Hepimiz çoğu zaman hayatın hızlı akışına ayak uydurmakta zorlanarak zamanın yetmemesinden, işlerin planladığımız şekilde gitmemesinden, yeterince üretken olamamaktan ve bir şeylerin içine sıkışıp kalmış gibi hissetmekten şikayetçi olabiliyoruz. Hem maddi hem de manevi yönden zengin ve refah içinde bir yaşam sürdürebilmek, bir şeylerin eksikliğinden ya da azlığından şikayet etmeyecek duruma gelmek, yaşamımızın her alanında bolluk ve bereketi artırmak hepimizin yeni yıldan en büyük beklentisi.
Zaman, eşyalar, para ya da güzel anlar… Yaşamımızın her alanına bolluğu ve bereketi davet etmenin yolu aslında daha fazlasına sahip olmaktan değil, sahip olduklarımızı etkili şekilde değerlendirebilmekten geçiyor. Dolayısıyla hayatımızda bolluğa ve berekete alan açabilmek için daha fazlasına sahip olma motivasyonuyla değil, sahip olduğumuz tüm kaynakları etkili şekilde kullanabilmenin yollarını bularak ilerlememiz gerekiyor.
Elimizdeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirebilmek için öncelikle zamanımızı çok daha verimli kullanmanın yollarını öğrenmemiz, ‘az ama öz’ bakış açısıyla verimliliğin püf noktalarını bilmemiz ve zihnimizi meşgul eden düşünceleri nasıl daha düzenli hale getirebileceğimizin yollarını araştırmamız gerekiyor.
Yeni bir yılın başlangıcı, bolluk ve bereketle dolu bir yıl geçirmek için tüm hayatımızı düzene sokmak, zamanımızı çok daha iyi kullanmayı öğrenmek, planlama yapmak ve hedef belirlemek için en doğru zaman dilimi. Peki, yeni bir yılda çok daha üretken, planlı ve düzenli olmak; attığınız her adımda daha sağlam bir zemin üzerinde ve yüksek bir farkındalık seviyesiyle ilerlemek, zihninizle birlikte tüm yaşamınızı düzene sokmak için neler yapabilirsiniz?
Zamanınızı düzenleyin: Ajanda kullanmayı alışkanlık haline getirin
Tüm yaşamınızda daha düzenli ve planlı olmak için ilk yapmanız gereken şey, her saniye tükenen ve bir daha asla yerine gelmeyecek en önemli kaynağınız olan zamanınızı etkili şekilde kullanabilmenin yollarını bulmak olmalı. Hangi işiniz için ne kadar zaman ayırdığınızı çok daha net ve somut şekilde görebilmenin yanı sıra gelecek günleri, ayları ve hatta tüm yılı bir programa oturtmanın en kolay ve en etkili yolu tabii ki ajanda kullanmak. Yazmayı ve defter kullanmayı seviyorsanız, zevkinize uygun birbirinden muhteşem tasarımlardaki hazır ajandaları kullanabilirsiniz. Tüm zamanımızı bilgisayar başında geçirdiğimiz şu günlerde bildirimler ve hatırlatmalarla hayatımızı kolaylaştıran dijital ajandalar da zaman planlaması için harika bir tercih olabilir. Klasik ajandaların yanı sıra, zamanınızı kendi isteğinize göre düzenlemenize, dilerseniz aylık, dilerseniz yıllık, dilerseniz de günlük plan yapmanıza olanak veren, son yılların popüler ajanda trendi ‘bullet journal’lara da bir şans verebilirsiniz. Tasarımı nasıl olursa olsun, bir ajanda kullanmak ve yapmanız gerekenler için zamanınızı planlı şekilde harcamak hayatınıza bolluğu ve bereketi dahil etmenin ilk adımı.
