X

Bizler onlarız: Sorularla yıldırılan bir annenin gözünden

Biz onlarız. Soğuk havalarda yanına yaklaşıp kucağındaki bebekleri göstererek, “O üşüyor mu?” dedikleriniz. Henüz yeni doğurmuş, birini besleyip hayatta tutma sorumluluğunun feci ağırlığıyla ezim ezim ezilirken, hiç çekinmeden, “Emiyor mu? Emiyor mu?” diye sorduklarınız. Her nedense ve her seferinde iki kere.

Kucağımıza bırakılıveren o kırmızı et topu ciyak ciyak ağlarken, “Neden ağlıyor bu çocuk?” cümlesini üzerine saldıklarınız. Neden ağladığını bilmediğimiz için kendimizi kötü, çok kötü hissederken ölümcül darbeyi, “Bu çocuk aç” diye indirdikleriniziz. Yaptınız işte! Nasıl da ustalaşmışsınız. Omurgamızda duyumsadık ona yetememeyi. Yavrusunu besleyen herhangi bir dişi hayvandan farkı olmayan, o ilkel, o en temel dürtümüze oynadınız ve başardınız. Bir kara delik tarafından yutuldu anneliğimiz. Kendimizden şüphe etmeye hazır doğum sonrası sarhoşluğumuzda, atmosferde polenler gibi salınırken bizi yakaladınız ve avucunuzda eziverdiniz.

Mor gözaltlarımızdan tanıyabilirsiniz bizi. Uzun suskunluklarımızdan. Geceleri bekleyişimizden. Evet, geceleri bekliyoruz. Deli miyiz neyiz? Yok, gece bekçileriyiz biz. Bir çocuğun uykusunu mayalamanın sihrine inanan gece bekçileri. Nedense bir yerlinin tahtaları birbirine sürterek ateş yakmasına benziyor bir çocuğu uyutmak. “Olmayacak” diyorsun “yok, olmayacak.” Nasıl yaparım ki? Ve aniden bir kıvılcım çakıyor. Ağırlaşan göz kapakları, yukarı doğru açılan bir çift kol, sağa düşen bir çene. Teslimiyet halinde bir insan yavrusu. Bir süre, ne kadar olduğu belli değil ama, başkasının uykusunu soyunup kendimizinkini giyinebiliriz.

Biz onlarız. Her doktor kontrolüne bir sınava gider gibi gidenler. Tartıya konulan bebek, hızla değişen sayılar. Bu ay kilo aldı mı? Kaç kilo aldı? Almadıysa, sokak aralarında ciğerini deldikleriniziz. “Zayıf biraz bu çocuk. Sütün kilo aldırmıyor mu?” Ve ötesine geçtikleriniziz. “Aaa, yürümedi mi? Daha konuşmaya başlamadı mı?

Her gün sayısız bilgi bombardımanı akar üstümüze. Sanki herkes, her kitap, her sosyal medya hesabı bizden daha iyi biliyordur ne yapmamız gerektiğini. Bilgiler çelişir, fikirler değişir, yollar kaybedilir, kafalar eski türk filmlerindeki rüya sahneleri gibi bulanıklaşır. İşte tam o anı kollayıp yanına yaklaştıklarınızız, “Neden ağlıyor ki bu çocuk? Ciddi bir hastalığı mı var yoksa?

Sorularınız gaz bombaları gibi biliyor musunuz? Onları hep en doğru anda atıp atıp kaçıyorsunuz. Göz yaşartıyorlar, korku salıyorlar, bizi koşa koşa uzaklaşmak zorunda bırakıyorlar. Dünyada bizim için en değerli canlının hasta olabileceği ihtimalini küt diye önümüze koyuverdiniz işte. Bu olasılıkla soğuk bir odada oturuyoruz. Nasıl baş edeceğiz? Canım, o da bizim sorunumuz. Değil mi?

Biz onlarız. Bebeklerin ağlama krizlerine girmediği, annelerinin omuzlarında huzurla uyuduğu reklam filmleriyle besledikleriniziz. Ve kaka yapan bebeklerin yalnızca komedi unsuru olduğu filmlerle. Tabii bir de annelerin her şeyi eksiksiz yaptığı, çocuğuna asla öfke duymadığı romantik komedilerle. Midemiz bozuldu, bizi iyi edecek ilaç bulunamıyor. Tek çare onu iyice yıkamak ve gerçek filmler yapmak. Hani kadınların en az beş dakika boyunca camdan dışarı boş boş baktığı filmler var ya. Hayat gibi. Onlardan.

Her şeyin ne kadar hızlı bir değişim halinde olduğunu mu anlamak istiyorsunuz? Bize sorun. “Bir şeyin zamanının gelmesi” diye dilinize pelesenk olan o cümleyi de. Yerde, zar zor emeklerken sadece zamanı geldiği için aniden tutunup iki ayağı üzerine kalkan bir çocuğu çağıran o şarkıyı… Sorun, mırıldanalım size. Bir canlıya yeterli alanı, ışığı, ilgiyi sunduğunuzda onun o boşluğu, kendi dansıyla nasıl doldurduğunu sorun mesela.

Ya da onun gözlerine bakmayı. Aydan dünyaya bakan Armstrong’un gerçekten ne düşündüğünü hiç bilemeyeceğiz ama kendi doğurduğunun gözlerinde dünyayı görmenin nasıl bir dehşet ve güzellik olduğunu bizden öğrenebilirsiniz. Bir daha asla, ona bakmadan önceki kişi olamayacağınızı anlatabiliriz size. Nasıl söylesek? Evrenle birlikte genişliyoruz an be an. Varoluşun nabzı gümbür gümbür atıyor resmen avuçlarımızda. Derken bir su olup akıyor, geriye ne kadar anlık ve uçucu olduğunun burukluğu kalıyor. Her şey aynı, her şey değişim halinde.

Üşüyor mu? Emiyor mu? Neden ağlıyor?” soruları, size o meşhur “hayatın sırrı”nı vermeyecek. Ama yukarıdaki soruları bir deneyin, sizi şaşırtabiliriz.

Bana ulaşmak isterseniz, buradayım: Instagram.com/aliceinlatinland

İlginizi çekebilir: Kaybettiğin sesini yollarda bulmak: Şamanla konuşma

Bengisu Gencay: Güney Amerika'da hayatın yalnızca akılla açıklanamayacağını keşfettikten sonra kitabı Zem Sesini Arıyor'u tamamladı. Kitap, Epsilon Yayınları'ndan çıktı ve beğeniyle karşılandı. Hikayeleştirme ve içerik pazarlama konularında kurumsal ve bireysel eğitimler veriyor. Bir yandan oğlunu bir yandan kurmuş olduğu, eğitim, danışmanlık, içerik ve proje geliştirme girişimi B-612 Story Lab'i büyütüyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale