X

Bir varmış, bir yokmuş: Masallar gerçek olur muymuş?

Yeni yıl dileklerimi paylaşmıştım sizlerle… Hayal bile edemezdim tabii ki böyle başlayacağını. Bir yaprak dökümü ile çaldı kapımızı; ne yapacağımızı bilemedik, kelimeler kifayetsiz kaldı. Gözyaşı olduk; aktık da aktık. Sahiplenmek, birbirimize kenetlenmek ve daha da sıkı sıkıya sarılmaktı elimizden gelen sadece. “Bir varmış, bir yokmuş” döküldü dudaklarımızdan; ama biliyorum ki “masal”ı hep bizimle olacak…

Oysa masal mı, gerçek mi bilemediğimiz bir yere gitmiştik biz öncesinde. Tam yeni yıl arifesinde kendimizi Karaburun, İzmir’de bulmuştuk. Yağmur, çamur, soğuk demeden düşmüştük yollara. Nasıl da heyecanlıydık, çocukluk arkadaşım ve ben. İlk defa Karaburun’a gelmiştik. Kim bilebilirdi ki, rastlantılar ve gerçekten içten dilemek bizi “Zeytin Okulu” ile tanıştıracakmış meğer. İki şahane gün, masallarla dolacakmış meğer. Peki sizler de hazır mısınız, masal hafta sonunda bizim yoldaşımız olmaya?

“Zeytin Okulu” da neymiş ki? Karaburun’da yıkık dökük bir binanın; ev sıcaklığında, ana kucağında hissetmenizi sağlayan bir yere dönüştürülmesiymiş. İnsanların isteyince, birleşince, tamamen gönlünü katınca ne güzellikler oluşturabileceğinin kanıtıymış. Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin yuvasıymış. Dernek ile bizim yollarımız, Aralık ayındaki “Zeytince Masallar Buluşması”nda kesişmiş; iyi ki de öyle olmuş!

İnsanın nefesini kesecek cinstendi manzarası.

İşte biz bir Cumartesi sabahı Zeytin Okulu ile tanıştık. Mükemmel bir tepeden, güneşi selamlıyordu rüzgarlı bir günde. İnsanın nefesini kesecek cinstendi manzarası. Hele adımımızı içeriye atar atmaz; yepyeni güzel bir ailemiz daha olacağını anladık, ilk andan itibaren hissettiğimiz tam olarak da buydu. Kampın hazırlanması için emeğini koyan herkes, kollarını açmışlardı şimdi de bize. Sohbetler, muhabbetler, kaynaşmalar derken; artık başka diyarlara hep birlikte yolculuk yapmanın zamanı gelmişti.

Ellerimize sıcacık adaçaylarımızı alıp, kurulmuştuk bir güzel minderlerimize. Arkama yaslandığım anda gördüklerime inanamadım. Bir mekan düşünün ki; genci, yaşlısı, gezgini, köylüsü, şehirlisi hepsi bir arada. Heyecanlı gözlerle onları nelerin beklediğini merak ediyorlar, tıpkı küçük çocuklar gibi… Ne de olsa yıllar geçmiş, masal dinlemeyeli belli ki!

Ömrümüzde ilk defa Hint Masalı, Japon Masalı, Norveç Masalı dinlerken buluyoruz kendimizi.

Köyün dedesi önce selam ediyor, sonra başlıyor ilk masalını anlatmaya. Dinleyenlerin kimi kahkaha atıyor, kimi hayret ediyor, kimi gülümsüyor. İlk masal bitince “Bir daha!” sesleri yükseliyor gruptan, daha taa başından masalların tadı damaklarda kalıyor. Gözlerden ve yüzlerden okunan bir şey var ki, o da herkesin masalların dünyasına tekrar dönmekten çok mutlu olduğu!

Masallar masalları kovalıyor, ne şanslıyız ki birçok masal anlatıcımız var. Kimi dünya masallarını getiriyor bize. Ömrümüzde ilk defa Hint Masalı, Japon Masalı, Norveç Masalı dinlerken buluyoruz kendimizi. Kimi Anadolu Masalları ile çıkıyor karşımıza. Hepsinin paylaşım tarzları, masal tercihleri, anlatışları; o kadar biricik, o kadar kendilerine özgü ki. Ama hepsi masalları önce yaşıyor, sonra bize bu denli yaşatabiliyor belli ki. Dikkatimi en çok çeken ise, hepsinin gözlerinin içinin bile gülmesi. Hani o çocukken bol bol dinlediğimiz masalların büyüsü ruhlarına işlemiş sanki. Ve biz de onlarla birlikte büyülü serüvenlere yoldaş olmaya, masalsı günleri yeniden hatırlamaya başlıyoruz.

