iki arkadaşınız var. İkisiyle de ayrı ayrı görüşmek yerine ikisiyle aynı anda buluşmaya ne dersiniz? Sonuçta siz, ikisinin de ortak noktasınız. Siz onlarla onlar sizle anlaşabiliyorsa, ikisi neden birbiriyle anlaşamasın ki?

Destek istemeyi öğrenin

Her şeyi tek başınıza yapmak zorunda olmadığınızı bilin. Biliyorsanız da kendinize sık sık hatırlatın. Ev işlerinde partnerinizden ve hatta çocuklarınızdan destek alabilir; iş yerinde yetiştiremediğiniz işler için meslektaşlarınıza ya da yöneticilerinize nasıl bir iş bölümü yapılabileceğinizi sorabilir; aile büyüklerinizden, arkadaşlarınızdan size faydaları dokunacak konularda yardım isteyebilirsiniz. Bu sayede tek başınıza çok daha fazla zaman ayırarak halletmeniz gereken işleri el birliğiyle çok daha kısa sürede tamamlayabilir, artırdığınız zamanda dilediğinizi yapabilirsiniz.

Zaman blokları koyun

Gününüzü farklı zaman dilimlerine bölün. Zaman blokları, kasıtlı olarak planladığınız ve kesintisiz olarak yalnızca belirli bir etkinliğe ayrılmış zaman parçalarıdır. Bu işinizle ilgili odaklanmanız gereken bir proje olabileceği gibi yalnızca kendinizle ilgileneceğiniz, derin dinlenmeyi hedefleyen bir aralık da olabilir. İş arkadaşlarınızla paylaştığınız bir günlük, haftalık veya aylık takvim varsa, orada tek başınıza çalışmanız gereken zamanları, toplantılara, grup çalışmalarına ayırdığınız saatleri işaretleyin. Ve mutlaka aralarınızı da dahil edin. Hem bedeninizi hem zihninizi dinlendirmek için de bloklar koyun. Bu sayede yalnızca belirlediğiniz eylemlere odaklanabilir ve dikkatiniz dağılmayacağı için daha verimli ve etkili bir şekilde yapmanız gerekeni yapabilirsiniz. Üstelik “İş, tamamlanmasına ayrılan zamanı kaplayacak kadar genişleyebilir.” diyen Cyril Northcote Parkinson’ın, Parkinson Yasası’na göre işinizin aslında ne kadar süreceğini zaman blokları sayesinde ‘kendiniz’ belirleyebilirsiniz.

Zamanı doğru yönetin

Zaman yönetimi, modern dünyanın en kritik becerilerinden biri. Anaokuluna yeni başlamış bir çocuktan tutun da emekliliğe ayrılmış bir bireye kadar toplumun her kesimi, her yaştan kişisi için zaman yönetimi çok önemli. Şüphesiz ki hepimizin yapacak işleri, ilgilenmesi gereken sorumlulukları ve elbette ki korumakla yükümlü olduğu bir akıl sağlığı var . İşler bu kadar çok zamansa azken yapılması gereken en doğru hamle zamanı yönetmeyi bilmek. Zaman yönetimi konusunda ilham alabileceğiniz kitaplar için Zaman yönetimi kitapları: Verimlilikle ilgili ilham verici kitap önerileri yazımıza göz atabilir, daha fazla zaman yönetimi ipucu için aşağıdaki yazılarımızı da inceleyebilirsiniz:

*Yazının içinde yer verdiğimiz ormancı hikayesi hikayelerimiz.com’dan alıntılanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale