X

Bir spor aşığından: “Olimpiyat Hakkımızdı; Vermeyenler Utansın”

Olimpiyat Hakkımızdı; Vermeyenler Utansın

Nasıl yani, Olimpiyat’ı bize vermediler mi? Aaaa, neden acaba?

Halbuki biz;

Sporun sadece futboldan ibaret olmadığını gayet iyi biliriz.

İsteyen her genç, istediği spor dalında başarılı bir şekilde ilerleyebilsin diye her türlü imkanı ayaklarının altına sereriz. Böylece ailesi maddi açıdan çok iyi durumda olmayanlar da geri kalmazlar akranlarından.

Olimpiyat Köyü’müz var mesela, zamanında “Ne olur, ne olmaz!” diye yaptırdığımız. Kendi sahası, çalışma alanı olmayan kulüpler, takımlar orada rahat rahat çalışabilirler. Ne yani kaderine mi terk edecektik koskoca mekanı. Kullansın gençler.

Paralimpik konusunda da kafamız rahat çünkü engelli hakkı bizden sorulur, onlara saygımız sonsuzdur. Asla kaldırımdaki tümseklere park etmez, engellinin metrodan ana meydana çıkmasını sağlayan tek asansör bağlantısını kafamıza göre kesmez, tekerlekli sandalyeyle sokakta ilerlemekte zorlanıyorsa “O zaman sen de sokağa çıkma kardeşim.” demez, aksine çıkabilsin diye her şeyi ona göre organize etmeyi kendimize görev ediniriz.

Maraton var diye trafiğin kesilmiş olmasına aldırış etmez, arabasız bir günün tadını sonuna kadar çıkarır ve koşucuları desteklemeye gideriz. Koşanlara küfür edip, kafalarına bir şeyler atmak mı? Yok, yok, onları yapanlar bizler değiliz, olamayız.

Gelelim bisiklete… Bulmuşuz İstanbul gibi güzel bir şehri, sahilinde, ormanında, yazında, kışında bisikletten inmez, trafikte ilerlerken sürücülerin nazik davranışları karşısında şaşar kalırız. Bisiklet kültürümüze işlemiş bir araçtır bizim için.

Bunca sahil, ada filan varken elbette su sporlarında ne kadar gelişmiş olduğumuzu söylemeye gerek yok. Yüzme konusunda rakip tanımayız, boğazda kürek çekenleri görünce tuhaf tuhaf bakmaz, yelkenin, sörfün zengin işi olduğunu düşünmeyiz. İmkanımız bol ne de olsa…

Olimpiyat Hakkımızdı; Vermeyenler Utansın

Şike mi? Bilmeyiz öyle şeyler… Bir bakalım Google’a da, öğrenelim ne demek olduğunu.

Yani tüm bunları düşününce gerçekten de insan akıl sır erdiremiyor 2020 Olimpiyatları’nın elimizden uçup gitmiş olmasına. Halbuki o kadar da hazırlanmış, sporla alakası olmasa da turizm sektöründe prim yapabilecek nitelikte ‘gerçeklerle’ bezeli bir tanıtım videosu yapmıştık.

Belli ki adamlar anlamıyor bu işlerden. Kim bilir daha kaç fırın ekmek yemeli, kaç arpa yol gitmeliler gerçekleri görebilmek için.

Neyse biz yılmayalım, spora, sporcuya değer vermeye devam edelim. Bir gün elbet görürler gerçekleri.

Aman kaçırmayın!

Kirlenmenin tadına varmak isteyenlere bir öneri:

Siz de benim gibi çamur görünce dayanamayıp, içine atlayanlardansanız; Kilyos’ta gerçekleşecek koşuya bir göz atın derim. Bata Çıka yarışmanın keyfi inanın benzemiyor hiçbir şeye… 5 km gözünüze az gelebilir ama o çamurlara battıkça mesafeler 2’ye, 3’e katlanıveriyor bir anda.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale