X

Bir spor aşığından: “Ulaşım aracım bugün bisiklet, yarın da bisiklet olacak”

 

Ulaşım Aracı Olarak Bisiklet Kullanmak

Bilen bilir; bir 7/11 vardı eskiden Harbiye’de. Onun yanından da Dolapdere’ye bir yokuş inerdi dik mi dik… (Hala da iniyor) Bir önceki bisikletimle vedalaşmam işte o yokuşun ucunda oldu. Ayrı noktalara uçmak suretiyle… Birkaç dakika öncesine kadar hiçbir şey yokken, tam da yokuş aşağı inmekteyken ben, sevgili bisikletimin frenlerinin tutmayası gelmişti. Saatler iş çıkışını göstermekte, Dolapdere trafiği sıkışıklıkta sınır tanımamaktaydı. Ne yapmalı, ne etmeli, bir oyunbazlık, bir şeytanlık… Kendimi yere mi atmalı, trafiğin arasına mı dalmalıydım? Beş dakikada değişmişti, bütün işler.

Yokuşun hemen ucunda ‘Girilmez!’ tabelasının asılı olduğu bir direk vardı ve o anda aklıma gelen tek şey o direğe asılıp hızımı kesmekti. Mevsim sonbahardan kışa doğru yaklaşmakta olduğundan ve yakın bir yerden geldiğimden elimde bisiklet eldiveni yerine parmaksız ‘normal’ eldivenlerim vardı. Haliyle direği tutunca da elim kaydı ve bisikletim bir yana, ben bir yana savrulduk. Sonuç mu? Yine düşmüştüm dört ayak üstüne. Belli ki birinden bulaşmış bana bu dört ayak mevzusu…

Sonra kapıcıya verdim bisikleti frenlerini tamir ettirmesi sözü eşliğinde. Sol bacağım ve kolum önce mor, sonra mosmor, sonra da gökkuşağı iken dolandım ortalarda bir süre. Neyse ki kışa giriyorduk artık. Üşümesem de deli demesinler diye uzun/kapalı şeyler giymem gerekiyordu.

Ulaşım Aracı Olarak Bisiklet Kullanmak

Yıllar sonra da kanıtlanmıştı… Yok, yok bisiklete binilmezdi artık İstanbul’da.  Süreyya Plajı’nda değildim artık. Çocuk da değildim. Kazık kadar olmuştum. Trafik filan… İnanır mısınız tamirci bile bulamıyordum Harbiye civarında. En son dertlendiğim biri “Sizin yaşınızdakiler şu anda araba kullanıyor ve hala neden ısrar ediyorsunuz ki bisiklette anlayamıyorum…” demişti. Anlamasını da beklemiyordum zaten. Araba kullanmıyorum, ehliyetim bile yok, olmasını da istemiyorum.

Bir süre yaşadım bisikletsiz, tekersiz… Sonra yine dürttü şeytan, soluğu Bayrampaşa’da aldım. Geçen sene bayram öncesiydi. Aldım bisikleti, yalvardım oradakilere… Tamam, arife günü olabilirdi ama ben de bayramda hazır İstanbul boş iken rahat raht bisiklet sürmek istiyordum işte. Arabam yoktu, ne olurdu yani nakliyeyi gerçekleştirseler.

Acıdılar halime, getirdiler bisikleti. Ben onu Belgrad Ormanı’nda binerim diye almıştım ama kaderin cilvesine bakın ki yeniden Anadolu Yakası’na taşınıverdim. Artık kendime başka bir orman bulmalıydım ve buldum da. Dilerseniz o da başka bir yazının konusu olsun.

Ulaşım Aracı Olarak Bisiklet Kullanmak

Sadece şunu yazmak istiyorum son olarak: Merak, niyetle orantılı olarak çok keyif veren bir hale bürünebiliyor. Ben bu hafta sonu bisikletimle birlikteyken yaşadım bunu. 48 km’lik yolculuğa ait ayrıntılar haftaya gelecek.

Notlardan not beğenecek olursak;

Bir taşla iki kuş vurmuş olmaktan, bir yazıyı diğerinin önsözü hali getirerek ‘Gelecek hafta ne yazsam ki?’ kaygısını şimdiden bertaraf etmiş olmaktan dolayı; mesudum, bahtiyarım.

Etkinliklere bakacak olursak;

  • Boğazı bir ucundan bir uca yüzerek fethedecek olanları izlemek isterseniz 6-7 Temmuz’da Kuruçeşme’ye ya da tam karşısında yer alan Kanlıca’ya bekleniyorsunuz. Detaylar şurada.
  • Wimbledon hala devam ediyor. Ayrıntılı bilgi için tık tık… 7 Temmuz son gün.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale