“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” demiş şair. Benim de var ama öğrenmek yetmez, paylaşmak da gerekli düşüncesiyle başlıyorum bu yazıma…
Yazılarımı sizlerle buluşturma yolculuğum, Kendini Bulmak : Kuşun Kanatlarını Keşif Yolcuğu ile başlamıştı.
Ben de pek çoğumuz gibi kendimi arama, daha iyi hissetme yolculuğuna çıktım. Kendimi bildim bileli de kişisel gelişimime katkı sağlayacak her şeye ilgi duyarım. Okurum, okumakla kalmam kendime nasıl uygularım diye de kafa yorarım. Kafa yordukça daha çok çoğaldığımı, yaşamakta olduğum derin mutsuzluğun geçtiğini keşfetmeye başlamam eş zamanlı gelişti. Öyle ya, insanın en iyi dostu yine kendi değil mi? Yeri geldi en acımasız eleştirilerimi yine kendime yaptım, yeri geldi içimdeki kırılgan kız çocuğu ile yürüyüşe çıktım, onu dinledim. Karşıma aldım konuştum. “Ne istiyorsun?” dedim ona.
Kırılan yerlerine bakmamı istedi o kız çocuğu. En çok yara almış kısma eğildim ben de. Aldım o kırgınlıklarımı cebime koydum. “Derslerini aldın mı?” dedim o minik kıza. “Aldım” dedi. Yaralarını sardım, şefkatimi gösterdim ve ayağa kalk hadi dedim.
Ayağa kalktım ve yeni rotamı oluşturdum.
Bir gün o rotada giderken, bu sefer de daha güçlü ve olgun kadını aldım karşıma ve şunu sordum: “Pınar, bu hayatta neden varsın?” “Ne seni çok mutlu eder, yaşamına nasıl güzel katkılar sağlarsın, yaşamını nasıl daha zenginleştirirsin?” “Yolculuk bitmedi, zira yeni rotama henüz çıktım, neleri katarım da bu yolculuk keyifli hale gelir?” dedim.
Ve bu sorular, kozadan kelebeğe dönüşümde yeni bir pencere açtı. Ben kendimi keşfederken, başkalarına da dokunmalıyım diye düşündüm. Mutsuz olan her bireye gidip, “Nedir o güzel gözlerinin gülmemesini sağlayan sorun?” demek istiyorum dedim. Ve tüm bu iç seslerim bir gün bağırmaya başladı, hadi harekete geç artık diye!
İşte içimdeki kelebek, böylece koçluk yolcuğuna kanat çırpmaya başladı ve yolumu House of Human ile kesiştirdi. Eğitimlerimi alırken içimdeki kelebeğin daha hızla kanat çırptığını gördüm. Koçluğun öncelikle kendine yapacağın yolculuk olduğunu biliyordum, ama eğitimlerle bizzat şahitlik ettim.
Bu yolculuk öyle bir yolculuk ki, rotandan sapmak istesen de, sana ışıklı tabelalarla buradan yürümelisin diye yol gösteriyor.
Hayatımdaki negatifleri birer birer pozitife çevirmeye karar verdiğim bu süreçte, içimdeki günden güne kendini geliştirmeye hevesli küçük kırılgan kıza ve sonra da olgun, sorgulayan kadının benimle yaptığı sohbetlere müteşekkirim. Onlarla konuşmasaydım, yolumu aydınlatan bu muhteşem eğitimi alamaz, güzel insanlarla tanışamazdım.
Peki bitti mi keşfediş yolculuğum? Tabi ki hayır! Hani dedim ya yolum kesişti ve harika deneyimler edindim diye; işte tam da bu noktada, benim gibi düşünen, aldığı eğitimlerle önce kendine dokunan ve sonra toplum yararına neler yapabiliriz sorusuna çözüm arayan bir grup kelebekle Coach Talks çatısı altında bir araya geldik. Dedik ki, birlikte daha güçlüyüz! İşte, şimdi bu kelebekler kozalarından, ceplerinde hayalleri ve birbirlerinden aldıkları destekle çok daha güçlü, yeni yollara kırdı direksiyonu.
Hep beraber gelişmek, hep beraber üretmek için bir aradayız artık.
Ve yazıma, kıymetli hocam Nuri Murat Avcı’nın benim için başucu notu olan, her satırı çok önemli mesajıyla son veriyorum:
“Önce resmi hayal edeceksin, sonra da hayalini resmedeceksin. İmkansızı düşünüp mümkünden vazgeçmeyeceksin. Mükemmel için iyiden feragat etmeyeceksin. Önce iyi, sonra daha iyi ve en sonunda daha da iyi ve belki de mükemmel yapacaksın. Sonra bir bakmışsın kelebekler karşı kıyıda rüzgarlar estirmiş dalgalar yaratmış.”
Karşı kıyıda rüzgarlar estirip, dalgalar yaratmaya hazır kelebeklerle bir arada olmanın mutluluğu ile…
Takipte kalınız, bizimle olunuz…
İlginizi çekebilir: Kozadan kelebeğe: Her şey kendi gücünü keşfetmekle başlar