Biseksüellikle ilgili bilimsel gerçekler
Biseksüellik birçok kişi tarafından yanlış anlaşılan bir cinsel yönelim. Biseksüellikle ilgili efsaneler ve stereo tip hikayeleri dolaşıp duruyor.
Uplifers olarak biz de biseksüellikle ilgili bilimsel açıklamaları derlemek istedik:
1. Biseksüellik diye bir şey vardır ve bu eşcinsellikle aynı şey değildir
Birçok insan biseksüelliğin varlığını inkar ediyor ve kendisini biseksüel olarak tanımlayanların aslında ya gey ya da lezbiyen olduklarını düşünüyor. Oysa birçok bilimsel çalışma, biseksüelliğin belirgin bir yapısı olduğunu gösteriyor. Bu görüşü destekleyen araştırmalardan birinde, katılımcılara bazı erkeklerin ve kadınların fotoğrafları gösterilip gizlice her bir fotoğraf için ne kadar süre harcadıkları kaydedildi. Araştırmanın sonunda biseksüellerin hem kadınların hem de erkeklerin fotoğraflarına aynı süreyi ayırdığı, gey veya lezbiyenlerin ise kendi ilgi duydukları cinse daha çok süre ayırdığı tespit edildi. Bir başka araştırmada ise biseksüel erkeklerin her iki cinse yüksek oranda cinsel uyarılma hissederken, gey erkeklerin sadece erkeklere karşı bu uyarıyı hissettikleri ortaya çıktı.
2. Kendini biseksüel olarak tanımlayan erkeklerin sayısı kadınlara göre daha fazla
ABD’de yapılan birçok araştırmanın sonunda kadınların erkeklere göre kendilerini biseksüel olarak tanımlamaya daha yatkın oldukları anlaşıldı. Örneğin ABD Cinsel Sağlık ve Davranış Ulusal Araştırması‘na göre erkeklerin yüzde 2,6’si kendilerini biseksüel olarak tanımlarken, kadınlarda bu adam yüzde 3,6. Bu oran aynı zamanda biseksüelliğin toplumsal kabulünün kadınlar arasında daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bunda kadınların cinsel esnekliğinin daha yüksek olmasının etkisi büyük. Ayrıca son yıllarda kendini biseksüel olarak tanımlayan kişilerin sayısında da bir artış olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu artış, biseksüelliğin kendisinin değil, bu kimliğin kabul edilmesini sağlayan esnekliğin artışını simgeliyor.
3. Biseksüeller, heteroseksüeller kadar gey ve lezbiyenlerin de önyargılarına maruz kalıyorlar
Biseksüeller sık sık önyargıların hedefi oluyor, özellikle de biseksüel erkekler buna maruz kalıyor. Bu önyargılar sadece heteroseksüellerden değil, gey ve lezbiyenlerden de geliyor. Örneğin hem gey hem de heteroseksüeller biseksüel kişilerden duygusal olarak etkilenme ihtimallerinin düşük olduğunu söylüyor.
4. Biseksüellerin cinsel yaşamı herkesinkinden daha hareketli değil
Biseksüellerle ilgili en sık karşılaşılan yargılardan biri de çok hareketli bir cinsel hayatları olduğu. Oysa 2007’de Archives of Sexual Behavior‘da sonuçları yayımlanan ve 200 bin kişinin katıldığı bir araştırmaya göre biseksüellerin cinsel hayatının diğerlerinden pek bir farkı yok. Hatta 7 üzerinden puanlanan cinsel yaşam hareketliliği oranlarında heteroseksüellerin sonuçları 5,47, geylerin 5,26, biseksüellerin ise 5,28. Kadınların sonuçları ise heteroseksüeller için 4,51, lezbiyenler için 4,60, biseksüeller için 4,91.
5. Biseksüel olmak illa ki hem kadınlardan hem erkeklerden aynı şekilde etkilenmek anlamına gelmiyor
Biseksüel olmak, kadınlardan ve erkeklerden etkilenme kapasitesine sahip olmayı ifade ediyor. Ancak bu etkilenme eşit güçte olmak zorunda değil. Araştırmalar da biseksüel erkeklerin bir cinse diğerinden daha fazla cinsel uyarılma hissettiğini gösteriyor. Aynı şekilde biseksüel kadınların da tüm cinslere eşit cinsel uyarılma hissettiğini söylemek mümkün değil.
Kaynak:
Lehmiller.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Az bilinen cinsel yönelimleri tanıma kılavuzu
Toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıkabilmek cesaret ister… Eşcinsel olmasanız bile!