İlginizi çekebilir: ‘Mindful harcama’: Hayatınızı ve paranızı farkındalıkla yönetin
Zihninizi düzenleyin: Günlük tutun
Zamanınızı, evinizi, bilgisayarınızı ya da telefonunuzu düzenleseniz de, dağınıklığı sebebiyle verimsiz ve üretken olmanızın önündeki en büyük engellerden biri zihninizdeki düşünceler. Çoğu zaman farkında olmasak da, yaşamımızdaki stres verici unsurlar, geçmişte takılı kaldığımız anlar, gelecekle ilgili endişelerimiz içinde bulunduğumuz anı yaşayarak sahip olduğumuz zamanı ve kaynakları optimum düzeyle kullanmamızın önünde engel teşkil edebiliyor. Zihninizi meşgul eden, yaptığınız işe ve ana odaklanmanızı engelleyen tüm düşüncelerinizi fark ederek düzenlemenin en kolay yolu ise günlük tutmak. Her günün sonunda en fazla yarım saatinizi ayırarak, o gün neler yaptığınızı, hangi duyguları deneyimlediğinizi, zor durumlarla başa çıkmak için nasıl yollar izlediğinizi, o gün size nelerin iyi, nelerin kötü geldiğini; kısacası tüm günün özetini yazıya dökerek arşivlemeyi deneyin. Fırsat bulduğunuz her an günlüğünüze yazdıklarınızı okuduğunuzda; bazı düşünce kalıplarınızda, davranışlarınızda, problem çözme stratejilerinizde ve deneyimlediğiniz duygulardaki örüntüleri fark etmeye başlayacak ve hoşnut olmadıklarınızı değiştirmek için çok daha somut hedeflerle ilerleyeceksiniz.
Enerjinizi düzenleyin: Uyku döngünüze ve kalitesine dikkat edin
Verimliliğin, üretkenliğin ve yaratıcılığın en önemli gerekliliklerinden biri dinlenmiş ve enerjik bir metabolizmaya sahip olmak. Tıpkı şarjı bitmeye yaklaştığında donan, işlevlerini yerine getiremeyen ve geç tepki veren bir akıllı telefon gibi gün içinde bedenimizin ve zihnimizin enerjisi de zamanla tükenerek üretkenliğimizi olumsuz etkileyebiliyor. Hem bedensel hem de zihinsel enerjimizi tekrar geri kazanmanın, gün içinde bilgi bombardımanına maruz kalan zihnimizi düzenleyebilmenin, her yeni güne çok daha enerjik ve tazelenmiş bir başlangıç yapabilmenin olmazsa olmazı kaliteli ve dengeli bir uyku düzeni. Yapılan araştırmalar, biyolojik ritmimizle uyumlanmış bir yaşam sürdürebilmek ve yaşam enerjimizi optimum düzeyde kullanabilmek için gece uykusunu kesinlikle es geçmememiz gerektiğini söylüyor. Vücutta dinlenme ve rahatlama hormonu olarak da adlandırılan melatonin hormonunun en yoğun olarak salgılandığı saatler olan 22:00 – 23:00 saatleri arasındaki bir zamanda mutlaka uykuya geçiş yapmak gerekiyor. Enerjinizi yenileyebilmek ve gün içinde çok daha üretken olabilmek için en basit haliyle gün ışığının var olduğu saatlerde uyanık, olmadığı saatlerde ise uyku ve dinlenme modunda olmanız gerekiyor. Uyku saatlerinizi düzenlemenin yanında, uyku kalitenizi de düzenleyebilmek ve uykunuzdan maksimum verimi almak için Sirkadiyen ritim ve uyku ilişkisi: Kaliteli ve sağlıklı bir uyku için biyolojik saatinize kulak verin yazımızdaki önerilerimizden faydalanabilirsiniz.
Bakış açınızı düzenleyin: Şikayet etmenin yerine şükretmeyi koyun
Yaşamın size sunduklarından ziyade sunamadıkları için sürekli şikayet etme eğiliminde olmanız, yaşam enerjinizi sürekli olarak ‘direnmeye’ ve ‘karşı koymaya’ harcayacağınız anlamına geliyor. Bolluk ve bereket arzunuzla; odağınızı başarılarınızda değil başaramadıklarınızda tutmanız, sahip olduklarınızdansa eksikliklerinize odaklanmanız ve kendinizi değersiz hissetmeniz zihninizdeki düşüncelerde bir tutarsızlık ve uyumsuzluk olduğunun işareti olabilir. Ancak yaşamınıza bolluk ve bereketi dahil etmek için, yaşamın olağan akışıyla uyumlanmanız, dolayısıyla zorluklara direnmek ya da şikayet etmek yerine yaşamın size sunduğu iyi ya da kötü her şeyi koşulsuz kabul etmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Sahip olduğunuz tüm kaynaklar için şükretmeyi; yeteneklerinizi, başarılarınızı ve becerilerinizi takdir etmeyi şikayet etmenin yerine koyduğunuzda, hiçbir çaba ve efor harcamadan, bolluğun ve bereketin yaşamınıza kendiliğinden geldiğini kısa sürede göreceksiniz.