Hani o çocukken bol bol dinlediğimiz masalların büyüsü ruhlarına işlemiş sanki…

Görüyorum ki masallar da dünyanın kendisi gibi. Kötüler ve iyiler, çirkinler ve güzeller, fakirler ve zenginler var. Ne tamamen güllük gülistanlık, ne de tamamen bataklık. Bir tarafta prensler ve prensesler, diğer tarafta ise devler ve canavarlar. Gizli kalmış ormanlar, ulaşılması zor kaleler, uçsuz bucaksız çöller. Bazen zor sancılı günler, bazense kutlamalar şenlikler… En güzel gün de, en kötü gün de; öyle ya da böyle geçmiyor mu masallardaki gibi? Peki o kafamızdaki etiketlere ne demeli? Dev her zaman kötü mü olmalı, ya da orman her zaman karanlık? Farklı ve bilinmeyenden korkmak, onu kendimizden uzaklaştırmaya çalıştırmak tek çözüm yolu mudur? Yoksa daha güzeli mümkün müdür şu dünyada da?

Tam da bu sorgulamalar içerisindeyken, bir söz duyuyorum: “Masallar küçükleri uyutmak, büyükleri uyandırmak içindir.” Ne kadar da doğru diyorum; farklı çözüm yollarını keşfederken, masallardan neden ilham almayalım ki? Sevgiye aç sincap da, arkadaşını kandıran tilki de, taş kalpli kral da; hepsi biziz aslında. Oysaki masalların büyülü dünyasından sabır, emek, inanç, güven, adalet, aşk, koşulsuz sevgi ve daha nice güzellik; bugünkü yaralarımızın çoğuna merhem olabilir. Bugünümüzü bambaşka bir masala çevirebilmek için sihirli bir değneğe hiç ihtiyacımız yok; kesemize neleri ekleyip, kesemizden neleri çıkartabildiğimiz asıl önemli olan.

Masallar masalları kovalıyor, ne şanslıyız ki birçok masal anlatıcımız var.

İki büyülü gün boyunca, yüreğimizi sadece masallara açmakla kalmıyoruz. Masallarımıza tekerlemeler, hareketler, şarkılar ekliyoruz. “Başkaları ne düşünür, saçma görünür mü?” zırvalıklarını zamanla bir kenara bırakarak; çocuklar gibi şen oluyoruz. Zırhlarımızı, gardlarımızı, maskelerimizi düşürdüğümüzde; gönüllerimizi büyülü, ışık dolu bir yolculuğa açıyoruz. Her birimiz kendi masalımızın kahramanı oluveriyoruz bir anda! Güzellikleri kendimize çekmeye, etrafımızı sevgiyle çevrelemeye, paylaşmaya, çoğalmaya, ışımaya, şakırdamaya başlıyoruz adeta. Nasıl olmayı diliyorsak, ona dönüşmeye hazırız artık. Kimimiz minicik bir kuş, kimimiz güzel prenses, kimimiz rengarenk bir gökkuşağı, kimimiz de yufka yürekli bir dev… Artık biricik masallarımızın devamını yazmak bizlerin elinde!

Gözlerimin içi ışıl ışıl, gönlümün içi pır pır; vedalaşırken kısa bir süreliğine Zeytin Okulu ile, diyorum ki kendime: “Sadece mutlu sona ulaşmak için değil de, her anın kıymetini bilerek ve hayatımızı masala çevirmek için adımlar atmak; nasıl da heyecan dolu, şahane bir şey!

Zeytin Okulu etkinlikleri için; internet sitesini ya da Instagram hesabını takip edebilirsiniz.

Kendi masalının kahramanı olmuş, hep sevmiş ve sevilmiş; şimdi ise başka diyarlarda yolculuğuna devam ettiğine inandığım biricik kuzenim Hasan Soner Kıymaz’a… Hep kalbimizdesin!

 

İlginizi çekebilir:  Açtım kollarımı, yüreğimi; bekliyorum yeni yıl seni!Açtım kollarımı, yüreğimi;

Sinem Kocacan: Bir eylül sabahı Denizli'de gözlerimi açmışım dünyaya. Benim hayat yolculuğum küçük bir şehirden üniversite ile İstanbul'a taşınmış. Boğaziçi Uluslararası Ticaret'i tercih etmişim, yurtdışına açılan kapım olsun diye. Gerçekten okul benim bambaşka diyarlarla tanışmama vesile olmuş; gönüllü çalışma kampları, work&travel, değişim öğrenciliği... Hepsi beni insanların hikayelerine yoldaş yapmış. Sino derler bana, heyecan verenlerin peşinden koşarım hep; bol bol samimiyet ve gözlerinin içi gülen insanlar ise en sevdiklerim olur. Kendi dünyamı yaratmak, -meli -malı'lardan kurtulmak için bolca çabalarım. Yeni ve rengarenk olan beni kendine çeker; düşe kalka büyüyen, içindeki küçük kız çocuğunu yaşatmak isteyen biriyim ben. Kurumsal hayatta pazarlama yaparken, bir gün kendime başka yollar yaratma kararı aldım. Sırtçantamla Güney Amerika'nın altını üstüne getirirken, 30'unda Interrail yaparken buldum kendimi. Fark ettim ki yolda attığım her adım kendi özüme yaklaştırıyor beni. Hayat bana göre bir yolculuk; onu dolu dolu yaşamak içinse ihtiyacımız, o ilk adımı atmak ve fark etmeye başlamak. Yolculuklarımızla hep beraber büyümek ve hikayelerimizi birlikte paylaşmak dileğiyle.. Her şey gönlümüzce olsun.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale