X

Birey olmaktan çok uzakta: Sınırlarımızı koruyamama sanatı

Neden mi iyileşemiyoruz? Kafamızın içinde çok fazla zaman geçirdiğimizden, zihnimiz başkalarının saçma sapan söylemleriyle fazlasıyla dolduğundan. Öyle anlar geliyor ki diyorum ‘kafam şimdi çatlayacak’, gerçekten taşıyor düşünceler kafamdan… Bir konuşsam negatiflik akacak dilimden, kapkara -ki aslında çok da pozitif bir insanım-, tabii kendime değil çevreme. Ah zaten ne çekiyorsam hep bu derdimden. Aman kimse üzülmesin, kimse alınmasın, kırılmasın derken ben oluyorum paramparça.

Takmayayım diyorum, olmuyor. Düşünmeyeyim diyorum, olmuyor. Hayat zaten zor, bir de ben kendim için daha da zorlaştırmayayım diyorum, yok o da olmuyor. Ve sebebi de aslında zihnimdeki susmayan sesler de değil, etrafımdaki kesilmeyen söylemler. Herkes ne çok seviyor arkadaş konuşmayı. Konuşsunlar tabii, konuşsunlar da keşke ne konuştuklarına da dikkat etseler biraz, özen gösterseler… Sözler bedava diye bu kadar har vurup harman savurmasalar.

Mevlana ne güzel demiş; bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Ama işte ne yapacaksın, ağzı olan konuşuyor, sen de duyuyorsun. Aslan burcunun hakkını veremediğim tek konu bu sanıyorum ki, kişisel sınırlarım. “Hayır” ne güçlü bir kelime oysa ki… Hayır ya duymak istemiyorum, diyemiyorsun, diyemiyorum. Hayır, sus çıkmıyor ağzımdan. Hayır bu seni ilgilendirmiyor, hayır ben böyle düşünmüyorum ve hayır, senin fikirlerin zerre kadar umrumda değil diyemiyorsun. Ama demek lazım. Öyle büyük bir hayır demek lazım ki, bir daha hayır demene gerek kalmasın. Yoksa anlamıyor insanlar, kimse bilmiyor ‘kişisel sınır’ falan. A pardon, herkes biliyor aslında da çoğu sallamıyor diyelim.

Şu Batı’nın iyi yönlerini almayı bir türlü beceremedik. Bak adamlar ne kadar bireysel. Alman usulü hesap ödeme var di mi, herkes kendi yediğini ödüyor, mis. 18 yaşında ne yapıyor Amerikalı gençler, ayrı eve çıkıyorlar, Avrupalı gençler ne yapıyor, dünyayı geziyor, aileleri de git diyor; git yavrum, git gör, gez, dolaş, öğren, kendi ayaklarının üzerinde dur, kendi kararlarını ver, kendin yaşa kendin öğren. İşte oralarda ağaç yaşken eğiliyor da ondan. Biz ne yapıyoruz ilkokul çağına gelen çocukların bile peşinde ‘aman yesin’ diye kaşıkla koşuyoruz, ayakkabı bağcıklarını bağlıyoruz, üniversite sınavına giren gençlere şurayı yaz, burayı yazma diyoruz… Ya da Fransızlar ne yapıyor, alan açıyorlar, imkan tanıyorlar, bağımsız yetiştiriyorlar çocuklarını. E durum böyle olunca da ülkemizde 40-50 yaşına da gelsen aslında ‘birey’ olamıyorsun. Hep bir bağlılık, hep bir boyunduruk. Yazık.

Sonra bir birey olmayı bile başaramamış herkes, alışıyor o boyunduruk haline. Tatlı geliyor, konfor alanı ne de olsa… Bilinen, bilinmeyenden iyidir kafası. Aslında kötü de olsa tanıdıktır, sürprizsizdir. İyi geliyor bu his onlara. Ancak zamanla, bu konfor alanı içinde yaşamanın getirdiği rahatlama duygusu yerini huzursuzluğa ve hayal kırıklığına bırakacak… Bunu fark edenler için hala umut var, aksi halde o sınırların ihlal edildiği anlarda bile sesini çıkaramayan her birey, kendi özgürlüğünü ve haklarını yok saymış olmanın acısını derinden hissedecek. O zamanında demediği ‘hayır’lar canını yok yakacak.

Yanmasın canlarımız, parça parça olmasın kalbimiz, dilimizden kötü sözler akmasın. Herkes, herkesi bi’ bıraksın. İsteyen, istediği yerden anlasın ama ben şunu ekleyeyim, lütfen herkes önce kendi hayatına, kendi kararlarına, kendi eylemlerine baksın. Bırakın, bir başkası ne yapıyorsa yapsın. İster çok yakınınız ister uzak bir tanışınız olsun, kalbiniz kırılmasın istiyorsanız siz de kalp kırmayın ve siz de bir birey olarak saygı görmek istiyorsanız, başkalarının da birey olmasına izin verin. Ve son hatırlatma, ‘hayır’ demeyi öğrenin. Neye, kime, ne için olduğu fark etmez. Senin aklına yatmıyorsa, hayır de ve geç. Bırak o ‘birey’ kendine başka evetler bulsun ya da bulmasın. O senin konun olmasın, sen de onun. Herkes baksın kendi yaşam yoluna, bu kadar basit aslında.

İlginizi çekebilir: Zaman hiç mi yok, yoksa bize mi kalmadı?

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale