X

Bir rüya için yazılmış sözler: Gerçek karşılaşmaları özlemek

Son sözünüzün ne olduğunu soran bir sistem şu anda yok, geçmiş realitelerden biliyoruz sadece. Karayip korsanlarındaki mizahi durumu an’ın içine çağıralım ve auramızdaki renkleri azıcık değiştirelim. Bunu an’ı manipüle etmek, daha iyi ya da daha kötü olmak için yapmıyoruz. Bu bir teknik ve içimizde buna karşı sağlam dirençlerimiz var. İçeri gelin, Jefferson Airplane dinliyoruz.

Kendini bilme çalışmalarında objektif üzülme diye bir şey geçer. Değişik bir haldir, izlenimleri aktarmaya çalışayım. Şöyle bir şiir yardıma koşar, “üzülmeden ağlamak / kızmadan tokat atmak” bir duyguyu fizik bedenle özdeşleşmeden hareket ettirmek. Sağlam bir gözlem ve ayrışma isteyen bir iş. Ama bir iş ve yapılabilir, bunun gerekliliğini hissetmek de ayrı bir şey. Öncelikle böyle bir eksikliği gözlemeliyiz. Peki, nasıl üzüleceğiz? Genelde bu konudaki izlenimlerimiz kendimize ya da karşıdakine kızmakla alakalı şeyler, bana bunu nasıl yapar gibi cümlelerin altında imajinatif bir benlik yatar ve kibirin görülmesine olanak verir. Çalışmadaki birisi için bulunmaz anlardır. Bir dakika önce sakin ve görülmez halde duran kibir tetiklenmiş ve yüzeye çıkmıştır artık. Sorunun karşıdakine yükleyip ayrıştırmak da buna benzer bir şeydir. Karşındakini ne olarak görüyorsun hayatında? Bu soru bir çeşit turnusol kağıdı olabilir yukarısı için. Sonuçta herkes kendi sistemine göre inisiye oluyor ve inisiyasyonun kendisine ölçme ve değerlendirmesi var mıdır acaba? Birçok anlamda vardır elbet … Bir tanesi de bu olabilir. 

Hayatlar boyu çalışıp çalışıp sorular hazırlarsınız kendinize ve bu sorular da bu an’ın içinde yer alır. Birinci soru da budur “ Karşındakini ne olarak görüyorsun? Hala güzel/çirkin diye bir ayrımın var mı?” Bu soruyu biz hazırlamışızdır. Gelinen noktada form eşitliği oluşturmak için. Bunu ortak bir lisan ya da çevirimiçi bir istasyon kurmak gibi düşünebilirsiniz. Bir şeye çirkin demek onun içinde zenginliği görememek anlamına gelebilir çünkü çevremizi ağırlıklı olarak ‘ego’nun gözünden görüyoruz. Bize göre kokusu kötü/çirkin olan bir bitkinin bu koku özelliği onun doğal olarak seçip aldığı ve bütünde tamamladığı bir oktav olabilir? Biz kendi realitemizden dışarıya bakıp iyi ya da kötü diyerek oldukça sınırlı bir değerlendirme yapıyoruz ki burada da çoğunlukla entelektüel merkezin alt bölümlerini kullanıyoruz.

Karşımızdakini nasıl görmemiz konusunda bir reçete mi istiyoruz? Kendini bilme yolunda reçete yazılmıyor maalesef. Reçete gibi eril sistemler zaten dünya üzerinde şu anda oldukça aktif “ dinler “ bunu en bilinen örnekleri. Üç kere şunu yap, şu saatte şunu yap, üzerine beş kere şunu yap gibi örnekler verebiliriz. Reçetemiz yoksa hasta kişi ne yapacak? Kişi, kendisinden kendisine bir yolculuk yapacak, içinde haz olmadan ya da gördükleriyle özdeşleşmeden. Haz olmadan diyorum çünkü haz içeren sistemlerde genelde kişi, yaptığı işle ilgili haz bağı da kuruyor ve dönüşüm için elde etmesi gereken ince maddelerle arasına mesafe koyuyor olabilir. İyi ve kötü denilen hale gelmeden varlıkların taşıdığı enerjiyi deneyimlemesine izin vermek gerekli. Bizim yorumlarımız onların alanında özgürce ifade edecekleri seçenekleri kısıtlıyor.

Gelen başlığımıza, gerçek karşılaşmalar … Buna “ aşk “ diyebiliriz. Varlıkların birbirlerine söz verip indikleri bu madde dünyasındaki güçlü etkiler. An’ın durmaya yakın hale geldiği, birbirinin etrafında dönen ruh parçaları gibi. Oldukça yükselmiş bir cinsel enerjiyle yaşanılan hatırlama anları? Evet dostlar, bunu özlüyorum. Rüya dediğimiz ince maddelerin karşılaşmalarını bekliyorum. Audioslave gelsin ve Chris abimiz bir duygu ifadesi çıkarsın “Like a stone” diye. Sabır elementi böyle mi çalışıyor acaba?

Sözler, sözün sahibine benzesin. “İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz.”

 

İlginizi çekebilir:

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale