Bizi hayatta güçlü kılan özelliklerimizin keşfi
Mümkün olsaydı hangi süper kahramanın gizli gücüne sahip olmak isterdiniz? İlk olarak gizli güçler dendiğinde izlediğimiz filmlerdeki okuduğumuz kitaplardaki kahramanların etkisinde kalarak sahip olmak istediğimiz gücü düşünürüz. Bununla beraber bu isteğin hayalin arkasında, içinde bulunduğumuz durumda hissettiklerimizin, pişmanlıklarımızın, acılarımızın etkisi de yer almaktadır. Bazen çevrenizdekileri bulunduğu çaresiz durumdan kurtarma isteği bazen de kendimiz için bir şeyler yapma isteğinden kaynaklanır. Çünkü süper kahramanlar güçlerini kullanarak olumsuzlukların, kötülüklerin, imkansızlıkların üstesinden gelebilirler.
Gerçek hayatta da aslında hepimiz gizli güçlere sahibiz. Bizi güçlü kılan özelliklerimiz erdem ve karakter güçleridir. Binlerce yıl öncesinde erdem ve karakter güçlerimiz Aristoteles,
Platon, Sokrates gibi filozoflar tarafından tartışılmıştır. Aristoteles ‘İyi bir yaşamın erdemli davrandığımız bir yaşam olduğunu ve pek çok erdemin, alışkanlıklarla, yani onları yaşamımızda kullandıkça ortaya çıktığını ve geliştiğini’ söyler.
Christopher Peterson ve Martin Seligman pek çok felsefi yapıtı inceleyerek, farklı kültürlerden ve yaş gruplarından insanlar Üzerinde yapmış oldukları bilimsel araştırmada doğuştan getirilemeyen ve yaşamda doyum almayı aracılık eden erdem ve karakter güçlerinin olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu erdem ve karakter özelliklerini şöyle sınıflandırmıştır: Adalet, aşkınlık, bilgelik, insaniyet, ölçülülük ve yüreklilik.
Adalet erdemi, adil olma, eşitlik liderlik ve sosyal sorumluluk yani çevremizdekilere faydalı olabilme karakter güçleridir.. Aşkınlık erdemi, evren ve varlıklarla bağ kurabilme ve yaşamda anlam bulabilmeye yönelik, güzelliğin ve estetiğin farkında olma, mizah özelliğine sahip olma, ruhaniyet, umut edebilme ve minnet duyma güçlerimizdir. Cicero ‘Minnet sadece erdemlerin en büyüğü değil diğer hepsinin ebeveynidir’ demiştir.
Bilgelik, bilgi edinmeyi ve bilgiyi kullanmayı destekleyen erdemdir. Bilgelik, açık fikirlilik geniş bakış açısı, merak, öğrenme sevgisi ve yaratıcılık gibi karakter güçleridir. İnsaniyet, başkalarına yardım etme ve iyi insan ilişkileri kurmaya yönelik erdemdir. Nezaket, sevgi sosyal zeka yani kendinin ve başkalarının hislerinin farkında olma, empati yapabilme ve farklı ortamlara uyum gücüdür. Ölçülülük ise aşırıya kaçmayı engelleyici ve koruyucu özelliklerdir. Bunlar alçak gönüllülük, bağışlayıcılık, özdenetim ve tedbirlilik gibi güçlerdir. Yüreklilik erdemi, hedeflere ulaşma yolunda korku ve içsel veya dışsal engeller karşısında gösterilen iradeye yönelik erdemdir. Azim ve kararlılık, canlılık, cesaretlilik, doğruluk, dürüstlük güçlerimizdir. Örneğin kimsenin cesaret gösteremediği durumlarda cesaret gösterebilir, böylece yürekli olma gücümüzü ortaya koyabilir buna ek olarak sıklıkla nazik davranışlarda bulunarak nezaket göstermenin çok zor olduğu durumlarda bile nezaket gücümüzü ortaya koyabiliriz. Umut ve sevebilme kapasitesinin büyüklüğü de gizli bir güçtür. Umutlu olmanın zor olduğu durumlarda bile umudunu kaybetmemek ve pes etmemek, her şeyde sevilebilecek bir yan arama gücü kişinin sevebilme kapasitesinin büyüklüğüyle alakalıdır.
Ancak bu tür özelliklerimizi karakter gücümüz diyebilmemiz için, onların çok çeşitli davranış, düşünce ve duygularımızda mevcut olması ve pek çok ortamda ve zamanda kullanabilmeyi gerektirir. Bu güçleri kendimizin ve başkalarının iyiliğine hizmet etmesi ve kendimize, ayrıca başkalarına da zarar vermeyecek şekilde kullanılıyor olması gerekir. Ve en önemlisi bu güçleri kullandığımızda kendimizi iyi hissetmeliyiz.
Karakter güçleri üzerinde yapılan araştırmalar, bu güçleri yaşantımızın farklı alanlarında kullanmanın yaşam duyumuzu ve mutluluğumuzu arttırdığını gösteriyor. Ayrıca bu güçleri kullanmak, iş yaşamında da performansımızı ve başarımızı arttırıyor. İlişkilerimizde daha mutlu olmamıza yardımcı oluyor.
Peki siz erdem ve karakter özelliklerinize baktığınızda, onların daha somut yansımaları olan güçlerimizden hangilerinin yaşantınızda sıklıkla kullandığınızı düşünüyorsunuz?
Bu güçlerin pek çoğuna sahip olmak bizi mutlu ve başarılı kılabilir. Bununla beraber bunlar, geliştirilebilir ve etki alanı arttırabiliriz. Yeteneklerimizi, bilgimizi, güçlerimizi en iyi şekilde kullanmak hem kendimize hem de bizden başkalarına fayda sağlamak ve dünyanın gelişimine katkıda bulunmak bizim varoluşumuzun temel amaçlarından. Bunun için önce kendimizi geliştirmemiz gerekli, sonra dünyayı.
Margaret Mead’in dediği gibi ‘Düşünceli kendini adamış küçük bir topluluğun dünyayı da değiştirebileceğinden asla şüphe duymayın.’
İlginizi çekebilir: Zor zamanların yol arkadaşı ruhsal rehberlerimizi nasıl buluruz?