Bireysel yükselişimizin önündeki engeller
“Başkalarını bilen akıllanır. Kendini bilen ise aydınlanır.” –Tao Te Ching
Dünya üzerindeki her bir bireyin kişisel yükselişi, kolektif yükselişimizi tetikliyor ve şuur sahamızı genişletiyor. Bilincimiz aydınlandıkça -yani Yüksek Benliğimize doğru genişledikçe- hayatı da üstat bilincinden yaşamaya başlıyoruz. Üstat bilincinde yaşamak ise, daha az direnç, daha az acı, daha az zorluk ve kalıcı mutluluk, sevgi ve doyum hali getiriyor hayatlarımıza. Peki, bireysel yükselişimizin önündeki engeller nelerdir? Gelin, yükselişimizin önündeki engelleri bir de sevgili Nil Gün’den dinleyelim;
1. Deneyime değil, peşinde koştuğumuz mutluluğa odaklanmak
Amaç, varılacak yer olduğunda yolculuk endişe, korku, kıskançlık gibi duyguların olumsuz ifadeleriyle zor ve yorucu, bazen çekilmez hale gelebiliyor. Mutluluk, haz ve doyum varılacak bir yer değil, yolculuğun ta kendisidir.
2. “Mutlu” duyguların kalıcı olacağı beklentisinde olmak
Hazzın, mutluluğun, coşkunun kalıcı değil, tüm duygular gibi geçici olduğunu idrak etmezsek, kendimizi doyumsuz bir yaşama mahkum etmek bunun doğal sonucu olur. Tıpkı ilişkilerde olduğu gibi, birisini kaybetmemek için ona sımsıkı yapıştığımızda onu kaybedeceğimizi de garantilemiş oluruz.
3. Geçmişte takılıp kalmak
Geçmişte takılı kalan şimdi’yi yaşayamaz. Duygular sadece an’da vardır. Zamandan ve mekandan bağımsızdır. Bilinçaltı çalışmalarıyla kişiyi geçmişteki olumsuz deneyimlerinden özgürleştirebilmek, duyguların daima şimdide olması sayesinde mümkündür. Eğer şimdiki an, geçmişin acı veren duygularıyla doluysa, o zaman kendimize hazzı, mutluluğu hissetme iznini veremeyiz.
4. Sabırsız olmak
Hazzı ve doyumu gerçekte yaşamak yerine hayallerimizde ve fantezilerimizde yaşamak ya da suni yollarla -hemen şimdi- onlara ulaşmaya çalışmak, gerçek duygularımızı maskeler. Bu da bizi kendimizden uzaklaştırır.
Hazzın doğası bağımsız ve özgür olmasıdır. Suni yollarla gelen haz, bağımlılığa dönüşür ve kişi haz maddesini arama ve ona ihtiyaç duyma boyutunda endişe yaşamaya başlar. (Buna günümüzde kullandığımız cep telefonları ve sosyal medya bağımlılığını da ekleyebilirsiniz)
5. Toplumsal koşullanma
İçinde yaşadığımız kültürün, toplumun, ailenin değerlerinin bizim öz değerlerimizle uyuşmaması durumunda, sosyal ve duygusal baskılara kolaylıkla boyun eğeriz ve kendi yolumuzdan ayrı düşeriz. Bu nedenle kendi öz değerlerimizi sorgulamak ve keşfetmek önemlidir. Eğer sorgulamazsak, yaşadığımız hayat bize doyum vermez.
Kişisel aydınlanma ve yükseliş yolculuğunuzda size çokça hizmet edecek olan Thetahealing, Regresyon ve Jean Adrienne Arınma Sistemi eğitimleri ve seansları, ve Healy frekans cihazı ile ilgili ayrıntılı bilgiye ve seminer takvimimize www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir, hediye çalışmalarımdan ve grup seanslarımdan faydalanabilmek için Instagram ve YouTube hesabımı takip edebilir ve her türlü sorunuzu [email protected] mail adresim üzerinden bana iletebilirsiniz.
Tekrar görüşünceye dek…
Sevgiyle kalın.
Kaynak: Duyguların Simyası (Nil Gün)
İlginizi çekebilir: Ne zaman şifalanırız, ne zaman şifalanmayız?