İlginizi çekebilir: Şükretmeyi alışkanlık haline getirmenin yolları
Yaşam alanınızı düzenleyin: Fazlalıklardan, dağınıklıktan ve eşyalardan arının
Gündelik hayatımızın iş yaşamımızla bütünleştiği, esnek çalışma saatlerinin yeni normal haline geldiği, hareketli ve hızlı bir dönemden geçiyoruz. Hem ofis, hem ev, hem spor salonu, hem okul olarak kullandığımız evlerimizde ‘fiziksel alanı farklılaştırmak’ çok daha önemli hale geldi. 2011 yılında OfficeMax’ın yaptığı bir anket çalışmasında katılımcıların %77’si, çalışma alanlarındaki dağınıklığın verimliliklerini olumsuz etkilediğini dile getirmiş. Yaşam alanımızın, özellikle de günün en üretken olduğumuz zamanlarında kullanılan çalışma alanımızın düzenli olması, verimliliğin ve daha düzenli bir yaşamın en önemli gerekliliklerinden biri. Yaşadığınız ve çalıştığınız alanı düzenlemek için önceliğiniz fazlalıklardan kurtulmak olmalı.
Evinizde dağınıklık yaratan tüm eşyaların yanından geçip gitmek ve görmezden gelmek yerine bu kez bir alıcı gözüyle bakın. Hangilerini sürekli kullanıyorsunuz? Olmasa da olur dedikleriniz neler? Son bir yıldır hiç kullanmadığınız ancak sürekli gözünüzün önünde duran eşyalar hangileri? Bu eşyalara gerçekten ihtiyacınız var mı? Yakın bir gelecekte bu eşyaları kullanma olasılığınız nedir? Hiç kullanmadığınız ya da nadiren kullandığınız eşyalarınızı sürekli olarak kullanabilecek birileri var mı? Kullanmadığınız bu eşyayı başka bir şeye dönüştürerek daha fazla kullanabileceğiniz bir forma getirebilir misiniz? Tüm bu soruları kendinize sorarak dağınıklık yaratan ve fazlalık olan eşyalarınızı ihtiyacı olanlarla paylaştıktan ya da dönüştürdükten sonra, elinizde kalanları kullanım sıklığınıza göre ulaşılabilir yerlere koyabilir, dağınıklık oluşmasını engelleyebilirsiniz.
Bütçenizi düzenleyin: Harcamalarınızı ve gelir-gider dengenizi gözden geçirin
Bolluk ve bereket denince ilk akla gelen şeylerden biri de, modern yaşamın en gerekli kaynaklarından biri olan para, daha da genel adıyla finansal kaynaklarımız. Hepimiz yaşamımızı sürdürebilmek için az ya da çok paraya ihtiyaç duyuyoruz. Tüketim kültürünün merkezindeki yaşamlarımızda finansal kaynaklarımızı kontrol edebilmek, kontrollü harcayabilmek, ‘ihtiyacımız olmasa da satın alma’ isteğimizi dizginleyebilmek ve bütçemizi etkili şekilde yönetebilmek belki de en çok zorlandığımız konuların başında geliyor. Finansal olarak refah içinde bir yaşam sürdürebilmek için odaklanmamız gereken en önemli şey ne kadar para kazandığımız değil, kazandıklarımızı nasıl harcadığımız. Bütçenizi planlamak, ne kadar kazanıyor olursanız olun bir şekilde birikim yapabilmek, tasarruflu hareket edebilmek ve harcama davranışlarınızı kontrol edebilmek için uygulayabileceğiniz pek çok farklı yöntem bulunuyor. Bizim favorimiz gelir ve giderlerinizin detaylı olarak kaydını tutmanızı, giderlerinizi farklı kalemlerde sınıflandırmanızı ve harcama davranışlarınızla ilgili farkındalık kazanmanızı sağlayacak bir rehber niteliğindeki Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı. Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı. Ancak farklı öneriler ve yöntemler için aşağıdaki yazılarımızı da mutlaka incelemenizi öneriyoruz.
Özet olarak, yeni bir yılda bolluk ve bereketi yaşamınıza dahil etmek için öncelikle elinizdeki kaynakları, en önemlisi de zamanınızı en etkili şekilde kullanabilmenin yollarını öğrenmeniz ve içselleştirmeniz gerekiyor.