Sizinle aynı fikirde olmayan bir insan karşınızda suçlanmadan, itham edilmeden düşüncelerini rahatça ifade edebilir mi? Artık sizi sevmediğini söyleyen eşiniz, sevgiliniz ya da arkadaşınız sizden güvenle ayrılabilir mi? Sizden uzaklaşmanın, hayatınızdan çıkmanın, fikrinize katılmamanın bedeli ne? Narin’inki hayatıydı…
Senin gibi davranmadı, aynı inancı paylaşmadı, seni sevmedi diye en basitinden dedikodusunu bile yapıyorsan, çarpıtıyorsan, karalıyorsan, maddi anlamda baskı uyguluyorsan daha üst noktada hakaret, ruhsal ve psikolojik şiddet uyguluyorsan, skalanın bir üstü zaten cinayet.
Reddedildiğinde hayatına kriz yaratmadan devam edebiliyor musun? Yaptığı şeyin doğru olduğu geri bildirimini almamaya, onaylanmamaya ne kadar tahammülün var? Narsistlerin yok, sosyopat ve psikopatların hiç yok. Kendi içlerindeki sesi duyamadıkları için dünyadaki en güçsüz insanlar, bu yüzden yalan ve manipülasyonla yandaş toplayarak güç kazanıyorlar. Hitler bir kişiydi, milyonlarca insan nasıl öldü?
Her ötekileştirmede narsit bir eğilim var. Değersizlik duygusu o kadar kuvvetli bir tutkal ki, insanları, “arkadaşlık, yoldaşlık, milliyetçilik, din kardeşliği, annelik, zencilik” kavramları adı altında hiç sorgulamadan bir arada tutabiliyor. Nasıl olsa arkadaşım, nasıl olsa Türk bizden, sonuçta değerli bir meslekten diye yaptıklarını ve söylediklerini sorgulamayabiliyoruz. Bu da göz yummamıza ve pek çok konuda belki farkına bile varmadan yandaş olmamıza sebep oluyor. Nefret ettiğimiz ya da dışladığımız kişiyi hiç tanımadan, gönül rahatlığıyla…
Hiçbir suç, cinayet tek başına işlenmiyor. Katil yakalanır, yandaşlar eşlik edecek bir katil daha bulur. Yapana en ağır cezayı vermekten önce bir aşama daha var. Kurbanlar haksızlığa uğrarken, eziyet görürken diğerleri neden sustu, neden yardım etmedi? İnsan yardım isteyen birine sırtını neden döner? ikincisi narsistler, psikopatlar, katiller bu mental düzeye, insanlıktan çıkacak duruma gelene kadar diğerleri neredeydi? Her iki taraf için de o derin çaresizliği neden kimse görmedi?
Çok hassas konular fakat konu hiçbir zaman bir kişiyle alakalı değil. Reddedilmeye ve onaylanmamaya tahammül edemeyen insanların üretmek ve yeni bir sayfa açmak yerine ortaklaşa birlik oluşturarak anlık haz alma çabası. İnsanın içindeki boşluk ne kadar büyükse haz arayışı da o kadar fazla, verdiği zarar o kadar büyük. Kolektif narsisizmin, geniş çapta kötülüğün tanımı bu. Çoğu kişi maalesef bireysel anlamda bu ortak kötülüğün bir parçası haline geliyor.
Mitolojik anlamda da yozlaşmayı, Medusa’nın cinayetini sadece Perseus’a mal etmeyelim, siyasi anlamda suçlu sadece Putin, Kim Jong gibi zararlı elitler değil. Hatta yandaşların onlardan bile tehlikeli olduğunu düşünüyorum, çünkü hiçbir zaman hedef değiller, yaptıkları kötülüğü fark etmek daha zor, hayatta kalma şansları daha yüksek.
En ağır cezayı vermek geçici bir çözüm, önüne geçmenin asıl yolu önceden fark edebilmek için davranış örüntülerindeki tekrarları görebilmek. İnsanın kendini ya da bir başkasını koruyabilmesi ya da yine aynı şekilde kendine ya da bir başkasına zarar vermemesi için öncelikle kendi içindeki karanlıkla yüzleşmesi, sağlıksız davranış kalıplarını tanımlayabilmesi gerekiyor. Narin çok güzel bir hayat yaşıyordu ve her şey orada bir günde olmadı. Bu bir süreçti, fark edilebilirdi…
İlginizi çekebilir: 17 Ekim Koç Dolunayı’nda bizi neler bekliyor?17 Ekim Koç Dolunayı’