Biraz da ‘Green Up’ diyelim mi?
Bir süredir Pleasure Up ve Feel Up kategorilerinde yazılar paylaştığıma, kendimi iyileştirdiğime, hayattan zevk alıp, kendimi daha iyi hissettiğime göre şimdi yeniden doğaya karşı sorumluluklarımı hatırlamaya ve tıpkı eski günlerde olduğu gibi bunun için adımlar atmaya geldi sıra.
Uzun zamandır (hem de oldukça uzun) ne ecomindcyprus hesabımla ilgileniyordum ne de doğaya karşı görevlerimi eski ayarında yerine getiriyordum. Elbette plastik tüketiminden uzak durup, geri dönüşümü yapılabilen çöplerimi ayırıyordum ayırmasına da, bundan birkaç sene öncesine kadar plaja bile gittiğinde plastik bardakta içki almamak için kendi bardağını ve metal pipetini yanında götüren, atık yiyecekleri bahçesinin toprağına gömen, reçelinden ekmeğine yapabildiği her gıdayı evinde kendi hazırlayan, mevsimsel sebzeleri ekip kendisi yetiştiren, temizlik malzemelerini dahi kendisi hazırlayan, ileri dönüşüme gönül vermiş ve doğaya karşı daha bir çok görevini yerine getirmeye çalışan biri için yalnızca plastik tüketmemek oldukça sıradan bir durum olsa gerek.
Özellikle son 1.5 yıldır sanırım birçoğumuzun hisleri gibi dünyaya ve hayata karşı bir umursamazlık sarıp sarmalamıştı ruhumu. Dünyada yaşananlar, sebepsiz yere hayatını kaybeden canlar, savaşlar, doğa katliamları, büyük şaşkınlık yaratarak başa gelen ‘liderlerin’ ülkeleri yönet(eme)mesi gibi gibi…
Ben de bu sebeplerden olsa gerek boş vermişim dünyaya şarkısında yaşıyordum adeta.
Peki ne oldu da birden hatırladım, birden kendime gelmem gerektiğinin farkına vardım diye sorarsanız, iyileştim diyebilirim sanırım. Ve dedim ki, şimdi doğayı iyileştirme zamanı. Kendi adıma yapabileceklerimi hayata geçirme zamanı. Yalnızca benim için değil, aslında en çok da dünya için büyük bir adım atma zamanı!
Doğa dostu paylaşımların yer aldığı ecomindcyprus Instagram sayfamda son iki paylaşımımı bu sene Ocak başı, ondan bir öncekini ise geçen sene Ağustos ayında yapmışım, yani neredeyse 1 yıl önce. O zamandan bu zamana neler neler değişti hayatımda ah bir bilseniz…
Ama değişmeyen bir şey var ki, o da söylemekten asla vazgeçmediğim, düşünmekten kendimi asla alamadığım şey, o da en büyük değişimlerin tek bir adımla başlıyor olması. Tıpkı kibrit çöpü görseli gibi ya da domino taşı, hatta belki de koyun sürüsü. Ama hep bir adım. Her zaman bir yerlerden birisinin başlatması gereken bir adım. Aslında tek ihtiyacımız olan o değil mi şu hayatta? Hep o şekilde olmamış mı tarih boyunca? Belki bir lider, belki bir aktivist ya da en basitinden bir dost, bir yakınınız ya da belki de siz…
Evet evet yanlış okumadınız. Neden çevrenizde bir akımı başlatan kişi siz olmayasınız ki? Neden bundan gocunasınız ki?
Nereden başlamanız gerektiğini düşünüyorsanız eğer, pandeminin henüz başlarında yazdığım yazılara göz atabilirsiniz. İnanın 2020 Mayıs’ta ‘Ve İnsan Doğaya Döner’ isimli yazımı yazdığımda ben de daha çok yeniydim bu konularda. Birkaç ay sonra ‘Dünyayı Sen Kurtaracaksın’ diye seslenmişim okurlarıma. 2021’in ilk ayında ise pandeminin başından beri yaptıklarımı anlatmışım. Size de ışık olursa ‘2021’de kendimize ve dünyaya verdiğimiz zararı en aza indirelim mi?’ adlı yazım, ne mutlu bana…
Son olarak Eco Mind Cyprus hesabımı anlattığım yazımı da bir gözden geçirirseniz belki bana hazırlayabileceğim paylaşımlar ile ilgili de fikirler vermek istersiniz 🙂
Sanırım en çok da bu yazımla ilgili yorumlar almak beni mutlu eder. Kim bilir belki sözleriniz ilham olur, başlarım yeniden Instagram için paylaşımlar hazırlamaya.
Doğaya döndüğünüz, onu sevip kolladığınız, sağlıklı günleriniz olsun.
İlginizi çekebilir: Hayallerin peşinde: Yazmak ve yaşamak