Yataktan kalktığınız zaman ‘’Bugün çok stresliyim, günü nasıl bitireceğim?’’ düşüncesiyle dürtüklendiğiniz oldu mu? Eğer bu soruyu başınızı yukarı aşağı sallayarak cevapladıysanız, insanın en basit savunma mekanizmasını deneyimlemiş olduğunuzu belirtmek istiyoruz. Stres, insan vücudunun ve zihninin uyarılmış bir pozisyona geçmesini sağlayan önemli bir duygu olarak tanımlanıyor. Bu duygu, genellikle insanın halledemeyeceğini düşündüğü bir durum ya da tehlike ile karşılaştığı zaman kendisini gösteriyor. Vücut sıcaklığının yükselmesine, nefes alışverişinin hızlanmasına ve kalbin hızlı bir şekilde atmasına neden olan stres, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına yol açıyor.
Her ne kadar stresin olumsuz sonuçlar doğurabildiğini belirtmiş olsak da stressiz bir hayatın var olmadığını da vurgulamalıyız. Küçük ya da büyük bir karar alınacağı zaman beliren stres duygusu, her alanda elimizi tutuyor diyebiliriz. Örneğin, çalışan bir insan yetiştirilmesi gereken mesleki bir görevi düşünürken veya bir üniversite öğrencisi yüksek almak istediği vizeye çalışırken stresle karşılaşabiliyor.
Olumlu stres, doğru kararın verilmesine ve yapılması gerekenlerin uygun bir şekilde halledilmesine yardımcı oluyor. Anlayacağınız, bazı zamanlarda stresli hissetmek o anı iyiye evirmek için bir kapı aralıyor. Bir de olumsuz stres kavramı bulunuyor. Olumlu stresin tam tersi olan olumsuz stres, insanların hayatını zindana çeviriyor ve yaşam standartlarını düşüşe geçiriyor. Bu noktada, herhangi bir patolojik durum olmaması durumunda olumlu stresin olumsuza ve olumsuzun da olumluya çevrilmesinin tamamen bireyin kendi elinde olduğunu belirtmek istiyoruz.
Toksik stres nedir?
İnsan hayatında stresin varlığının hissedilmesi çok önemli fakat bu durum süreklilik ve sabitlik kazanırsa sağlıksız bir yola girildiği söylenebilir. Stresin sürekli ve sabit bir duyguya evrilmesine toksik stres deniyor.
Fiziksel ya da psikolojik bir tehditin hissedilmesi durumunda kortizol olarak bilinen stres hormonu salgılanır. Bu hormonun salgılanmasıyla da sempatik sinir sistemi aktif hale gelir. Eğer hissedilen stres etkilerine yönelik bir koruyucu kendisini belli etmezse sempatik sistemin aktifliği süreklilik kazanır. İşte, bir süre sonra beyne zarar vermeye başlayan bu süreklilik de toksik stres kavramının bilimsel halidir.
Toksik stresin belirtileri nelerdir?
Bilim dünyasında önemli bir yer kaplayan toksik stres, çeşitli durumlarla kendisini somut bir şekilde gösterebiliyor. Bu belirtilerin başında sık sık benlik üzerine düşünme durumu yer alıyor. Bununla birlikte, sağlıklı insan ilişkilerinin kurulmasının zor bir hal alması, agresif tavırlar, dürtü kontrolü, çeşitli psikolojik vakaların içinde bulunma, obezite ve diyabet gibi sağlık problemleri ve sürekli alkol tüketimi gibi sağlıksız aktivitelere yönelme de toksik stresin diğer belirtileri olarak biliniyor.
Stres neden ‘toksik’leşir?
Olumlu sonuçlarla hayat standartlarını yükseltebilen stres, bazı durumlar ve olaylar sonucunda toksikleşebiliyor. Bu toksikleşme durumu, genellikle çocukluk döneminde başlıyor ve yetişkinlik çağında belirtilerini daha net bir şekilde gösteriyor.
Uzmanlara göre, bir çocuğun küçükken ebeveynleri tarafından hem maddi hem de manevi açıdan ihmal edilmesi toksik stresi başlatan bir numaralı faktör. Ayrıca, cinsel istismar, duygusal istismar, ekonomik sıkıntılar ve şiddet gibi durumlar da toksik stresin altında yatan diğer sebepler arasında bulunuyor.
Toksik stres için uygulanabilecek çözümler
Her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi toksik stres için de uzman kişilerden yardım istemek en önemli çözüm olarak biliniyor. Tabii, bu çözümle birlikte bireyin kendi başına atabileceği adımlar da var.
Öncelikle, toksik stresle baş etmeye çalışan bir kişinin sağlıklı bir hayat tarzı benimsemesi gerekiyor. Bu noktada yeteri kadar uyumanın, egzersiz yapmanın, çeşitli hobiler edinmenin ve dengeli ve düzenli beslenmenin önemini vurgulamak istiyoruz. Bunlarla birlikte, toksik stresi yenilgiye uğratmak adına her zaman pozitif bir tutum sergileyen insanlarla ilişki kurmanın kritik bir pozisyonda yer aldığını da belirtmeliyiz. Son olarak, kontrolsüz hissetmenin stresi körükleyebileceğini ve her şeyin kontrolümüz dahilinde olmadığını sizlerle paylaşmak istiyoruz. Unutmayın ki, kontrolümüz dışında gerçekleşen şeyler üzerine kafa yormak bizi toksik strese yaklaştırıyor. Bu yüzden, kontrol edebileceklerimize ve geleceğe odaklanmamız gerekiyor.
Daha fazla öneri ve ipucu için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz: