dummy

Birlikte oynayalım mı?

Likya Yolu MaratonuLikya Yolu Maratonu

Ufaktan karnıma ağrılar girmeye, merakım beni öteye, beriye sürüklemeye başladı. Daha 2.5 ay var ama Runfire heyecanıyla dopdoluyum şimdiden. Likya Ultra Maratonu’ndaki çılgınlıklardan sonra bakalım Kapadokya’da neler bekliyor olacak bizleri?

dummydummy

Likya Yolu Ultra Maratonu  bir yarış ya da koşu değil, okul oldu benim için; kendime ve sevdiğime yakınlaşma, hoşlanmadığım takıntılarımdan uzaklaşma okulu. Bir de çaktırmadan çocukluğa dönme yolu. Çocukken yaşadıklarını özleyen, yaşamadıklarına üzülenlerin yeri arazi koşuları bence.

11
Arazide uzun uzun koşarken, çocukken sevdiğim oyunları tekrar oynuyor gibiyim.

O kadar çok oyun alanı/malzemesi var ki oralarda! Daha önce de anlatmış olduğum gibi, ben “Evladım artık içeri gir” kuşağındanım ve arazide uzun uzun koşarken sevdiğim oyunları tekrar oynuyor gibiyim.

Seke seke en uzaktaki kareye

Seksek oynarken amaç hep bir ilerideki kareye sıçramak, sonuna kadar gidebilmek, hedefe ulaşabilmektir ya hani. 1, 2-3, 4 ve hop 5. En fazla sıçrayan itibar kazanır, arkadaşlar arasındaki yeri artık başkadır. Arazide koşarken de aynı şey olur; ‘Şu yokuşu da çıkayım, hele bir tepeyi aşayım sonrası iniş. Aman mis.’ sesleri dönüp durur kafanda. Adımını bir sonraki kareye atabilmek için büyük bir arzu duyar, geçtiğin her zorlukla birlikte biraz daha huzura kavuşursun.

Seksek oynarken amaç hep bir ilerideki kareye sıçramak, sonuna kadar gidebilmek, hedefe ulaşabilmektir.

Elim sende, yakalandın

Koşarsın koşarsın, arkada bir sürü kişiyi bırakırsın. Sonra selfie’ydi, manzaraydı, çiçekti, böcekti derken bir de bakmışsın hepsi geçivermiş seni tek tek ebeleyerek. Umurunda olur mu olmaz, tüm biriktirdiklerinin yanına kâr kalacağını bilir, hiç ama hiç dert etmezsin geçip gidenleri.

Daha neler neler var da çok anlatmayayım, belki gelip yaşamak istersiniz, kendi oyunlarınızı kurarsınız diye düşündüm.

Likya Yolu Ultra Maratonu 2015

‘Ultra Maraton’ tamlaması korkutmasın sizi, hem Runfire Kapadokya hem de Likya’da sadece 20 km, “Uzun uzun kalamam ama gelmişken de sıkı bir mesafe koşayım” derseniz 100 km, her şeyin keyfini çıkartmak için 6 gün, takım halinde yarışmak isterseniz 4 gün, challenge’a doymak için de 6 gün boyunca tüm yiyecekleriniz, kıyafetleriniz, çadırınız ve uyku tulumunuz çantanızın içindeyken ‘gerçek anlamda’ ultra maraton koşabilirsiniz. Karar sizin, ben sadece; ‘Mutlaka deneyin.’ derim.

Sorunuz olursa şuradayım: kivergu@gmail.com

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg
İlgili Makale
whatsapp