Ön yargılar sürekli olarak davranışa yansıtılmasa da kişide oluştuğu andan itibaren düşünce olarak başkalarına karşı haksız ve yanlı bir tutum sergilemek olarak düşünülebilir. Ön yargılı birey özellikle kişiyi ilk gördüğü anda onda uyandırdığı izlenimler adı altında kişi hakkında bazı fikirler üretir. Bunlar olumlu fikirler olacağı gibi genellikle olumsuz düşüncelerdir.
“Çok suratsız biri gibi duruyor”, “Baksana bizi beğenmedi hiç iletişim kurmuyor” “Kesin ailesi çok şımartmış bunu” “Kilosu az olan insanlar fesat olur” “İyi birine benziyor ama göreceğiz” “Sürekli gülen kişiler aslında sinsidir”…
Bu ve benzeri cümlelerle bir yerlerde yolunuz kesişmiştir. Bireyin dış görünüşü, jest ve mimikleri yetmezmiş gibi bir de memleketi, dünya görüşleri ve kültürel değerleriyle ilgili de çok kolay ön yargıda bulunulmaya başlandı. Zihinde oluşan tüm bu ön yargılar ne yazık ki yenilerini doğurabiliyor ve bazen de önyargıların ayrımcılığa, taraf tutmaya sebebiyet verdiğini görüyoruz. Peki insanların zihninde başlayan bu ön yargı neden oluşuyor?
Ön yargıyı oluşturan sebeplerin en başında güvensizlik ve bununla bağlantılı olarak yaşanan anksiyete durumunun olduğunu söylemek mümkün. Yani, birey özellikle yeni tanıştığı insanlarla yakın temas kurmamak, bağlarını güçlendirmemek, zaaflarını karşıya yansıtmamak adına bir çeşit savunma mekanizması geliştiriyor ve ön yargılı oluyor. Böylece ön yargıları o kişi ile kendisi arasında bir mesafe oluşmasını sağlıyor. Anksiyete yaşayan kişi için ön yargılı düşünce ‘önceden tedbir almak’ kadar normal bir hal almaya başlıyor. Çünkü o kişi ile sonradan oluşan herhangi bir anlaşmazlık, uyumsuzluk durumlarında kendisinin daha önceden bu durumu hissettiğini söylemesi kaygısıyla baş etme noktasında bir çözüm yolu olabiliyor.
Kalıp yargılar da bireyin ön yargılı olma noktasında büyük önem taşıyor. Kişinin standardı dışında farklı bir yaşayışı ya da insanı değerlendirme noktasında kalıp yargılar devreye girebilir. Yaşamı boyunca küçük bir kasabada yetişmiş bir insan şehirdeki insanların çok tehlikeli olacağını söyleyerek ön yargılı davranmış olur. Kalıp yargılar kişinin zihninde zaman içerisinde şekillendiği ve oluştuğu için değiştirilmesi daha zordur.
Ön yargılı olmak bir noktada mesafeyi de beraberinde getiriyor ve bu durum ile baş etme noktasında ilk akla gelen önyargıların sadece psikolojik değil toplumsal olarak da aşılması gereken bir konu olduğudur. Çünkü toplum olarak gruplaşmaya, ayrışmaya, ötekileştirmeye, yarıştırmaya çok müsaidiz. Ve bu telaşe içinde zihnimizde birilerini bir şekilde elemek, rekabet etmek kaçınılmaz bir hal alıyor. Bu düşüncelerin aksine birliktelikten güzelliklerin geldiğini, farklılıklardan yeni şeyler öğrenebileceğimizi düşünmek, karşımızdaki insanın bizim için tehlike değil, bize olumlu ya da olumsuz tecrübe katacağını bilmek, en azından bu düşünceleri kabul etmek bile bir süre sonra ön yargı dozunu azaltmaya başlayacaktır.
İletişim: Instagram @klinikpsikologbetulcavlak
İlginizi çekebilir: İçinde bulunduğun zaman dilimi tekrar geri gelmeyecek: Anda mısın?