X

Bir spor aşığından: “Ödül olarak isot verilen yarı maraton hangi ilimizde yapılmaktadır?”

Bir Spor Aşığının İtirafları – VI

Cevap konusunda pek sıkıntı yaşamamış olmalısınız. Evet, doğru bildiniz; Urfa ya da Şanlıurfa. Bendeniz ilk defa bir yarışmada kupa aldım, birincilik madalyasını boynuma taktım, para ödülünü kaptım, bir de isot kazandım. İyi ki gitmişim de katılmışım 3. Şanlıurfa Yarı Maratonu ve 10km Koşusu’na.

 

Geçen senenin acısı itinayla çıkartılır.

Hafta sonu birkaç arkadaşımla birlikte Şanlıurfa’daydık. Sözde koşmak için gitmiştik oraya ama elbette bambaşka planlarımız da vardı. Halfeti’yi görmek bunlardan biriydi sadece. Geçen seneki ziyaretimiz sırasında koşmayı aklının ucundan geçirmeyerek sadece yemeye odaklanmış arkadaşlarımız nedeniyle oradan oraya sürüklenmiş ve yarıştan önce helak olup, nasıl uyuduğumuzu bilememiştik. Ahdımız vardı; bu sene daha erken gidip, geç dönecek, görmediğimiz yerleri görüp, koştuktan sonra gönlümüzce yemek yiyebilecektik. Gördük ve yedik… Aferin bize.

 

Sular altında bir kent: Halfeti

Şu bir gerçek ki diziler olmasa tarihimizin bir parçası olan şehirlerden,  beldelerden, eserlerden hiçbir şekilde haberimiz olmayacak; o derece alakalıyız yani geçmişte yaşananlarla, coğrafyamızla. Halfeti’nin tanınmasına, tanınıp gelişmesine, gelişip daha da güzelleşmesine katkısı olan son dizi Kara Gül. İyi ki gitmişiz de görmüşüz orayı. Yolunuz düşerse Başkanın Yeri’ne uğramayı ve Fırat Nehri sularında tekne gezintisi yapmayı ihmal etmeyin.

 

Yediklerimiz, içtiklerimiz bizim olsun, gelelim koşuya…

Ertesi günkü yarış nedeniyle Cumartesi günü pek ağır yemekler yememiş olsam da gecenin bir yarısı beni tuvalete koşturan karın ağrısıyla uyanmaktan kurtulamadım. Gün doğana kadar kaç kere uyandım bilmiyorum. Sabah midemde dolaşan minik yaratıklarla uyandım. Çığlık atıyor, oradan oraya koşturuyorlardı sanki. Olsun fark etmezdi, koşacaktım yine de. Ben pek kararlıydım ama kararlı olmak yetmiyordu. İlk defa böylesine bir yarışa katılacak olan bir arkadaşım da aynı dertten, hatta biraz daha şiddetlisinden muzdarip olduğu için otele dönmek zorunda kaldı yarış başlamadan. Oysa pek keyifli, davullu, zurnalı, halaylı başlamıştı gün…

O zifti sanki ciğerlerime boşalttılar.

Koşu başladı; henüz çok az yol almıştık ki keskin bir asfalt kokusu giriverdi burnumdan ve ilerledi boğazıma doğru. İşte tam o anda olanlar oldu; biricik parçam faranjit yine uyarılmış, nefes almakta zorlanır hale gelmiştim.  Koştuğumuz yolun ters istikametindeki asfalt yenileniyor ve sıkı bir yokuşu çıktığımız noktada çalışmalar hala devam ediyordu. Belli ki bizlerin iyiliği için başlatılmıştı bu çalışmalar ama ah o faranjit yok mu o faranjit… Bittim ben, defalarca kez savaştım kendimle ambulansa binip de “Hastaneye çek!” dememek için. (Karar verdim çözeceğim bu faranjit işini. Tıp çözemedi 20 senedir, zaman alternatif  tıbbı deneme zamanıdır. )

Bir süre sonra geldi aklıma kafamdaki buff’ı indirip ağzımı, burnumu kapatmak ama iş işten geçmişti çoktan. Yokuşu çıkmak için inanılmaz bir çaba gösteren engellilerin ve down sendromlu Ahmet’in ne kadar canla, başta yarıştığını gördükten sonra atıverdim bir kenara kendi derdimi. Onlarla aynı ortamdaysam tüm bahaneleri kovmalıydım hem kafamdan hem de vücudumdan. Bir şekilde bitirdim 21 km’yi, şekillerden şekil beğenerek.

Sonrası malum…

Koşu sonrası yine yemece, yerel güzelliklerke tanışmaca, gezip, tozmaca, mırra ve menengiç içmeceden ibaret.

Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürler…

Not: Güvenilir kaynaklardan aldığım habere göre önümüzdeki sene değişecek olan parkurla birlikte koşu daha da eğlenceli bir hale gelecekmiş. Bakarsınız hep birlikte gideriz.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale