Silikon Vadisi’nin meşhur teknoloji şirketlerinden birinden genç bir çalışan, gördüğü kanser tedavisinin ardından bazı tetkikler ve rutin kontroller için fazladan izni istiyor.
Vietnam’da doğmuş ve ailesiyle birlikte ABD’ye yerleşmiş olan bir başka çalışan ise ayda bir kez izin isteyip o izin gününde de ailesinin yaşadığı Los Angeles’a gidip, babasının dükkanında çalışıyor ve böylelikle anne-babası bir gün izin alabiliyor.
İlgili yazı: İyi bir yöneticinin sahip olması gereken 7 özellik
İnsancıl yönü kuvvetli olan herhangi bir yöneticinin bu isteklere olumlu yanıt vereceği düşünülebilir. Ancak bazen Silikon Valisi’ndeki çalışanlar, bu isteklerini yöneticilerine söylemekten çekiniyor. Eğer masanın altında uyuklamıyorsanız, kendinizi o işe adamamış sayılırsınız. Silikon Vadisi’nin deyimiyle, bu kişilere “kapitalizm şehidi” deniyor.
Oysa herkes çalışanlarının ve iş ortaklarının sadece kendilerine verilen işleri yapmalarını değil, hem iş yerinde hem de iş yeri dışında mutlu olmalarını istiyor. Bu, maddi getirisi olmayan ve bir o kadar da asil bir davranış biçimi. Bu durum adlında insana Gary Vaynerchuk’un esprisini akla getiriyor. Rivayete göre bir risk sermayesi yönetimi üzerine çalışan bir kişi, yeni işinin değerini sorgularken “Bu harcamanın getirisi nedir” diye soruyormuş. En sonunda “Hiç annenin getirisinin ne olduğunu düşündün mü” sorusuyla karşılaşıp şaşırmış. Bir başka deyişle, bir şirketin tüm değerini hesaplamak mümkün olmuyor.
İlgili yazı: Yöneticiler için iş yerinde ağlayan bir çalışana doğru yaklaşım rehberi
Yöneticilerin, zor zamanlar geçiren çalışanlarına zaman vermek ve iş yerinin dışında da hayatın zenginliklerinin olduğunu göstermek için cesaretlendirmeleri gerekiyor.
Bir yöneticinin çalışanlarını yaratıcı ve bağımsız olmak için cesaretlendirmesi, pozitif sonuçlardan herkesin kendisine pay biçmesini sağlıyor. Yapılan son çalışmalar da bunu destekliyor.
Çalışanlarının üzerindeki baskıyı azaltmak ve korku sistemini yıkmak isteyen yöneticilere önerileri ise şu şekilde sıralamak mümkün:
– Nedenlerini konusunda net olun. Müşterilerinizin hangi ihtiyaçlarını karşıladığınızı ve kendilerini nasıl hissettiklerini düşünün.
İlgili yazı: Türk şirketlerinde, çalışanların insiyatif alma süreci ve yönetici baskısı
– Sadece veri girişi yapan bir eleman da olsa, eski bir girişimci de olsa herkesin önem verdiği şeyleri anlamaya çalışın. Bu çok sıradan gelebilir ama bu gerçeğin sık sık unutulduğunu aklınızda tutun.
– Size verene siz de verin.
– Sizden alana da verin. Ancak bu sefer daha mütevazı olun.
– İşinizle ilgili değerlerinizi paylaşan toplulukların arasına karışın ve onlarla sık sık bir araya gelmeye çalışın. Başkalarına elinizden geldiğince yardımcı olun. Bunun faydasını hemen görmeyebilirsiniz ancak buradan kümülatif bir sonuç elde edebilirsiniz.
Kaynak:
Harvard Business Review