Hareket etmek, yürümek, koşmak iyi de, hep beraber itiraf edelim ki insan değişiklik arıyor bazen, değil mi? Bambaşka bir yerde, bambaşka kişilerle kalabalığa karışmak, yerini henüz ezberlememiş olduğumuz bir ağacın yanından geçmek, bilmediğimiz bir gökyüzünde sıralanmış bulutların altında ter dökmek iyi gelebiliyor bünyeye.
Hep aynı orman, aynı sahil, aynı cadde… Hep aynı İstanbul, aynı Ankara, aynı İzmir… Elbette kendi kendine sürprizler hazırlayan, kendini şaşırtıp, şımartanlar vardır içimizde ama kim sevmez ki değişikliği.
Her zaman uzaklara gitmek, bilmediğimiz yerlerde gezmek, eğlenmek vardır aklımızda da olmaz bir türlü. Zamanı uyduramayız, vakti ayarlayamaz, arkadaşlarımızı kandıramayız. Kim “Yarın şuraya gidiyorum veya dün şuradan geldim.” dese, illaki bir gün oraya ya da benzer bir yere gitmeyi aklımızdan geçiririz.
Hareket etmekle, sporla başlayıp da ne zaman gezi faslına geçtiğimi düşünmeyin boşuna çünkü geçiş yapmadım, ikisini birleştirdim sadece. Dilerseniz koşarak/yürüyerek tüm Türkiye’yi, hatta dünyayı dolaşabilirsiniz. Ölçeği çok genişletmeden, gelin, ülkemizden başlayalım.
Ağustos’un ortalarında olduğumuzu düşünerek Kasım başındaki Urfa Yarı Maraton u’na çevirebiliriz gözlerimizi. Ben geçen sene ilk defa katıldım maratona ve bu sene 3. kez gerçekleştirilecek. ¨İyi de ben arkadaşlarımın arasında koşan tek kişiyim, tek başıma nasıl gideyim ki?¨ diye düşünmeyin hiç. Yemek ziyafeti kısmında size eşlik etmeye meraklı pek çok arkadaşınız vardır nasıl olsa. Hem finish’te sizi birilerinin bekliyor olması da iyi bir şey. İki fotoğraf çeker, alkış tutarlar işte, fena mı?
Yemek ziyafetini nerede çekeceğinizi hemen söyleyeyim: Şıh’ın Yeri’nde. Merkeze pek yakın değil ama o yola değer. Yemeğinizi yarıştan sonra yemenizi öneririm yoksa arkadaşlarınız tıka basa karşınızda otururken siz masayı seyretmekle yetinmek zorunda kalabilirsiniz.
Genelde Urfa’da konaklanabilecek ilk oteller arasında tavsiye edilen Manici’yi önermem çünkü biz geçen sene hiç memnun kalmadık; sıcak su yoktu, banyonun kapısı kapanmıyordu, gecenin bir yarısına kadar odamızın hemen yanındaki sıra gecesinin gürültüsüne maruz kaldık. Kısaca yıldızlarını hak etmiyordu. Koşu kaydını yaptırdığımız ve sabah olmasına aldırış etmeden birkaç tane mükemmel çiğ köfteyi ağzımıza attığımız El Ruha Hotel daha mantıklı görünüyor. Bu sene ben ve arkadaşlarım oradayız.
Bu arada tarihi kale ile camiyi gezmeyi, mırra ve menengiç kahvesi içmeyi, sonra da Balıklı Göl’e uğramayı ihmal etmeyin.
Yol sorarken mutlaka birkaç kişiye danışın çünkü mesafe algılarımız çok farklı Urfalılarla. Biz yolumuzu bulmaya çalışırken epey eğlendik ama kaybolmak da vardı işin içinde.
Size en güzel tavsiyem de uçaktan iner inmez kiralayacağınız bir araçla önce Halfeti’yi ziyaret edip, sonra otelinize gitmenizdir. Böylece sular altındaki bu yerleşim birimini görebilen şanslılar arasındaki yerinizi alabilirsiniz. Yarın ne olacağı belli olmaz; burası Türkiye.
Koşarak gezmek fikri ilginizi çektiyse şurada bir liste var. Bazı yarışlar eksik ama ilgilenmeye başlayınca onlar da bir taraftan çıkıveriyor karşınıza. Bir bakın bakalım, belki koşmaya gitmişken akrabalarınızı da ziyaret edebilirsiniz. Var mı sizin oralarda bir şeyler?
Not:
- Urfa’da sadece yarı maraton koşulmuyor, dilerseniz 10 km’lik koşuya da katılabilirsiniz. Kayıtlar henüz açılmadı. Koşudan önceki gece düzenlenen sıra gecesini kaçırmayın sakın! Urfa’ya gidecek olursanız bana da haber edersiniz, değil mi? Adresim: kivergu@gmail.com
- Eylül’de Büyükada’da koşmak isterseniz şöyle buyurun.
- Urfa’nın ardından koşulacak olan Avrasya Maratonu için şuradan, Runtalya için de şuradan bilgi alabilir, kayıt olabilirsiniz.
- Bir önceki yazıma konu olan olayın ardından 2 bisikletçinin farklı noktalarda uğramış olduğu ve hayatlarını kaybetmelerine yol açan trafik terörünü öğrenmek gerçekten de çok üzdü beni. Sevgili sürücüler biraz daha dikkat lütfen! Hem kendiniz hem de başkaları adına…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.