Birlikte oynayalım mı?
Ufaktan karnıma ağrılar girmeye, merakım beni öteye, beriye sürüklemeye başladı. Daha 2.5 ay var ama Runfire heyecanıyla dopdoluyum şimdiden. Likya Ultra Maratonu’ndaki çılgınlıklardan sonra bakalım Kapadokya’da neler bekliyor olacak bizleri?
Likya Yolu Ultra Maratonu bir yarış ya da koşu değil, okul oldu benim için; kendime ve sevdiğime yakınlaşma, hoşlanmadığım takıntılarımdan uzaklaşma okulu. Bir de çaktırmadan çocukluğa dönme yolu. Çocukken yaşadıklarını özleyen, yaşamadıklarına üzülenlerin yeri arazi koşuları bence.
O kadar çok oyun alanı/malzemesi var ki oralarda! Daha önce de anlatmış olduğum gibi, ben “Evladım artık içeri gir” kuşağındanım ve arazide uzun uzun koşarken sevdiğim oyunları tekrar oynuyor gibiyim.
Seke seke en uzaktaki kareye
Seksek oynarken amaç hep bir ilerideki kareye sıçramak, sonuna kadar gidebilmek, hedefe ulaşabilmektir ya hani. 1, 2-3, 4 ve hop 5. En fazla sıçrayan itibar kazanır, arkadaşlar arasındaki yeri artık başkadır. Arazide koşarken de aynı şey olur; ‘Şu yokuşu da çıkayım, hele bir tepeyi aşayım sonrası iniş. Aman mis.’ sesleri dönüp durur kafanda. Adımını bir sonraki kareye atabilmek için büyük bir arzu duyar, geçtiğin her zorlukla birlikte biraz daha huzura kavuşursun.
Elim sende, yakalandın
Koşarsın koşarsın, arkada bir sürü kişiyi bırakırsın. Sonra selfie’ydi, manzaraydı, çiçekti, böcekti derken bir de bakmışsın hepsi geçivermiş seni tek tek ebeleyerek. Umurunda olur mu olmaz, tüm biriktirdiklerinin yanına kâr kalacağını bilir, hiç ama hiç dert etmezsin geçip gidenleri.
Daha neler neler var da çok anlatmayayım, belki gelip yaşamak istersiniz, kendi oyunlarınızı kurarsınız diye düşündüm.
‘Ultra Maraton’ tamlaması korkutmasın sizi, hem Runfire Kapadokya hem de Likya’da sadece 20 km, “Uzun uzun kalamam ama gelmişken de sıkı bir mesafe koşayım” derseniz 100 km, her şeyin keyfini çıkartmak için 6 gün, takım halinde yarışmak isterseniz 4 gün, challenge’a doymak için de 6 gün boyunca tüm yiyecekleriniz, kıyafetleriniz, çadırınız ve uyku tulumunuz çantanızın içindeyken ‘gerçek anlamda’ ultra maraton koşabilirsiniz. Karar sizin, ben sadece; ‘Mutlaka deneyin.’ derim.
Sorunuz olursa şuradayım: [email protected]