Birisinin sizin için rahatsız edici hale geldiğini gösteren 3 işaret

Birisinden rahatsız olmaya başlamak, bir çocuğun fiziksel gelişimi gibidir. Bir ebeveyn, küçük çocuğunun her gün ne kadar büyüdüğünün farkında olmaz ancak sonrasında bir gün zaman içerisinde ne kadar büyümüş olduğunu görünce de şaşırır. Bu süreç insanlar arasında duygusal olarak da yaşanıyor ve olurken fark edilmemesine karşın oluşumu bittiğinde fark edilir hale geliyor.

Bu rahatsız edicilikten temel kastımız o kişiye karşı üzüntü ve kızgınlık hissetmek; özellikle de zamanla biriken kızgınlıktan bahsediyoruz. Çünkü bu rahatsız edicilikte pek çok duygunun bir karışımı vardır ve daha basit terimlerle ifade etmesi genelde zor olur.

Bu duruma sahip olup olmadığınızı görmek için dikkat edebileceğiniz bazı işaretler var:

Sizi normalde rahatsız etmemesi gereken şeyler konusunda sık sık çileden çıkarsınız

Bir insana batmaya başladığınızda en dikkat çekici şey ruh hali olacaktır. Yani ruh hali kızgın, sinirli ve hayal kırıklığına uğramış şekilde kalmaya devam edecektir. Duygulardan kurtulması zordur ve birisini hedeflemeseler bile ortada kalmaya devam edebilirler.

Son birkaç gündeki kendi ruh halinize bir göz atıp her gün ne kadar memnun ve pozitif hissettiğinize dair 1-10 arası küçük bir anket yapabilirsiniz. Eğer kendinize karşı dürüst olursanız ve ortalama puan düşük olursa, bu açık bir işarettir. Bir diğer ölçüm yöntemi ise daha belirsizdir. Son birkaç günü düşünün ve aşağıdakileri yapıp yapmadığınızı kendinize sorun:

  • Kızgın veya çileden çıkmış bir e-mail veya sesli mesaj göndermek
  • Kişisel veya profesyonel hayatta herhangi bir sözlü çatışma yaşamak
  • Araba sürerken, çalışırken ve başka işler yaparken bir yabancıya karşı olumsuz duygusal tepkiler vermek
  • Birisinin söylediği veya sorduğu bir şeye şiddetli tepki göstermek

Eğer son birkaç günde bu davranışlardan herhangi birisini gerçekleştirdiyseniz ve bunları düzenli olarak yapma alışkanlığınız varsa, dikkatinizi vermeniz gereken bir sarmala girmiş olabilirsiniz.

En yakın ilişkilerinizde başkalarının sizi anlamadığını veya takdir etmediğini hissedersiniz

Kişi gücenmeye başladıkça kişisel ve profesyonel ilişkilerinin kalitesi düşmeye başlar. İlişkiler bir destek, cesaretlendirme ve açıklık kaynakları olmalılar, ancak gücenen kişi için ilişkiler çileden çıkaran ve tatmin etmeyen şeylerdir. Gücenen bireyler başkalarına karşı inanç ve güvenlerini kaybetmişlerdir ve bir ilişkinin verdikleri emeğe değmediğini çünkü kimsenin onlar için herhangi bir şekilde özen göstermediğini düşünürler. Bunun için kendinize 1-10 puan arası puanlar vererek aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:

  • Romantik partneriniz tarafından ne kadar takdir edilmiş hissediyorsunuz?
  • Tekseniz, son sevgiliniz tarafından ne kadar takdir edilmiş hissettiniz?
  • Özellikle kızgınlık ve çileden çıkma konusunda çevrenizdeki insanlarla bu duyguyu paylaştığınızda bunu anlıyor ve değer veriyorlar mı?

Bu sorular ve ürettikleri sonuçlar önemli çünkü bunlar odaklanmanız gereken konu hususunda doğru bir yönlendirme yapacaklardır.

Asla gerçekten mutlu olmayacağınıza inanmaya başlarsınız

Mutsuzluğu dikkate aldığınızda onu genellikle depresyonla ilişkilendirirsiniz. Depresyonda mutsuzluk olduğu doğrudur ancak mutsuz bireylerin büyük kısmı depresyondan ziyade kızgınlık ve gücenme içerisindedirler. Bu gücenme süreci üzüntü ve kızgınlığın bir karışımıdır ancak aynı zamanda kişinin hayat boyu sahip olduğu hayal kırıklıklarının da bir birikimidir.

Kişi yanlış anlaşıldığı, göz ardı edildiği, özen gösterilmediği ve hatta silindiği ilişkiler ve durumlar dizisinin sonucunda pozitif ve umutlu hissetme yeteneğini kaybedebilir. Bu süreç oluştuğunda genellikle hayata dair bir ihanet hissi de ortaya çıkar. Kendine acımak ve kendini kurbanlaştırmak da geleceğe dair umutlar için çok az yer bırakır.

Gücenme ve rahatsız olmanın ötesine geçmek için eylem planı

Herkesin sahip olduğu duygulara sahip olmasının bir sebebi olduğunu anlamak önemli ve gücenmiş olan insanlar için de bu geçerli. Bu süreçte kendinizi değersiz ve takdir edilmemiş hissetmenin payı vardır ve bu genelde çok fazla durumda ve ilişkide ortaya çıkar ancak azar azar biriktikçe gücenen insan pes eder. Fakat kendinizi salmak yerine eyleme geçmek izole bir hayat ile bağlı bir hayat arasındaki farkı oluşturacaktır.

Aşırı düşünmek ve aşırı hissetme eğilimi bu gücenme sürecini tetikler ve bu nedenle bu ikisinden birisini yapmak eğiliminiz varsa dikkatinizi dağıtan üretken bir aktiviteye geçiş yapmanız sizi eyleme geçirecektir. Bir arkadaşınızı aramak, birlikte yaşadığınız kişiyle normalden fazla konuşmak, merakınızı belli edecek sorular sormak fayda sağlayacaktır. Doğası gereği huzurlu ve reflektif olan öz bakım uygulamalarınıza da başvurabilirsiniz, bunlar arasında yürüyüşler yapmak ve meditasyon gibi merkezi sinir sistemini yatıştıran şeyler bulunuyorlar. Son olarak size destek olacak bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşebilirsiniz.

Sonuç olarak birisine veya hayata karşı gücenme süreci gizli ve yavaş şekilde ilerler, oluşması esnasında tespit edilmesi zordur. Birkaç temel soruyu sormak arada bir ortaya çıkan kötü ruh hali ile daha ciddi duygusal gücenme arasındaki farkı anlamanıza yardımcı olacaktır.

Gücenme süreci rahatsız edicidir ancak gücenmenin kalıcı olmasına gerek yoktur. Hayata karşı yeni bir yaklaşım, yani eyleme geçmek, bunu azaltabilir ve geleceğe dair umutlarınızı onarabilir.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Partnerinizden uzaklaştığınızı gösteren işaretler

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!