Etrafınızda yoğun duygularla, öfkeyle, hızlı değişen duygularla, dengesiz sosyal veya aile ilişkileriyle mücadele eden bir tanıdığınız mı var? Belki de bu kişi, borderline kişilik bozukluğu ile mücadele ediyor olabilir. Borderline kişilik bozukluğu, hastanın hayatının tüm alanlarına etki eden bir tür ruhsal bozukluk. Borderline kişilik bozukluğu zaman içinde her ne kadar daha az yadırganır hale gelmişse de hala birçok kişi için kabul etmesi zor bir hastalık olarak görülüyor.
Uplifers olarak terapi uzmanı Tamara Hill’in borderline kişilik bozukluğu olan hastalarının tedavilerinde tespit ettiği noktaları derledik:
1. Özel bir tedavi beklentisi
Borderline kişilik bozukluğu tedavisi konmuş kişiler, gerek toplumda, gerekse dijital ortamlarda konuşulan bilgilerden yoksun bırakılmamalı. Ancak genel geçer bilgilere dayalı olarak da hareket edilmemeli. Borderline kişilik bozukluğu olan bir hastaya, kendisine uygulanacak tedavinin ona özel olduğu, yaşadığı duygusal, kişisel veya psikolojik bariyerleri ortadan kaldırmayı hedeflediği anlatılmalı.
İlgili yazı: Psikolog ve psikiyatristlerin akıl hastalarından duyduğu 14 etkileyici cümle
2. Teşhisin açıklanması, daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir
Borderline kişilik bozukluğu teşhisi, bazı durumlarda ciddi bir rahatlama sağlayabilir. Bu rahatlama sadece psikolojik olabilir. Öyle ki bazı hastalar, bu teşhisi duyduklarında terapistlerine teşekkür edip, sonunda doğru bir teşhis yapıldığı için ne kadar rahatladıklarını bile söyleyebiliyor. Havada asılı durmaktansa, neden böyle olduklarını anlamak bu kişilerde psikolojik bir rahatlama sağlıyor. Ayrıca teşhis edilen bir hastalık, kişilerde kendilerine özel bir tedavi uygulanacağı, durumunun bilimsel kanıtlara dayandığı ve tedavi planının omuzlarından büyük bir yük aldığı algısı yaratıyor.
3. Borderline kişilik bozukluğu, o derin ve karmaşık duyguların nedenini açıklar
Bir şeyi tanımlamak, o şeyin getirdiği yükü azaltabilir. Borderline kişilik bozukluğu hastası olan birçok kişi yoğun duygusal tepkiler veriyor, terk edilmekten korkuyor, kendilerini sevmiyor, kimliklerini tanımlayamıyor. Üstelik tüm bu duygularına ve neden yıllardır insanlarla ilişkilerinde acı çektiklerine bir yanıt bulamıyorlar. Oysa hastalığı tanımlamak, ona yanlış bir yerden bakmayı da engelliyor.
İlgili yazı: Psikolojik sorunlar 20’li yaşlara girerken ortaya çıkıyor
4. Borderline kişilik bozukluğu bir tanımdan daha fazlasıdır
Borderline kişilik bozukluğu sadece bu hastalığın adı değil, aynı zamanda terapistlerin ve diğer uzmanların nasıl yardımcı olacaklarını belirleyen bir yol haritası.
5. İlaç tedavisi, semptomları ortadan kaldırmayı hedefler
Borderline kişilik bozukluğunda eğer depresyon, anksiyete ve başka psikotik semptomlar varsa ilaç tedavisi önemli olabilir. İlaçlar, borderline kişilik bozukluğunu tedavi edemez ancak semptomların etkisini azaltabilir. Böylelikle terapilerden daha etkili başarı elde edilebilir.
6. İlişkilere sakinlik getirir
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin ilişkilerinde çok zorlandıkları herkes tarafından bilinir. Bu kişilerde boşanma, çok eşlilik, aşırılıklar, aile içi şiddet , öfke kontrolünde zorlanma, obsesyon, paranoid davranışlar sıkça görülür. Ancak borderline kişilik bozukluğu teşhisi konulmuş bir kişi, normalde anlam veremediği bu davranışlarının nedenini anlamaya başlar ve daha sakin kalmak için çaba harcar.
İlgili yazı: Çocukları aşağılamak ve utandırmak psikolojilerini olumsuz etkiliyor
7. Araştırma ve iyileşme isteğini artırır
İnsan neyle mücadele ettiğini bilmediğinde, kendisine nasıl yardım edeceğini de bilemez. Ancak teşhis konduktan sonra, doğru bilgi kaynaklarına ulaşarak kendisini daha iyi hale getirmek için çaba harcayabilir.
8. Yakınlarınız daha çok yardımcı olabilir
Borderline kişilik bozukluğu teşhisi konulan bir kişi, sevdiği insanları bu konuda bilgilendirirse, etrafındakilerde farkındalık yaratmış ve yaşadığı şeyleri daha kolay anlamalarını sağlamış olur. Böylelikle etraftakiler de nasıl yardımcı olacaklarının yollarını araştırmaya başlayabilir.
9. Hastalığın tetiklediği durumları anlamak kolaylaşır
Teşhis, sadece bilgi edinme ve hastalığın ihtiyaçlarını anlamayı kolaylaştırmakla kalmaz; aynı zamanda hastalığın tetiklediği durumların da anlaşılmasını kolaylaştırır.
Kaynak:
PsychCentral