X

Bir spor aşığından: “Ege yollarında”

Bir spor aşığından: “Ege yollarında”

“Abla çok yokuş burası, ben seni gideceğin yere bırakayım mı? “ der mobiletli çocuk; Assos-Ezine istikametinde, sağına uçsuz bucaksız yeşilliği, soluna da aynısını alıp, bir de arasına denizi katmış koşmakta olan kıza; yani bana… Kızın sırtından bir hortum sarkmakta, ara sıra oradan bir sıvı almakta, çocuk şaşkınlıkla bakmakta.

Teşekkür eder kız çocuğa; yokuşun bir mahzuru olmadığını, zaten koşmak için yola çıktığını ekleyerek sözlerine. Şaşkın bakar çocuk. Koş koş nereye kadar bakışlarıyla taçlandırdığı “Peki abla sen bilirsin, iyi bayramlar o zaman.” der ve uzaklaşıverir, görünmez olur. Görünmezliği hızından değil, yolun güzelliğindendir.

Öyle bir yoldaydım ki sanki ufka doğru gidiyordu adımlarım. Sonu yoktu yolun, görünmüyordu, tahmin edilemiyordu. Hele ki bir de ilk kez geçiliyorsa oralardan, sürprizlere doyulamayacağı anlamına geliyordu tüm bunlar. Denize girmek için buluşacağım arkadaşıma telefonda Ezine yolunda olduğumu söyledim. O da “Çok uzak orası.” dedi. “Ezine’ye gitmiyorum, yolundayım sadece, elbet dönerim bir yerlerden.” dedim ama dönemedim, gittim de gittim.

Bir spor aşığından: “Ege yollarında”

Yolun sonu göründüğünde üçe ayrıldı; baktım bir köy var karşıda, giriverdim sokaklarına. Köy kahvesinin önünden geçerken hoooop dönüverdi kafalar… Köy ahalisi senkronizasyon konusunda pek başarılı doğrusu.

     

Gittim, döndüm, köyün çıkışında bir teyze tarafından durduruldum. Nereden geliyor, nereye gidiyordum ve Allah aşkına neden koşuyordum da arabayla seyahat etmiyordum? “Zayıfcacıksın zateen, ne koşusuymuş buuu, çatlatıverceen yüreciğini, biniversene arabaya, bişeye…” dedi, bir “Eeeh.” çekti, azarlayıverdi beni. Taş fırında pişen ekmekten ikram etmek istedi, fotoğrafını çekmekle yetindim sadece. “Teyzecim çatlamam, bak şimdi, şuradaki nar ağacı var ya; ben oradan bir nar çalacağım birazdan, o bana enerji verecek. Haydi, iyi bayramlar.” dedim, uzaklaştım. Narımı kopardım, yoluma koyuldum. Rüzgar gibi geçtiğim Korubaşı Köyü’nü pek sevdim, başka bir zaman tekrar gezmek isterim.

Dönüş yoluna geçtim, sanırım 7-8 km sonra Assos’taydım. 20 km koşmuştum ama hala haylazlıkta sınır tanımamaya meyilliydim. Asfalta doymuştum, bir de ormana dalıverseydim Midilli’ye karşı… Amacım Assos’tan Kadırga Koyu’na ulaşmaktı sahilden, eğer yol varsa da ormandan. Patika varmış, öğrendim, yola girdim.

Yolu tarif eden kişi patikada ufak tefek çitlerin karşıma çıkacağını ama üzerlerinden atlayabileceğimi söylemişti. “Atlarım.” diye düşünmüştüm. Atladım hem de tam 5 tanesinin üzerinden. Biraz zor oldu çünkü çitler dikenli çalılarla örülmüştü, geçmenin pek imkânı yoktu. Hayvanlar geçemesin diye yapılan çitlerin üzerinden, insan olarak geçmek zordu. Geçtim bir şekilde ama insanlığımdan da şüphe etmedim değil. Biraz kan revan içinde, bol çizikli, kesikli de olsa tamamladım yolu.

Deniz bekliyordu, kucaklaştık sessizce. Beni içine çekti, huzurunu içime zerk etti.

Bir bayram daha böyle geçti benim için. Köy hayatının içinde, Mağgönül ailesinin kanatları altında, sessiz, sakin ama bir yandan da epey hareketli. Yine merakımın peşinden gittim, güzellikleri buldum. Ve bir kez daha anladım ki gittiğim yeri keşfetmenin benim için en keyifli yolu koşmak ya da yürümek. Bir de bisikletim olursa ne ala.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale